- Size 'şöhretlerin eskicisi' diyorlar. 2011 için hayaliniz nedir?
- Bir gazete sayfasında içler acısı bir fotoğraftı. Çocuklar sınıfta. Kapıda plastik ayakkabılar. Varto ilçesine bağlı Dutözü köyü. Oysa her birimizin evinde yeni kalmış yepyeni bir çift ayakkabı mutlaka vardır. Bir kampanya yapsak ve ihtiyacı olan herkesi giydirsek. Anadolu'da kıyafete ihtiyacı olan o kadar çok köy ve insan var ki. Ne olur, herkes 3-5 parça kıyafetini bağışlasa. Bir hayalim daha var. O da 81 ilde eskici dükkanları açmak. Çok ucuza, zevkli bir şekilde insanları giydirmek. Dünyanın bir imtihan olduğuna inanıyorum. İyiliğin de bumerang gibi olduğunu düşünüyorum. İyi insanlar iyi insanlara, kötü insanlar kötü insanlara denk gelir.
- 'Asla satmam,' dediğiniz elbiseler oluyor mu?
- Mesela İlk Cumhuriyet Balosu'ndan kalan bir elbise var elimde. Teyze o kadar güzel korumuş ki, satmaya kıyamıyorum. Dünyayı verseler veremem.
- Size göre hangi dönem daha güzel?
- Ben en çok 70'leri seviyorum. Tarık Akan gömlekleri, İspanyol paça pantolonlar, retro gözlükler. 70'lerin felsefesi ve ruhu giysilere yansımış.
- Ne okudunuz?
- Lise mezunuyum. Ama Hayat Üniversitesi'ni bitirdim (Gülüyor). Alaylıyım. Güney Kore'de ünlü bir edebiyatçının reklam filminde oynadım. Bu sene Paris'te ünlü bir çikolata firmasının reklam filminde oynayacağım ama çok da umurumda değil bunlar. Ben eskicilik yapmaktan keyif alıyorum. Doğuştan Afyonlu bir adamım (hahaha). Hastanede annem rehin kalmış Esnaf Hastanesi'nde, 17 gün çıkamamış. 16 yaşına kadar nüfus kağıdım olmadı. Dibe vurduğum çok zaman oldu ama mücadeleyi bırakmadım. Şimdi annem, kızım ve ben çok güzel bir hayat yaşıyoruz, çok şükür.
- Nasıl koruyorsunuz elbiseleri?
- 100 yıllık elbiseler var mesela. Ön temizliğini yapıyoruz ve naftalinliyoruz. En büyük düşmanımız, güvedir. Artık elbise eksperi oldum. Gözüm kapalı elbiseyi kokladığım zaman kaç senelik olduğunu bilirim. Küçükken naftalin koklamak için gardırobun içine girerdim.