Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun getirdiği 24 yaş uygulamasının sosyal hayatı ciddi şekilde baltaladığına, bir dizi yanlışlık barındırdığına hepimiz ikna olduk. En azından yolu birkaç konsere düşecek kadar müzikle ilgilenenlerimiz. Şimdi oturup tekrardan "18 yaşında evlenebiliyoruz, silah alabiliyoruz, oy verebiliyoruz ama bırakın içmeyi, alkolün reklamının yapıldığı ortama bile neden giremiyoruz" konulu bir yazı yazmayacağım. Akıl almaz şekilde mantıksız bulduğum, bu ülkedeki birçok gencin üzerinde anlamsızca baskı uygulayan bir yönetmelik olduğu aşikar. Gelişmiş diye adlandırılan bir dizi ülkede de örneği falan da yok bunun. Ben başka bir şeye değineceğim. Bu konuda mekanların aldığı tavra. Geçtiğimiz hafta Babylon, bazı konserlere 24 yaş sınırı koyduğunu açıkladı. Yaş sınırı olan konserlere -Hindi Zahra, Pantha Du Prince- daha önce bilet almış olan, 24 yaşın altındakilerin canı yandı. Giremeyecekleri konserler olduğunu anladılar. Doğal olarak Babylon'a kızdılar. Ama durumu doğru değerlendirmek gerekiyor. Elbette bir konser için 24 gibi (birçok şeyi yapabildiğiniz) bir yaş sınırı koymak zorunda kalınması çok büyük bir talihsizlik. Ama bunu Babylon yapmıyor. O konserlerin parasını, aldığımız üç beş biletle aslında bizler ödemiyoruz. O sponsorlar olmasa, birçok grubu, müzisyeni izlememiz de mümkün olmazdı. Gidip 24 yaş sınırı koymayıp o konserin parasını bir içki firması ödedi diye iptal etmek daha mı iyi? Ankara Barosu zaten halihazırda bu yeni yönetmelik karşısında, yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtı. Bir ihtimal yönetmelik iptal edilebilir. Ama bu esnada konserleri ve festivalleri en iyi şekilde sürdürmek de önemli. O yönetmeliği Babylon çıkarmadı, bunu unutmamak lazım. Elbette bazı mekanlar, 24 yaş gibi bir sınır koyacaklarını açıklamadı; İKSV Salon mesela. Çünkü onların içki sponsorluğu altında yaptığı bir etkinlik yok, buna da dikkat edin. Tüm kızgınlığı anlıyorum ve hak veriyorum ama eleştirileri yönelteceğimiz yeri doğru seçelim ki, kendi kendimizi yemeyelim.