Papağanlarına âşık bir hayvan dostu Gülgün Cinol. Kuşlarını öylesine seviyor ki, son 15 yılda onları bırakıp hiç seyahate çıkmamış. Ara sıra hava değişikliği için Anadolu Kavağı'na ya da Adalar'a gidiyor ama çok sevdiği papağanlarını da yanına alıyor. Moda civarındaki parklarda herkes kedisini köpeğini dolaştırırken, o elinde kafes, kuşlarını gezdiriyor. "Onlar benim canyoldaşım," diyor ve ekliyor: "Müthiş bir diyalog var aramızda. 'Gel,' derim gelirler. Hiçbir şey beklemezler. Kuşlarımla çok mutluyum." 15 yıl önce annesini kaybettikten sonra kuşları sayesinde hayata tutunabilmiş. Hep papağanları olmuş bugüne değin. İlk zamanlar aldığı papağanlar kısa sürede ölmüş. Bunun üzerine petshop'ların bu işi bilmediğine kanaat getirmiş ve başlamış araştırmaya. Papağanlarla ilgili en kalın kitapları bulup okumuş. Yıllar içinde edindiği tecrübeleri de üstüne ekleyince, kuşlarını uzun süre yaşatmanın formüllerini bulmuş. "Şimdi papağanları olanlar bana soruyor nasıl bakacaklarını," diyor Gülgün Hanım. Evindeki papağan nüfusu kimi zaman çok artmış, sonra bir kısmı ölmüş, bir kısmını birilerine vermiş ve şu anda iki sevda papağanı var. Onun evinde dünyaya gelmiş olan Mıstık ve Çömçe'nin 12 yaşında olduklarını söylüyor Gülgün Hanım: "Bunlar çok uysal kuşlar. Yaralarına merhem sürerken dahi asla ısırmazlar. Başka kuşu kıskanmazlar. Çok ilginç aile ilişkileri var. Birbirlerine karşı çok sevgi dolular. Yaş sırasına göre ikram beklerler. Ben elime yem koyduğumda hepsi elime gelir ama önce anneleri, sonra yaşı büyük olanlar, en son küçük olanlar yer. Birbirlerine çok saygılılar. Sofrada yemek varsa, aç da olsa dokunmaz. Baba papağan, anne kafese girmeden girmez. Anne papağan lider konumdadır. Eşlerine sadık oluyorlar. Bu cins papağanlar genelde konuşmuyor ama söylenenleri anlıyor. İsimlerini biliyorlar mesela. Çok akıllılar."
BİRLİKTE VAPUR KEYFİ
"Kuşları dışarı çıkarmak nereden aklınıza geldi?" diye sorduğumuz Gülgün Hanım, şöyle açıklıyor: "Bir kez hava alsınlar diye balkona çıkardım. Çok mutlu olduklarını gördüm. Sonra bir gün Anadolu Kavağı'na gidiyordum, kuşlarımı da aldım yanıma. Onlar için de, benim için de çok keyifli olan bir vapur yolculuğu yaptık. Vapurda yabancılar vardı. 'Çok iyi yapmışsınız, haftada bir çıkarın,' dediler. Bizim bazı Türkler deli gözüyle bakıyor ama yabancılar çok olumlu yaklaştı. Sonra sosyalleşsinler diye petshop'lara götürmeye başladım. Ada'ya gidiyorum götürüyorum. Onları bırakıp gitmek içime sinmiyor. Bırakırsam strese giriyorlar. Bana çok düşkünler." Yaz kış demeden, haftada iki gün kuşlarına hava aldırmak için onları dışarı çıkarıyor Gülgün Cinol. Kuşlarını dolaştırmanın çok faydasını gördüğünü söylüyor: "Dışarı çıkardığım zaman, bir günde tüylerinin çıktığını görüyorum. Evde uzun süre kalırlarsa, çıkaramazsam, strese girip kendilerini yolmaya başlıyorlar. O zaman çok üzülüyorum. Böyle benim gibi papağan besleyenler hiç üşenmesinler çıkarsınlar parka. Bu hayvanların da değişik ortamlara ve oksijene ihtiyacı var." Gülgün Hanım'ın hayvan sevgisi sadece papağanlarıyla da sınırlı değil. Balkonuna gelen kumrulara da bakıyor, sokaktaki kedi ve köpeklere de...
'Müzedeki Hanımefendi' artık yok
O, tam 12 yıldır, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne bağlı Basın Müzesi'nde yaşıyordu. Başta, kendisine gözü gibi bakan Saadet Annesi olmak üzere, müze çalışanlarının biricik Sindi'siydi. O kadar sevimliydi ki, müzeye sırf onu görüp okşamak için bile gelenler oluyordu. Nurettin İğci'nin yazdığı kitaba isim olarak koyduğu 'müzedeki hanımefendi' tanımlamasını fazlasıyla hak ediyordu. Ama her canlı gibi onun hayatının da bir sonu vardı. Yaşlı bedeni geçirdiği hastalığa daha fazla dayanamayan Sindi hayata ve sevenlerine veda etti. Mekanın cennet olsun Sindi...
KISA... KISA... KISA...
Limon gözlü Zeytin Oğlan
Onu bulanlar, adını renginden dolayı 'Zeytin Oğlan' koymuşlar. Sahibi yurtdışına gideceğinden bırakacak bir yerde bulamamış ve tasmasıyla birlikte bahçeye bırakmış. Evde büyümüş bir kedinin sokakta yaşama şansı daha az. İç ve dış parazit tedavisi, sağlık kontrolleri yapıldı. Ona acil yuva aranıyor. Bilgi için tel: (0555) 986 97 30
Evde büyütüldü
Annesiz ama evde özenle büyütülen bir buçuk aylık erkek ve dişi yavru kedilere yuva aranıyor. Bilgi için tel: (0216) 384 51 65
Uyumlu prenses
Bu dünya güzeli, akıllı, oyuncu kedicik dokuz aylık oldu. Aşıları tam ve kısırlaştırıldı. İnsanları çok seven, uyumlu bu prensese acil yuva gerekiyor. Bilgi için tel: (0534) 468 73 8
İlk bakımları yapıldı
İki aylık olan yavru kedinin ilk bakımları yapıldı. Hepsi de sağlıklı olan erkek ve dişi kardeşlere acil yuvalar aranıyor. Bilgi için tel: (0216) 384 51 65
Rottweiler kırması
Barınağa hamile olarak terk edilen bu köpeğin yavruları donarak ölmüş. Şimdi kısırlaştırılmış olan Rottweiler kırması, çok sıcakkanlı ve sakin bir köpek. Bilgi için tel: (0532) 234 78 14