"Çocuk soru sorandır. Her kavganın ardından barışmasını bilendir çocuk. Çocuk hesapsızca davranan, korkusuzca konuşandır. İsyan edendir. 'Kral çıplak' diyendir. Görmezden gelineni gören, bilinmeyeni merak edendir. Koşan, oynayan, bağıran, fütursuzca gülen, yürekten ağlayandır.
Şarkı söyleyip dans eden, şehirler kurup şehirler yıkandır çocuk. En sessiz damlara bir kuş cıvıltısı, en karanlık odalara kırların ışıltısını getirendir." Kardeş Türküler, altı yıl sonra ünlü müzisyen Arto Tunçboyacıyan'la birlikte yaptıkları Çocuk (H)aklı albümünü böyle sunuyor.
Hrant Dink'in ölümünün 40. gününde tanışan grup ve Tunçboyacıyan, uzun süren iletişimlerinin bir albümle sonuçlanacağını baştan beri bildiklerini söylüyor ve albümün çocuk yanına Tunçboyacıyan'ın çocuk dünyasının büyük katkısı olduğunu anlatıyor. Albümün adı, hem albümün tamamına sinen çocuk ruhundan hem de çocuk aklının ve haklılığının tüm dünyaya egemen olma hayalinden. Albümde kimi hayali kimi gerçek çocuk hikayeleri, çocukluk durumları var. Albümün ilk şarkısı olan Güneşim Rıza, Hohannes Tumanyan'ın Eski Dua şiirinden Pakrat Estukyan'ın seslendirdiği bir bölümle başlıyor: "Çok yaşayın çocuklar/ Ama yaşamayın bizim gibi/ Siz, çok yaşayın çocuklar..." Albümün diğer şarkıları ise 1-0, Yoyo, Nazar, Haydo.
Çocuk (H)aklı için Kardeş Türküler'den Feryal Öney, Vedat Yıldırım ve Arto Tunçboyacıyan'la bir araya geldik. Hemen hatırlatalım: Grubun ilk konseri bugün Diyarbakır'da, yarın Ankara'da, 26 Nisan'da ise İstanbul'da olacak.
- Niye çocukları dinlemek gerektiğine inanıyorsunuz?
- Feryal Öney: Bu albümde altını çizdik ama Kardeş Türküler'in 20 yılına ve Arto Tunçboyacıyan'ın geçmişine baktığınızda hep bir çocuk afacanlığı, çocuk inatçılığı vardı.
Çocukların inatçı sorularını kendimize örnek aldık. Albümde aralarında çocukların farklı çocukluk durumlarını, hikayelerini de anlatan şarkılar var.
Fakat albümdeki genel yaklaşımımız dramaturjik.
- Arto Tunçboyacıyan: Altı yaşında ilkokula gittiğim Ermeni okulunda, Türk tarihini öğrenmek mecburiyetindeydik.
Ermeni tarihi okumuyorduk. Ve o Türk tarihinde biz Ermenilerin ne kadar kötü ve düşman olduğu anlatılıyordu.
O altı yaşındaki çocuk kaldı içimde, büyümedi.
Çocukluk en saf, en temiz ve en dürüst reaksiyon verilen bir insanlık anı.
- Vedat Yıldırım: Bu memlekette bize birçok şey yanlış öğretiliyor. Peki barışı nasıl kuracağız? O yanlış öğretilere vurgu yapmak gerekiyor. Yani kin duymaktan çok, bu nasıl değiştirilir diye bakılırsa, dönüştürme gücüne de sahip olunur.
- Eskiden Türkiye'nin kültürel zenginliklerini yansıtıyordunuz. Bu albümde sosyal meseleler, dramlar anlatılıyor. Niye bunu tercih ettiniz?
- A. T: 25 sene önce bu memlekette bastırılmış şeylerin, bastırılmış kültürlerin ortaya çıkmasına ihtiyaç vardı. Bence Kardeş Türküler'in en büyük başarısı burada.
Ama 20 sene sonra bunlar artık öğrenildi. Şimdi Kürdü, Süryaniyi bilmeyen kalmadı. Bundan sonra Kardeş Türküler'in taze kalması için hayata olan tepkilerini ve insanlık için hayallerini göstermeleri gerekiyordu. Kardeş Türküler'in türküleri, artık sadece Türkiye'deki kardeşliğin türküleri değil, tüm dünyadaki insanlığın türküleri olacak.
- F. Ö: Aslında Bahar, o adımı attığımız bir albümdü. Munzur barajına, kadınlara dair şarkılarımız vardı. 2005'ten itibaren konserlerde bu yola girmiştik. Ama yine de geleneksel müziklere yaslanıyorduk.