Uluslararası
çevre kuruluşları, "Türkiye'deki balıkların pek çoğunun nesli tükenmek üzere," diye uyarıyor, ama kimse aldırış etmiyor. Trol ya da büyük motor sahipleri, "Devlet bize teşvik verdi, taşıt aldık. Şimdi niye sorun çıkıyor?" diyor. Balıkçılar ve restoran sahipleri "Biz balıkları halden böyle alıyoruz," diyerek, işin içinden çıkıyor. Su ürünleri uzmanı akademisyenler ise yaptıkları araştırma ve uyarıların ciddiye alınmadığından yakınıyor. Peki, balıklarımızı kim kurtaracak? Greenpeace Akdeniz'in geçen yıl kasım 'Seninki kaç santim?' projesi, Türkiye'deki balıkçılığın denetimsiz, kontrolsüz ve plansız olarak büyüyen yasadışı, aşırı avlanma sonucu balık stoklarının tükenmesini durdurmayı amaçlıyor. Ama yeterince duyurulamayan bu kampanyaya uyan duyarlı kişi ve kurum sayısı çok az.
EN ÇEVRECİ ŞEF MEHMET GÜRS
Önceki hafta İstanbul'da Mikla restoranda bir toplantı düzenleyen Greenpeace Akdeniz, restoranın sahibi Mehmet Gürs'ün örnek bir şef olduğunu, avlanma yasağı süresince yenilmemesi gereken balık türlerinin mönüde yer almadığını gösterdi. Anadolu mutfağının tanıtılması konusunda yalnız Türkiye'de değil tüm dünyada konuşmalar yapan Gürs, doğadaki kaynakların giderek azalması konusunda çok duyarlı: "Bundan 20-30 yıl sonra oğlum bir gün bana, 'Neden balık yok?' diye sorarsa, ona ne cevap vereceğimi şimdiden düşünüyorum. Müşterilerin istediği bir balık türü, eğer henüz çok küçük boyda olduğu bir dönemdeyse 'Bu mevsimde bu balığın yenmesi doğru değil, size şunu tavsiye ederim,' diye yanıt veriyorum. Bu dürüst yanıt, olumlu tepki alıyor. Denizlerimizdeki balıkların soyunun tükenmemesi için asıl yapılması gereken mümkün olduğunca az yemek!" diyor. Greenpeace Akdeniz'in Genel Direktörü Uygar Özesmi de küresel denizler kampanyasıyla neyi hedeflediklerini şöyle özetliyor: "Denizlerimizin şu anki krizden kurtulabilmesi için dünya denizlerinin yüzde 40'lık alanının küresel deniz rezervleri ağı oluşturulması gerekiyor. Diğer alanlarda da sürdürülebilir balıkçılık başta olmak üzere, deniz kaynaklarının sömürülmeden kullanımı şart." Özesmi ayrıca 21 Haziran'da Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın istişare kurulu toplantısında, acilen bu konuların gündeme getirilmesi gerektiğini belirtti.
Balıkçılık yönetimi ne durumda?
Greenpeace'ten yapılan açıklamalara göre Türkiye, Akdeniz balıkçılık sektöründe en büyük av filolarından birine sahip olmasına, dört denize ev sahipliği yapmasına rağmen hâlâ balıkçılık yönetimi yok. Yasadışı ve aşırı avlanma, stoklar azaldıkça bir kısırdöngü şeklinde hızla arttı. Buna karşılık balıkçılık yönetimi yalnızca Tarım ve Köyişleri Bakanlığı altında bir daire başkanlığı şeklinde, yetersiz bir kadroyla yürütülüyor. Hâlâ gündemde olan Su Ürünleri Genel Müdürlüğü'nün kurulması bile yönetim anlayışı değişmezse, yetersiz kalacak. Denetim mekanizması çalışmadığı gibi her tür yasadışı avcılık örnekleri yaşanıyor.
Bakanlıktan neler talep ediliyor?
Bilimsel verilere dayalı avlanma boylarının yürürlüğe girmesi.
Değiştirilen avlanma boylarına uygun olarak ilgili av araçları ve zamanlarına düzenlemelerin getirilmesi.
Türlerin yumurtlama alanlarına ve zamanlarına uygun bölgesel av yasakları belirlenmesi.
Soyu tehlike altına girmiş veya girme riski olan türlerin avlanmasına daimi veya geçici yasakların getirilmesi isteniyor.
Uskumru, kalkan bitmek üzere
Hamsi, lüfer, palamut, uskumru, kalkan, barbunya, tekir, mezgit, levrek, çipura ve kefal, en yaygın tür olarak biliniyor. Ama bugün artık uskumru, sularımızda tükenmiş durumda, kalkan bitmek üzere. Orfoz tehlike altındaki türlerden biri. Lüfer, artık çok pahalı. Normal boyutlarda tekir, barbunya görülemez oldu. Orkinos, kılıç gibi büyük türler de lüks tüketime girdi. Sürdürülebilir balıkçılığın temel ilkelerinden biri, her türe en az bir kez yumurtlama şansı verilmesidir. Yetişkin bir balık, türüne göre değişse de her yumurtlamada binlerce yavru verir. Oysa ona bir kez bile bu şans verilmeden avlanırsa soyu tehlikeye girer. Bu nedenle balık stoklarının aşırı ve plansız avlanması sonucu azalması, endüstriyel balıkçıların henüz yavru olan balıkları hedeflemelerine neden oluyor.
Yasal avlanma boylarının değişmesi gereken türler
Acil olarak avlanma boylarının değişmesi gereken öncelikli türler ve önerilen avlanma boyları şöyle sıralanıyor: Kalkan - 45 cm, orfoz - 45 cm, palamut - 38 cm, levrek - 30 cm, lüfer - 25 cm.