- Yemek yapmak için eğitim aldınız mı hiç?
- Yaklaşık 15 yıl önce profesyonel olarak yemek yapmaya karar verdim. Bir yandan çalışırken bir yandan özel dersler aldım evde. Dönemin önemli şefleriyle çalıştım. Mesela Levon Balıkçıoğlu benim hocalarımdan biri. Sonra bir ay kadar Jean Paul Naquin ile çalıştım. Tabii her şefin tekniği, sizin dağarcığınızdaki bilgiyle birleşince ortaya farklı bir şey çıkıyor. Daha profesyonel bakabiliyorsunuz. Hatta o dönemde aldığım eğitim sırasında evde yaptığım pastaları satıyordum. Çok beğenildi. Bana pastayla ilgili teklifler geldi ama benim gönlümde yatan o değildi. 'Daha farklı, herkesin yapmadığı, hepsimizin çok sevdiği bir şey ne olabilir?' diye düşündüm ve çorbada karar kıldım. Fakir, zengin, sağlıklı, hasta, herkes çorba içer. Çok demokratik, ayrım yapmayan bir yemek. Hem özendirici hem duygusal. Hep 'Bir çorba yapanım olsa,' denir ya. Ama ben eğitimime başladıktan sekiz sene sonra çorba restoranımı açtım. Ve o sekiz sene araştırmalar yaptım, biriktirdim, denedim, yazdım...
- Türk insanı en çok hangi çorbaları seviyor?
- Etli çorbaları seviyoruz biz. Yuvalama, işkembe gibi. Mantılı çorbaları da çok seviyoruz. Dünyada nasıl çorbalar yapılıyor diye de çok araştırdım tabii. Bizim Ataşehir Shorba'ya gelen çok sayıda yabancı müşterimiz var mesela. Onlara da denetiyorum ufak ufak, geri dönüşlerini almak için. - Onlar bizim çorbalarımızdan neleri seviyor? - Yuvalamayı onlar da çok seviyor. Balık çorbamızı çok beğeniyorlar.
- Biz dünya mutfaklarından hangi çorbaları seviyoruz?
- Yine yakın coğrafyanın çorbalarını. Ben nasıl başka mutfakları Türkiye'de tanıtmak istiyorsam, asıl hedefim, Türk mutfağını dünyaya tanıtmak. Ama öyle sıradan bir Türk mutfağı kitabı yapıp satmaktan bahsetmiyorum. Bunu ciddi anlamda görev edinmekten bahsediyorum. Festivaller, çeşitli etkinlikler, tanıtım toplantıları ile. Bunun için de Kültür Bakanlığı'yla görüşüyorum şimdi. Yurtdışı bağlantılarım var. Bir yandan ciddi bir araştırma yapıyorum. Çünkü biz hâlâ ne yazık ki yurtdışında döner kebapla biliniyoruz. İtalyanlar ve Fransızlar nasıl gastronomi turları düzenliyor. Bir peyniri yaparken kullandıkları malzemenin detayına kadar şov olarak sergileyebiliyorlar... Biz de mesela meşe odununda pişen yemeklerimizi o şekilde tanıtmalıyız.