2001
Krizin etkileri sürüyor
2001 ekim ayında, yılın başında yaşanan ekonomik kriz hâlâ etkilerini hissettiriyordu. 29 Ekim'e, krizin sonuçlarının açıklandığı İstanbul Defterdarlığı'nın raporunun tartışmalarıyla girildi. Rapora göre, özellikle lüks olarak görülen harcamalarda kısıntı yapılırken, temel tüketimde de azalma görüldü. Tüketici harcamalarının azalmasını alışveriş merkezlerine gelen ziyaretçi sayıları gösteriyor. Carousel'i ziyaret edenlerin sayısı yüzde 8.9 azaldı. Akmerkez'in otoparkına giren araç sayısı ise 2000 yılına göre günde yüzde 12.8 azalarak 3 bin 114'e düştü. Akaryakıt zamları nedeniyle trafiğe çıkan araç sayısı yüzde 30 azaldı. 2001 yılının ilk altı ayında beyaz eşya satışları 2000 yılının aynı dönemine göre yüzde 42 oranında düştü. İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri'nden geçen araç sayısı da azaldı. Özel araç kullanımının azalması ve toplu taşıma araçlarına rağbetin artması, köprü trafiğini azalttı.
2002
Rusya'da tiyatro baskını
Moskova'daki Çeçen eylemcilerin tiyatro baskını ve kurtarma operasyonu skandalı, 29 Ekim'e yaklaşıldığı günlerde en çok konuşulan konular arasındaydı. Moskova'da Kültür Evi olarak bilinen bir tiyatro, 23 Ekim 2002 tarihi akşamı, Nord-Ost isimli bir Rus müzikal gösterisi sırasında 18'i kadın olmak üzere 43 Çeçen eylemci tarafından basıldı ve 900'den fazla izleyici rehin alındı. Eylemin birinci günü teröristler, sağlık sorunu yaşayanları, çocukları, Müslümanları ve bazı yabancı uyrukluları, toplam 150-200 kişiyi serbest bıraktı. Mihail Gorbaçov dahil birçok ünlü isim rehinelerle pazarlıklarda yer alabileceğini duyurdu. Aynı gün 39 rehine daha serbest bırakıldı. Dördüncü günün sabahında, tiyatronun havalandırma sisteminin içine Ruslar tarafından morfin bazlı bir uyuşturucu gaz salındı, daha sonra da Rus özel kuvvetleri Spetsnaz'ın operasyonu başladı. Eylemcilerin birçoğunda gaz maskesi vardı ve Ruslarla çatışmaya girdiler. Bu gazla birçok rehine ve terörist bayıldı. Ancak rehinelerin bir kısmı gazdan etkilenmedi ve Spetsnazlarla eylemcilerin çatışması arasında çapraz ateş altında kaldı. Rehin alma eylemi, 57 saat sonra 90'ı rehine toplam 140 kişinin öldüğü bir operasyonla son buldu.
2003
Irak'a gidecek askerler
2003 yılının ekim ayının en önemli gündem konularından biri Irak'a gönderilecek askerlerdi. Genelkurmay Başkanlığı, Irak'ta görevlendirilmesi düşünülen birliklerden, gerekli planlamaları yapmalarını, teçhizat ve malzeme eksiklerini gidererek, gerekli personel kaydırmalarını süratle tamamlamalarını istedi. Bu çerçevede Arapça, Kürtçe ve Farsça bilen subay ve erler tesbit edilerek en kısa sürede Irak'a gidecek birliklerin emrine verilecekti. Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD'nin de saldırıları engellemekte sıkıntı çektiği Irak'ın 'şeytan üçgeni' olarak da isimlendirilen bölgesinde ilk aşamada 6 bin asker ile görev yapacağını duyurdu. Bu görev için de daha önce Barış Gücü deneyimleri ile BM ve NATO'nun da övgüsünü alan komutanlarını görevlendirdi. Ama TBMM tezkereyi onaylamadığı için Irak'a gidilmedi.
2004
Veli Göçer, 25 yıl ceza aldı
Veli Göçer, 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde adı en çok anılan isimler arasındaydı. Yalova'da 195 kişinin öldüğü binaların müteahhiti Veli Göçer'le ilgili dava beş yıl sonra bitti. Göçer'e 25 yıl hapis cezası verildi. Veli Göçer, 'tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne neden olmak suçundan', toplam 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye, 29 Ekim 2004'te 1999'daki büyük depremi yeniden hatırlatan bir gündeme sahipti.
2005
Malatya Çocuk Yuvası skandalı
2005 yılının ekim ayında yayınlanan, Malatya Çocuk Yuvası'nda bakıcıların, 0-6 yaş grubu kimsesiz çocuklara yaptığı işkencenin görüntüleri Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Gece yarısı yuva önünde toplanan bir grup, protesto gösterisi düzenlerken, beş görevliye işten el çektirildi; işkence yaptıkları için gözaltına alınan dört kadından ikisi tutuklandı. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu televizyondaki görüntüleri dehşetle izlediğini söyledi. 46 çocuğun barındığı yuvada görevli bakıcıların, devlet koruması altındaki çocuklara yaptıkları kötü muamele, TV'de ekrana gelince büyük tepki topladı. Ekim ayı boyunca neredeyse tüm köşe yazıları bu skandal üzerineydi.
2006
Bayramın seri katilleri
Ramazan bayramına denk gelen günlerde Türkiye, üç gün içinde yedi kişiyi öldüren seri katilleri konuştu. Bursa, Sakarya, Kocaeli ve Mersin'de katliam yapan ve seri katil olarak anılan iki kişi, son olarak Ankara'da bir benzinliği bastı. Burada çalışan pompacı ve marketçiyi öldüren kişiler kaçmaya çalışırken Kızılcahamam ilçesi Çeltikçi kasabasında jandarma ekipleri tarafından yakalandı. Yedi kişinin öldüğü, iki kişinin de yaralandığı saldırıların failleri Mehmet Karahasan ve Yiğit Bekçe, 1944 kilometre yol katettikten sonra yakalandı. Katiller Türkiye'nin gündemine oturdu.
2007
Dağlıca baskını
21 Ekim 2007'de, Hakkari Yüksekova'ya bağlı Dağlıca köyünde bulunan piyade taburu, 250 PKK'lının saldırısına uğradı. 12 asker şehit oldu, sekiz asker de PKK tarafından alıkonuldu. Saldırının Jandarma İstihbaratı tarafından daha önce haber alındığı ama herhangi bir önlem alınmadığı, esir alınan askerlerden Ramazan Yüce'nin PKK ile ilişkisinin olduğu iddiaları gündemi meşgul etti. Ancak Yüce'ye dair iddialar asılsız çıktı.
2008
Ergenekon davası başladı
Ergenekon davası, 21 Ekim'de başladı. Dava kapsamındaki ilk iddianame Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlandı. 86 sanığın olduğu dava, 25 Temmuz 2008'de açıldı. İlk duruşması 20 Ekim 2008'de Silivri'de yapıldı. Türkiye o yıl 29 Ekim'de, bu dava ekseninde medyaya yansıyanları tartıştı.
2009
Dağdan eve dönüş
Demokratik açılım, ilk somut meyvesini 2009 yılının ekim ayında verdi. 34 kişilik PKK'lı grup teslim oldu. Teslim olan 34 kişiden 29'u serbest bırakıldı. Beş kişi mahkemeye sevk edildi. Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu kalabalık bir grup, PKK'lıları törenle karşıladı. Türkiye'ye gelen dört çocuk dışındaki 30 kişiye davalar açıldı ve mahkum edildiler.
2010
Ogün Samast artık çocuk
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Ogün Samast'ın avukatı Levent Yıldırım dava sürecinde, Samast'ın çocuk mahkemesinde yargılanmasını talep etti. Avukat Yıldırım, Samast'ın, kamuoyunda "Taş atan çocuklar" yasası olarak bilinen 6008 Sayılı 'Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' kapsamında, çocuk mahkemesinde yargılanmasını talep etmişti. Mahkeme heyeti de Ogün Samast hakkındaki dava dosyasının ayrılmasına ve ayrılan dosyanın İstanbul nöbetçi Çocuk Mahkemesine gönderilmesine karar verdi. Samast 2010 Ekim ayından itibaren çocuk mahkemesinde yargılanmaya başlandı. Geçtiğimiz temmuzda sonuçlanan davaya göre Samast 22 yıl 10 ay ceza aldı.