Gotik -romantik tasarımlar yapıyorum
- Dünyadaki couture modasını takip edip, onlarla aynı çizgide mi tasarım yapıyorsunuz?
- 'Givenchy'den etkilenmedim,' dersem yalan olur. Tarzımın oturmasında Ricardo Tisci'nin etkisi büyük. Ayrıca muhakkak her tasarımcıyı takip edip, ne yaptıklarına bakıyorum. Elie Saab'ın el işlemelerini çok beğeniyorum. Ama günün sonunda kendi zevkime göre parçalar çiziyorum.
- Siz neleri beğeniyorsunuz, kendi tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
- Siyahı çok seviyorum. Kendimi gotik olarak tanımlıyorum. Ama yaptığım çizimlerin içine danteller, tüller girince biraz da romantik bir görüntü ortaya çıkıyor, o yüzden gotik-romantik diyebiliriz.
- Ne giyersiniz günlük hayatınızda?
- Beli yüksek pantolonları çok kullanıyorum. Mini giymem, diz altı etekleri tercih ederim. Çoğunlukla ceket-pantolon giyiyorum. Zaten kıyafetlerimi kendim dikiyorum.
Fiya tlar 600 liradan baş lıyor
- Haute-couture'de sistem nasıl işler?
- Randevulu çalışıyoruz. Gelenlere 18 parçalık koleksiyonu gösteriyorum. Eğer koleksiyondan devam etmek isterlerse, renk alternatiflerini sunuyorum. Beğenilen modelin üzerinde nasıl oynamalar yapabileceğimi anlatıyorum.
- Koleksiyondan hiçbir parçayı beğenmezlerse ne yapıyorsunuz?
- O zaman müşteri bana ne istediğini anlatıyor ve ben onların istekleri doğrultusunda çizim yapmaya başlıyorum. Genelde müşteri kendisini elbisenin içinde daha iyi görsün diye, onun başını ve vücudunu yerleştirerek beş-altı tane çizim yapıyorum. Beğenilen parçayı hazırlamaya başlıyoruz.
- Fiyatlar nasıl, hautecouture el yakar mı?
- Kokteyl olarak ayırdığım grup 600 liradan başlayıp, el işçiliği ile doğru orantılı olarak 3 bin liraya kadar çıkıyor. Abiyelerde 5 bin liranın altında üretim yapamıyorum. Çok sade bir parçada fiyatlar biraz daha düşüyor.
Paris'te atölye açmadan haute-couture yazamıyorum
- Nasıl haute-couture tasarımcısı olunur?
- Senede 30'ar parçadan iki koleksiyon çıkartılması gerekiyor. Paris'te belli bir çalışan sayısı olan bir atölye olması ve orada işleyen sistemin de haute-couture sendikası tarafından onaylanması gerekiyor. Bu yüzden ben onların kullandığı her tekniği harfiyen uygulamama rağmen, kapımın önüne 'haute-couture' amblemini koyamıyorum.
- Nedir bir elbiseyi haute-couture yapan kıstaslar?
- Bir elbisenin tüm detayları belli bir kalitede hazırlanmalıdır. Mesela eteğinin içindeki işçilik, o elbisenin duruşunu değiştirir, elbisenin kalıp gibi durmasını sağlar. Bunu yapabilmek için iki gün eteği işlemek gerekir. Mesela müşterim, sadece o detayı istemezse, 2 bin lira düşer fiyat, ama o zaman da elbise haute-couture olmaz.
Cemil İpekçi'ye kızıyordum
- Nasıl başladı sizin haute-couture aşkınız?
- Lisedeyken derslerde bile yün örerdim. Cemil İpekçi'nin atölyesine gidiyordum. 16 yaşında bana agraf sardırıyorlardı. Yani metal çengelin üzerine, elbisenin renginde ip sarıyorduk. Sinir olurdum. 'Ne gereksiz bir şey,' diye düşünürdüm. Ama şimdi, onlar sayesinde harika agraf sarıyorum ve bu da haute-couture'de bilinmesi gereken tekniklerden biri.
- Bir elbiseyi her detayı ile sıfırdan son haline yalnız başınıza getirebilir misiniz?
- Tabii ki. Şimdi atölyemde üç kişi çalışıyor ve her şey haute-couture tekniklerine göre yapılıyor. Ben de bunların hepsini yapabilirim. Elbiselerimde, el işçiliği gerektiren her detayı kendim yapıyorum. Malzemelerimi de sadece Paris'ten alıyorum.
- Farklı mı burada bulduğunuz malzeme ile Paris'te satılanlar?
-Burada hiç kullanılmayan malzemeleri kullanıyorum. Mesela büstiyer yaparken, koton tülden yapıyorum. Burada sadece sentetik tül var. Elbisenin içine koyduğum göğüs kabından, balene kadar her şeyi Paris'ten alıyorum. Chanel'in, Christian Dior'un alışveriş yaptığı yerlere gidiyorum.
- Kendinizi 'olmuş' hissediyor musunuz, yoksa hâlâ geliştireceğiniz noktalar var mı?
- Zaman zaman Paris'te Givenchy ve Jean Paul Gaultier'nin atölyelerinin 'prömiyerleri', yani elbiseyi yaratan şefleri İstanbul'a davet ediyorum. Atölyemde çalışanlara eğitimler veriyorlar. Kısaca hem kendimi hem de atölyemi geliştirmeye devam ediyorum.