Dünya genelinde 100'ün üzerinde ülkede gümüş meraklıları ile buluşan Christofle, yüzyılı aşkın süredir gümüş pazarını domine ediyor. Markanın CEO'su Thierry Oriez, Christofle'ı 'yaratıcı' olarak tanımlasa da markanın arkasındaki gelenek ve işçilik, Christofle hayranlarının sayısını her geçen gün artırıyor. Christofle hayranlarının başında da Türk müşteriler geliyor. Oriez, gümüş merakını ve Türkiye'ye özel hazırlanan koleksiyonları anlattı.
- Ne kadar zamandır Türkiye pazarındasınız?
- Aslına bakarsanız Christofle'un bu topraklara ilk gelişi 1862 yılına dayanıyor. O zamanlar Christofle, Osmanlı İmparatorluğu için özel tasarımlar yaparmış. Bu yüzden o dönemde yaratılan modellerimiz çoğunlukla Osmanlı esintileri taşır. Daha yakın zamanda ise Vakko ile işbirliğimizle Türk pazarına girdik. 2006 yılında İstinye Park'ta açtığımız ilk mağazamızın seyrinden çok memnun olduğumuz için ikinci mağazamızı Nişantaşı'nda açtık.
- Buradan, Türk müşterisinin markanızı çok sevdiği sonucunu çıkartmalıyız sanırım.
- Sanırım bu, biraz da aramızdaki uzun geçmişle alakalı. Ama biz de Türk müşterilerimize değer veriyoruz. İkinci mağazamızın açılışı için buraya dört özel obje getirdik. Karim Rashid gibi tasarımcıların elinden çıkan bu objelerin bazıları sadece sergi amaçlı; bazıları satışta, ama sınırlı sayıda üretildi.
- Gümüş endüstrisinde sezon var mıdır? Ürünlerinizi değiştirir misiniz?
- Bu soruya 'evet ve hayır' olarak cevap vermem gerekiyor. Bazı ürünleri, kısa ömürlü olduklarını bilerek üretiyoruz. Baharı çağrıştıran desenleri kış sezonunda, yeni yıl desenlerini ise yazın satmamız zor. Ama koleksiyonumuzun büyük bölümünü yıllarca üretmeye ve her parçayı zamansız kılmaya gayret sarf ediyoruz.
- Muhakkak evinizde Christofle ürünleri kullanıyorsunuzdur. Siz de gümüşlerinizi özel günler için mi saklıyorsunuz?
- Kesinlikle özel günler için saklamıyorum. Yazlık evimde, daha uygun fiyatlı ve rahat bir hayat tarzı için üretilen paslanmaz çelik modellerimizi kullanıyorum, ama Paris'teki evimde çocuklarımla birlikte gümüş çatal bıçak takımımı her gün kullanıyorum. Bunun iki nedeni var. Birincisi, bulaşık makineleri gelişti, artık yıkadıkları malzemeye zarar vermiyorlar. İkincisi de, ürünlerimiz çok dayanıklı ve kapalı dolaplarda muhafaza edilmek için değil, kullanılmak üzere üretiliyorlar.
TÜRKİYE'YE ÖZEL NAR KOLEKSİYONU
- Türkiye'ye özel çalışmalarınız var mı?
- Evet, sadece Türkiye için bir nar koleksiyonu ürettik. Narın bereket getirdiği inancı ve formunun bizim tasarımlarımıza yakışacağını düşünmemiz, çıkış noktamız oldu. Nar formunu, Fransa'da bulunan ana ofisimizdeki tasarımcılarımız yeniden yorumladı. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz.
- Gümüşlerimizin uzun ömürlü olması için nasıl saklamalıyız?
- Gündelik hayatınızda kullanmalısınız. Evet, hafifçe çizilebilirler ama hayat bu. Bir kere gümüş çok sağlam bir ürün, gümüşlerinizi günlük hayata taşıdığınızda, her gün parlak ve ilk günkü gibi duracaklar, buna emin olabilirsiniz.