Dünyanın İstanbul'a olan ilgisi malum. Bienaller, galeriler, kültür gezileri, yeme içme odaklı seyahatlerde İstanbul, takip edilen şehirlerin başında geliyor. Moda anlamında, yapılan her iş, dünyanın radarına giriyor, ama ne yazık ki İstanbullu her tasarımcı, yeteneği ve özgünlüğü ile alkış toplayamıyor. İstisnalardan biri Gül Ağış. İstanbul Moda Haftası başladığı günden beri koleksiyonlarını sergileyen, geçmişinde Zadig & Voltaire ve H&M gibi dev markalara tasarımlar yapan Ağış'ın kendi adının ters yazılışından kurduğu Lug Von Siga markasının 2013 sonbahar-kış koleksiyonu, ilk olarak trend avcıları tarafından alkışlandı. An itibariyle Trendhunting'den Coolhunter'a kadar, dünyanın en saygın trend sitelerinde yer alan koleksiyonun tasarım gücü kadar, çıkış noktası da dikkat çekici. Son koleksiyonuna 'Gözyaşlarım Şahidimdir' adını veren ve töre temasını işleyen tasarımcı defile yapmak yerine, koleksiyonunu İstanbul'daki bir sanat galerisinde sergiledi. Gül Ağış, şimdi aynı koleksiyonla İtalya'ya gitmeye hazırlanıyor.
- Son koleksiyonunuzda, modada fazla dokunulmayan bir tema olan töreyi işlediniz. Nasıl oluştu bu konsept?
- Aslında işe töre ile başlamamıştık, ben Anadolu'nun zenginliğinden ilham alan koleksiyonlar yaratmak istiyordum. Yaz için hazırladığım Hamam temalı koleksiyonumun ardından, son dönemde Anadolu halılarının üzerindeki motifler ilgimi çekmeye başlamıştı. Zümrüdüanka kuşu ve geyik motifleriyle ilgileniyordum, bu konuda araştırmalar yapmaya başladım. Sözünü ettiğim motiflerden bir koleksiyon hazırladım. Sonra bu kıyafetleri giyen kadını hayal ettim.
- Nasıl bir kadındı aklınızdaki?
- Fazla oynanmamış birini hayal ediyordum. Kalın kaşlı, sert hatlı, yaşı küçük olan, ama derin ifadeli bir kadındı hayalimdeki. Uzun süre, böyle bir model aradık. Yüzünde hem acı hem de umut olan birini. Bunları düşünürken, töre teması doğdu. Genç yaşta, istemediği biriyle zorla evlendirilen bir kızdı hikayesini anlattığım.
- Modeli nasıl buldunuz?
- Uzun aramalar sonunda, Maria isimli Rus bir model bulduk. Hamam koleksiyonunda Nur Fettahoğlu ile çalışmıştık. Maria da Nur'un kız kardeşi gibiydi.
- Çekimlerinizi geleneksel bir köy evinde, gerdek odasında yaptınız. Çağdaş formları bu konsepte uygulamak zor olmadı mı?
- Töre konusu çok işlendi. Yapılmayanı yaptık gibi bir iddiada bulunamayız. Ama tüm bu geleneksel formları kırıp, kıyafetlerdeki tasarımdan fotoğraflardaki ışıklara kadar, her detayı çok modern yorumlamaya çalıştık. Bu anlamda, zıtlığı ilk kez biz kullandık. Kültür mirasımızı takip eden, aynı zamanda da modern modayı yansıtan parçalar ilk kez yapılıyor.
Satmak için üretiyorum
- Bu koleksiyon ile bir defile yapmadınız, tasarımlarınızı bir galeride gösterdiniz. Sebebi neydi?
- Ben projelerde takım çalışmasına inanıyorum. Koleksiyonu hazırladıktan sonra, anlatmak istediğim hikayeyi fotoğraf sanatçısı Ayten Alpgün ile paylaştım. Hakan Öztürk'ün stil danışmanlığını yaptığı çekimlerde ortaya çıkan sonuçlar, bir defilede kıyafetleri göstermekten çok daha vurucu oldu. Bu yüzden Galeri 9'un kapısını çaldık, Sabancı Müzesi'nin küratörü Bige Ökten; kıyafetleri, fotoğrafları ve çekimlerde kullandığımız yatağı bizim için derledi. Böylece 2013 sonbahar-kış koleksiyonumu defileyle değil, bir enstalasyon ile tanıtma fırsatım oldu. Şimdi aynı sergiyi İtalya'da bir galeride göstermemiz için teklif aldık.
- 'Gözyaşlarım Şahidimdir' adlı koleksiyonunuzda neler var?
- Bu koleksiyonu hazırlarken, Avrupa'da moda pazarlaması alanında çalışan kişilere danıştım, çünkü günün sonunda amaç satmak. Daha satılabilir parçalar tasarladım.
Yaz için yapboz bir koleksiyon hazırladım
- Bu sezon Lug Von Siga'da neler satılıyor?
- 2012 ilkbahar-yaz sezonu için Hamam konseptli bir koleksiyon hazırlamıştım. Galatasaray Hamamı'nda bir defile yaptım. Yaz koleksiyonumu, hazır giyimin biraz daha dışına çıkartmak istedim. Sonunda ortaya daha çok beyaz ve siyahın hakim olduğu, şov amaçlı bir koleksiyon çıktı.
- Geleneksel kumaşları çok modern tarzlara uygulamışsınız. Bilinçli bir seçim miydi bu?
- Evet, başından beri aklımda hamam konseptinin gelenekselliğini bozacak bir koleksiyon yapmak vardı. İnsanların gözüne, şile bezlerini, yerlere kadar uzanan modelleri sokmak istemiyordum. Bu yüzden daha keskin hatlı, grafik ve konstrüktif parçalar tasarladım. Dünya basınında da yer alan koleksiyonum için Another Magazine dergisi 'Gelenekselliği bozmuş' yorumunu yaptı. Demek ki istediğimi verebilmişim.