Kürşat Başar'ı yıllarca kitaplarıyla, yazılarla ve televizyon televizyon programlarıyla tanıdık. Şimdi onu, elinde saksofonuyla, bir albümün kapağında görünce insan önce biraz garipsiyor. İşin aslı; Kürşat Başar uzun süredir müzikle iç içe olsa da, bu yeteneğini çok da fazla ön plana çıkarmayı tercih etmemişti. Bugüne kadar. Başar ilk albümü Keşke Burada Olsaydın'ı geçtiğimiz hafta yayınladı. Aslında son iki yıldır adı, ara sıra gerçekleştirdiği konserlerle de anılıyordu. Ama albüm yayınlayıp, bunu kalıcı bir hale dönüştürmek başka iş. Her ne kadar kapakta onun adı yazsa da, bunu bir Kürşat Başar albümü olarak değerlendirmemek gerekiyor. Kürşat Başar daha çok, ekibi bir araya getiren lider olmuş. Türk pop müziğinin farklı yetenekleri var bu albümde. Sezen Aksu, Levent Yüksel, Yeşim Salkım, Yaşar gibi daha nice müzisyen emek vermiş Keşke Burada Olsaydın için. Kürşat Başar saksofonuyla eşlik ederken, onlar da Türkçe pop müzik tarihinin birçok hazinesini yeniden seslendirmiş. İşin en güzel tarafı ise tüm bu şarkıların caz formunda hayat bulmuş olması. Bu yüzden bambaşka bir Yaşar, bambaşka bir Yeşim Salkım dinliyorsunuz. Herkes olduğundan daha farklı tınlıyor kulağınızda. Burçin Büke gibi yetenekli bir piyanistin albümde imzası olması, çalışmayı daha da nitelikli kılıyor. Yine de albümün ufak bir sorunu var. Şarkıların yapısı bir süre sonra, maalesef kendini tekrar etmeye başlıyor. Ama eğer beklentinizi çok yüksek tutmazsanız, Kürşat Başar'ın bu projesinden keyif alırsınız.
ÖZGÜN VE İYİ YERLİ ROCK
SONDÖRT
Türkiye'de ortalamanın üzerinde bir rock albümüyle karşılaşınca her zaman mutlu olurum. Hele ki albümün sahibi olan topluluk, İstanbul dışında bir şehirden çıkmışsa. Ankaralı SonDört de, beni heyecanlandıran gruplardan biri oldu. İlk albümleri Yol Yorgunu'nu daha yeni yayınladılar. Akustik gitarların ağırlığında ilerleyen, melankolik bir alternatif rock çalışması bu. Sakin, mor ve ötesi gibi öncüllerinin çizgisini takip ediyor. Ama onlardan ayrışan bir özgünlüğü de mevcut. Açılış şarkısı Yine Gel'de, özel bir şeyle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Üstelik yeni nesil müzisyenlerin desteğini de almayı başarmışlar: Albümde Melis Danişmend'le (Bu Hikaye Bitti) ve Billur Yapıcı'yla (Yapamam) çalıştıkları başarılı düetler var. Prodüktör koltuğunda ise, Ankara çıkışlı grupları keşfetmekte ciddi yeteneği olan Volkan Yırtıcı oturuyor. SonDört, yerli rock'ın da özgün ve iyi olabileceğinin bir başka kanıtı. Şansları yaver giderse,onları iyi günler bekliyor. Grubun üyelerini; Burak Gürdal'ı, Eren Albayrak'ı, Erman Erdoğan'ı, Murat Sana'yı tebrik ederim. Bu arada, albümde bir şarkı var; Engel. Bir mor ve ötesi şarkısı olurmuş. Onlara da buradan selam olsun.
MONO FESTİVAL
KİLYOS'A DÖNÜYORUZ!
Deniz, kum, güneş ve müzik... Kilyos'ta yapılan festivallerin tadı her zaman başka olmuştur. Rock İstanbul, Radar Live bu festivaller arasında başı çekiyordu. Bu sene İstanbul'da, Pozitif'in yeni başlatacağı Mono Festival de mekan olarak aynı yeri seçti. Bu yeni festival kapılarını 30 Haziran'da, Solar Beach'te açacak. Mono Festival'in ilk senesindeki kadrosu da gelecek için ümit veriyor. The Horrors, Metric, Gogol Bordello festivalde sahne alacak isimlerden sadece bazıları. Umuyoruz ki bu festivalde işler yolunda gider, örnek aldıkları, Valensiya sahillerindeki Benicasssim Festivali kadar büyür. Biz de keyfini süreriz.
DÜNYANIN EN DEĞERLİ ARŞİVİ:
JOHN PEEL'IN PLAKLARI
25 bin plak, 40 bin single, binlerce CD... BCC'nin radyo programcısı John Peel, dünyanın en geniş kişisel müzik arşivlerinden birine sahipti. 2004'teki vefatına kadar, uzun yıllar boyunca devam ettiği programları sayesinde birçok grubun keşfedilmesine aracı oldu. Glastonbury gibi, dünyanın en büyük festivallerinde onun anısına sahneler açıldı. Şimdi, onun iştah kabartan arşivi bizler için ortaya serildi. Arts Council'in desteklediği bu 3,5 milyon pound'luk proje sayesinde, Peel'ın arşivi parmaklarınızın ucunda olacak. İster bilgisayarınızda, isterseniz de cep telefonunuzda. Arts Council tüm bu arşivi online dünyaya aktarmaya başladı. Bu interaktif müzede, albümlerin kitapçıklarına dahi ulaşabiliyorsunuz. Peel'ın oluşturmak için hayatını harcadığı bu arşiv inanılmaz değerli. Mutlaka göz atın: http://thespace.org/