Arda
Turan yeni nesil Türk futbolcuları arasında oynadığı futbol kadar, özel hayatı ile de gündemi meşgul ediyor. 25 yaşındaki futbolcu, Gatasaray'dan transfer olduğu, İspanya'nın Athletico Madrid takımında da, yıldızlarla özdeşleşen 10 numaralı formayı giyiyor, oyuncu Sinem Kobal ile evliliğe gittiği iddia edilen 'medyatik' bir ilişki yaşıyor ve kırmızı pantolonları başta olmak üzere tabuları yıkan stilini, eleştirilere rağmen koruyor. DeFacto markasının ikinci kez reklam yüzü olan Turan'a, kız arkadaşı, alternatif giyim tarzı da dahil, futbol dışı sorular sorduk. İşte cevaplar...
- Futbol kariyeriniz yükselmeye devam ediyor, paraya pula da ihtiyacınız yok. Neden bir markanın reklam kampanyasında yer aldınız?
- 'DeFacto, biz büyümek istiyoruz, koleksiyonlarımıza çok güveniyoruz,' diyerek geldi bana. Bu reklam kampanyasının maddi getirisi ve bu işin sonunda tanınırlık da var ama böyle bir hedefi olan bir marka ile çalışmaktan mutlu olacağım için teklife 'Evet,' dedim. Tanıtmamı istedikleri ürünleri beğenmeseydim, burada olmazdım.
- Giyim kuşam konusuna çok kafa yoruyor musunuz?
- Yoruyorum. Stil sahibi ve şık bir gardırobum olduğunu düşünüyorum. İşimde sürekli eşofman giyiyorum, bu yüzden iş bitince şık olmak istiyorum. Her sezon birkaç trendy parçayı gardırobuma ekliyorum. Şimdi İspanya'da olduğum için hayatım kendime ait, o yüzden bu işler daha keyifli oluyor.
- Türkiye'de yaşarken giyemediğiniz hangi parçaları İspanya'da giyiyorsunuz?
- Konu giyemediğini giymek değil. Orada kendime daha çok vakit ayırabiliyorum. Dergiler alıyorum, stilistlerle konuşuyorum, fikirlerimi onlara anlatıyorum. Mesela iki gün önce, İspanya'da iyi markalara stilistlik yapan Eduardo adlı biriyle tanıştık. Stili bana çok benziyordu; tarz kıyafetler giyip, bir Nike ayakkabı ile kıyafetini tamamlamıştı. Bir profesyonelin benim gibi giyinmesi çok hoşuma gitti.
- Kıyafete her zaman bu kadar meraklı mıydınız?
- Kazancım arttıkça bu imkanlara ulaşmam da kolaylaştı. Şöhret ve potansiyel arttıkça dünyanın en iyi markalarını, en iyi stilistlerini görebiliyorsun veya sokak modasını belirleyen insanlarla konuşuyorsun.
- Yıllar içinde tarzınızın değiştiğini, geliştiğini düşünüyor musunuz?
- Gardırobum değişen stilimle birlikte yenilendi tabii. Önce daha spor giyinirdim. Hayatımın büyük bölümünde jean tercih ediyordum. Artık biraz daha sporşık bir stilim var. Baştan aşağı takım elbise de, jean altı spor ayakkabı da değil. İki tarzı karıştırarak ideal görüntüyü oluşturduğumu düşünüyorum.
- Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
- Aslında her şeyi giyiyorum. Bugün buraya kravatla geldim, ama dediğim gibi genel tarzım spor-şık. Kıyafetlerim rahat, kullanışlı, ama aynı zamanda şık.
- Özel bir gecede ne giyiyorsunuz mesela?
- Benim demirbaşlarım chino pantolonlar. Şık bir restoranda yemek yiyeceksem, koyu mavi bir chino tercih edebilirim. Üzerine uzun kollu, manşetleri düğmelenmiş beyaz bir gömlek giyerim. Kravat takmam şart değil, ama mutlaka deri kemer ve deri loafer ayakkabılar seçer ve bu kombini şıklaştıracak spor bir blazer kullanırım.
- Kıyafetlere çok para, zaman ve emek harcıyor musunuz?
- Üzerime oturan, kesimlerini beğendiğim, iyi dikişli ve kaliteli kumaş kullanan markalar ve mağazalar var. Genelde oralardan alışveriş yapıyorum, modayı oralardan takip ediyorum. Gömlek ya da pantolon daralttırmakla zaman kaybetmek istemem. Yeni aldığım bir şeyi hemen üzerimde görmek isterim.
- David Beckham da hem moda hem de futbolda çok aktif. Buradan yola çıkarak, artık tek bir iş yetmiyor, yıldızlaşmak için popüler kültürün de bir parçası olmak gerekir diyebilir miyiz?
- Ben kendime saygımdan dolayı güzel giyiniyorum, bu da markaların dikkatini çekiyor bence. Bu konularda kompleksim de yok. Mesela David Beckham'ın giydiği bir şeyi beğeniyorsam, onun bir örneğini alıp, kopyalamadan kendi stilime uygularım.
TÜM KESİMLERE HİTAP EDİYORUM
- DeFacto müşterisi, marka yüzü olarak neden sizi görmek istiyor sizce?
- Ben halkın her kesimine hitap eden biriyim. Devlet memuru bir ailenin çocuğu olarak çıktım ve kendi ideallerimin peşinden koşuyorum. Bir gün geriye dönüp baktığımda, gururla bahsedeceğim başarım Atletico Madrid veya Galatasaray değil, milli takım olacak. İnsanlar ülkesine hizmet eden birini gördükleri için beni seviyor olabilirler. Zaten 'seviyorlar' da diyemiyorum, çünkü sevmiyor da olabilirler.
- Hangisi daha zevkli, futbol oynamak mı, poz vermek mi?
- İşim tabii ki daha zevkli. Bildiğin işi yapmak gibisi var mı?
KIZ ARKADAŞIMLA NE GİYECEĞİMİZİ KONUŞURUZ
- Paris Hilton ile çekim yapıyosunuz, kız arkadaşınız bundan rahatsız olur mu?
- Kız arkadaşım neden rahatsız olsun, o özgüveni yüksek, özel bir insan.
- Yanınızdaki kadının güzel görünmesi sizin için önemli mi?
- Tabii ki önemli. Anneme de kız arkadaşıma da güzel görünmeleri hakkında telkinde bulunurum, ama gerek kalmıyor, ikisi de zaten çok başarılı.
- Onlar size ne giymeniz gerektiğini söyler mi?
- Onlar da bana söyler, ben de dinlerim, fikirlere açığım ama sonunda kendi kararlarımı kendim veriyorum.
- Kız arkadaşınızla uyumlu giyinmek için önceden konuşuyor musunuz?
- Kız arkadaşımla gece çıktığımızda, aynı fotoğraf karesinde de birbirimizi tamamladığımızı göstermek istiyoruz. Bu yüzden evet, ne giyeceğimizi önceden konuşuyoruz.
TANIŞTIĞIM ERKEĞİN AYAĞINA BAKARIM
- Yeni tanıştığınız erkeklerin kıyafetlerinde önce neye bakarsınız?
- Ayakkabılarına bakarım. 'Dost başa, düşman ayağa bakar,' derler ama ayakkabı benim için tarzı belirleyen önemli bir detay. Bir ayakkabı tüm kombinin baştan aşağı bambaşka görünmesini sağlayabilir.
- Erkeklere, giymeyin dediğiniz parçalar var mı?
- Önü sımsıkı iliklenmiş bir ceketin altından, kemer tokasına kadar sarkan kravatlı bir erkek ile karşılaşmayı asla istemem. Erkeklere bir de sert vatkalı, omuzları kuvvetli ceketlerden uzak durmalarını tavsiye edebilirim.
- Erkeklere verebileceğiniz en önemli stil tavsiyesi ne olur?
- Hem rahat hem şık olmak isteyen erkekler jean pantolonlarını çıkarıp, renkli chino'lar ile sezonun tarzını, Akdeniz şıklığını ve rahatlığını yakalayabilirler.
- Tarzını beğendiğiniz kişiler kimler?
- Oyuncu Robert Pattinson ve dünyanın en şık giyinen erkekleri arasında gösterilen İtalyan işadamı Lapo Elkann'ın renkli tarzını çok beğeniyorum.
KIRMIZIYA ANLAM YÜKLEMİYORUM
- Dar pantolonlar, kalın baldırları sebebiyle futbolculara yakışmaz. Ama siz bunları güzel taşıyorsunuz. Bu pantolonları kullanmak için özel bir tüyo verebilir misiniz?
- Giydiğiniz diğer parçalarla uyumlu olduğu sürece, kalın baldırlarda dar pantolonlar göze batmaz diye düşünüyorum.
- Türk erkeklerinden daha renkli, daha dar modelleri kullanıyorsunuz. Fırsatınız olsa her zaman eşofman giymek ister miydiniz?
- Eşofmanla tabii ki çok rahat ediyorum. Fakat eşofmanla gidemeyeceğiniz yerler, giremeyeceğiniz ortamlar var. Bu yüzden eşofman kadar rahat, aynı zamanda da şık kıyafetler tercih ediyorum.
- Kırmızı pantolonlarınız çok ünlü. Sizce kırmızı iddialı bir renk mi, yoksa rahat kullanıyor musunuz?
- Kırmızıya öyle derin anlamlar yüklemiyorum. Ama sevdiğim bir renk, yeri geldiğinde giyiyorum. Üzerine şık bir ceket giydiğinizde, doğru ayakkabıyla kullandığınızda kırmızı çok da göze batmıyor zaten.
STİL, SAÇTA BAŞLAR AYAKKABIDA BİTER
- Aksesuvar kullanmayı seviyor musunuz? Neler takarsınız, üzerinizden hiç çıkartmadığınız bir parça var mı?
- Saat merakım var. Saatimi hiç kolumdan çıkartmam.
- Erkeklerde çanta kullanımı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Siz günlük hayatınızda çanta kullanıyor musunuz?
- Çantada marka gösterişinden hoşlanmıyorum. Tercihim sade, siyah modeller.
- Kişisel bakımınız için neler yaparsınız? Özel saç bakım ürünleri kullanıyor musunuz?
- Genelde saçlarımı kısa kullanıyorum, ama doğal görünümü ile uzun kullanmayı da seviyorum. Saçlarım kıvırcık ve kalın telli. Bu yüzden yıkayıp çıkamıyorum, şekillendiriciler kullanıyorum. Haftada bir de bakım yaptırıyorum. Saçlarım benim için önemli. Stil saçta başlar, ayakkabıda biter.