Yıllardır
ülkemizde yaşayan bir İngiliz ile sohbet ediyordum. "Siz Türkler sahip olduğunuz değerlerle gurur duymuyor, kendinizi Batılılar karşısında eksikli hissediyorsunuz. Bu çok gereksiz," dedi. "Bu bizim övünmeyi sevmeyişimizden, alçakgönüllülüğümüzden kaynaklanıyor," diye yanıtladım. Ama ben de bu özelliğimizden şikayetçiyim. Lahmacuna 'Turkish pizza' dememiz, Yunanistan adını tescil ettirinceye dek dünyaya beyazpeynirimizi 'Feta cheese' diye sunmamız bu özelliğimizin somut örnekleri. "Bu köşede böyle bir girişe ne gerek var?" diyeceksiniz; anlatayım. Geçen hafta gazetedeki arkadaşlarımın önerisiyle Piyalepaşa'da Haydee adlı Karadeniz pidecisine gittim. Burası modern bir iş merkezinin alt katında. Dekoru ve servis takımları çağdaş; pırıl pırıl, aydınlık bir lokanta. Büyük bir pide fırını kapıdan girdiğinizde hemen dikkati çekiyor. Mekanın arka duvarına asılı geniş bir karatahta üzerine günlük yemekler yazılmış. Günün çorbası, ayrıca karalahana çorbası. Liste, pidelerle devam ediyor: Kavurmalı peynirli, kapalı kavurmalı, sebzeli, kıymalı sebzeli, kapalı kıymalı, açık kavurmalı.
TURŞU KAVURMA VE LAZ BÖREĞİ
Kuşkusuz yemekler bu kadar değil; başka yerel lezzetler de var: Çayeli usulü kuru fasulye, Akçaabat köftesi, karalahana sarması, turşu kavurması, kuymak, kuzu haşlama, tatlı olarak da Laz böreği ile sütlaç. Buraya kadar mükemmel. Ancak karatahtanın sol tarafına penne arrabiata, spagetti Bolonez, tavuklu Sezar salatası gibi farklı konseptte yemekler de sıralanmış. Sanırım bunlar civar işyerlerinde çalışan ve Karadeniz yemeklerine dudak büktükleri düşünülen müşteri kesimi için konmuş. Ama inanın, okuduğum zaman içim cız etti. Bizim elde kesilmiş makarna ve eriştelerimiz, mis gibi Trabzon yağı ile lezzetlendirilip üzerine keş ve ceviz ile servis yapılırsa, penne arrabiata ve bilumum İtalyan makarnalarına fark atar. Sezar salatasına alternatif, yerel ürünler kullanılan salataları bulmak çok mu zor? Tek başıma gittiğim için abarttım; iki kişinin yiyebileceği kadar yemek ısmarladım. Kavurmalı-Trabzon peynirli pide, kuru fasulye, Akçaabat köftesi, Laz böreği ve sütlaç istediğimde garson, "Abi fazla olmaz mı?" diye sordu. Yine de hepsini getirttim. Pide en kaliteli pizzaya fark atacak kadar lezzetliydi; kuru fasulye de öyle. Akçaabat köftesi, yanında peynirle lezzetlendirilmiş yarım kumpir ile göze ve mideye hitap ediyordu. Laz böreği ise uluslararası bir lezzet odağı olmaya adaydı. Doğal olarak yemekleri bitiremedim; ona rağmen ancak iki fincan tavşankanı çay içerek yediklerimi bastırabildim. Bahşişiyle 50 TL hesap bıraktım ama siz bunu iki kişilik olarak hesaplayın. Restorandan ayrılırken işletmecisi Cengiz Usta'ya yabancı çeşitlerle ilgili eleştirimi aktardım. O da en kısa zamanda yerel menüyü genişletip İtalyan özentisi yemekleri kaldırmayı vaat etti. Yakında yine gideceğim, umarım kaldırmış olur.
BEĞENDİKLERİM
Piyalepaşa Bulvarı üzerinde tertemiz, aydınlık ve modern bir ortamda özgün, lezzetli Karadeniz yemekleri yiyebileceğiniz hoş bir mekan, Haydee. Özellikle pidesi dört dörtlük.Fiyatlar da uygun.
BEĞENMEDİKLERİM
Yemek listesi iki bölüm. Yerel Karadeniz yemekleri bir yanda, spagetti Bolonez, penne arrabiata gibi Batı özentisi çeşitler bir yanda. Oysa buranın alafranga mutfaktan destek aramasına hiç gerek yok.
Mutfak ****
Servis ****
Ambians ***
Haydee Pide Ye! Piyalepaşa Bulvarı, No: 108/1, Beyoğlu Tel: 0(212) 237 13 74
