Her
hafta ekran başına oturup, dört gözle dizilerini bekleyen sevgili seyirciler, size kötü bir haberim var: "Hayranı olduğunuz dizi yıldızlarının bazıları, Türk dizilerini izlemiyor, hatta evlerinde televizyon bile yok!" Dost acı söyler, ama durum bu! Bu konuya birkaç hafta önce değinecektim, ama hem sizi üzmekten korktuğum hem de elimdeki veri yeterli olmadığı için rafta kaldı. Acı gerçekle yüzleşmem birkaç hafta öncesine dayanıyor. Bir seyahat sırasında
Kurtuluş Son Durak filminin oyuncularından, şu an
Lale Devri dizisinde rol alan Ayten Soykök'le tanıştık ve kaynaştık. Öyle ki ev ziyaretlerine başladık. Soykök'ü ilk ziyaretimde, evde bir boşluk hissi sardı beni. Evinde neredeyse her odada bir televizyon olan ben, radyasyon eksikliğinden midir, nedir, bir hafiflik hissettim. Çünkü Ayten Soykök'ün evinde televizyon yoktu! Haliyle küçük bir şaşkınlık yaşadım. Ben Ayten Soykök'ün evinde televizyon olmadığı gerçeğinin şokunu atlatamadan, Gonca Vuslateri ile yapılan bir röportajı okudum: "Öğrenci hayatı yaşamaya başladığımda ailem bana evdeki televizyonu vermedi, ben de yenisini almaya çok üşendim. Para kazanmaya başlayınca da eve girmez oldum. Televizyonla bağım koptu. Arada film seyrediyorduk DVD'de, o da başka bir arkadaşın evinde." Yıllar böyle televizyonsuz gelip geçmişti Vuslateri'nin hayatında... Ta ki
Yalan Dünya'da rol alana kadar. Dizide oynamaya başlayınca, bir zahmet gidip televizyon almıştı, sadece kendi dizisini izlemek için. Ne oluyor bu oyunculara diye panik haldeyken, bir röportaj daha okudum.
DİZİLERDE OYUNCULUK YAPILMIYOR MU?
Bu kez televizyon alerjisi olan kişi bu sezonun en sevdiğim işi,
Kayıp Şehir'in başrol oyuncusu İlker Kaleli'ydi. Kaleli "16 yaşımdan beri dizi ve televizyon programlarını izlemiyorum. En son televizyon izlerken Kenan İmirzalıoğlu
Deli Yürek'te oynuyordu. Televizyonda sadece
National Geographic Wild'ı izliyorum. Televizyon izlemeden televizyon işi yapmak bence daha iyi. Şu an oturduğumuz yer benim için bir kütüphane ve karşımdaki herkes bir kitap. Şimdi onlara bakıp her şeyi gözlemliyorum." diyor. Yıllar önce bu ekolü başlatan kişi Nejat İşler'di. O da dizi seyretmediğini, diziyi sadece para kazanmak için yaptığını, hatta dizilerde oyunculuk bile yapmadığını falan söylemişti. Şöyle demişti hatta: "Televizyonda oyunculuk falan yapmıyorum, bence kimse de yapmıyor. Yaptığını sanan yanılır. Büyük bir aldanma olur bu." Ya çok üzülüyorum. Ben Nejat İşler'i izlemeye doyamazken, o niye kendini izlemeye tahammül edemiyor? Durum bu sayın seyirciler. Hayranı olduğunuz birçok dizi yıldızı, sizin gibi dizi tutkunu değil. Televizyon görünce mümkünse koşarak uzaklaşmak istiyorlar. Peki bu ne kadar doğru? Ben de bir gazeteci olarak, rakip gazetelerin eklerini her hafta sonu boşuna mı takip ediyorum? Hatta kendi gazetemi bile okumasam mı?
