SADRİ ALIŞIK'IN BÜTÜN FİLMLERİNİ İZLEDİM
- Yeni albümde çok özel insanların ismini de zikrediyorsunuz. âşık Veysel, küçük İskender, Nazım Hikmet, Sadri Alışık, İhsan Oktay Anar... Nedir bunun sebebi?
- Bunlar müzik, edebiyat ve sinemanın babaları. Ve arkalarından gittiğim insanlar. İhsan Oktay Anar'ın benim çok sevdiğim kitabı Puslu Kıtalar Atlası'ndaki bir karakterin dövmesi zaten albümün adını oluşturuyor; Aşktan ve Gariplikten. Bu, albüme de çok güzel edebi bir bütünleme kattı. küçük İskender benim ustam. Her kitabıyla beni şaşırtmaya devam ediyor. Nâzım Hikmet de ilk okuduğum şiirin şairi; Türkçe kitaplarında okutulan şiirleri saymıyorum. Ben Sadri Alışık ile sinemanın insanları ne kadar etkilediğini anladım. Dedem de çok severdi, bütün filmlerini izlerdik beraber. Bütün bu ustalar da fazlasıyla benimle ilgili. Bu yüzden isimlerini zikrettim.
ŞİİR KİTABI ÇIKARACAĞIM
- Son zamanlarda şiir yazabiliyor musunuz ?
- Albüm için stüdyoya girdiğimden dolayı uzun süredir şiir yazamadım. Uzun süre dediğim de iki hafta. Bu benim için uzun bir zaman. Yakın zamanda bir şiir kitabı da çıkaracağım. Albüm de çıktığına göre artık beni en çok heyecanlandıran şey şiir kitabım. Değerli ustam küçük İskender ile çalışıyoruz. O, editörlüğünü yapacak. Durmadan okuyorum ve şiir biriktiriyorum. Çok küçük bir kitlesi bile oluştu Can Bonomo şiirlerinin. Bu da memnun ediyor beni.
- Tarih belli mi?
- Hayır, tarih belli değil. Kendimi şu an hazır hissetmiyorum, fakat çok da uzamayacak bu iş. 2013'e hazır olur. Ben illüstrasyon da yapıyorum. Şiir kitabının yayımlanmasının ardından illüstrasyonlarımı da toplamak istiyorum.
SADECE KENDİMLE REKABET EDİYORUM
- Eurovision'a katılmanız albümü yaparken bir baskı unsuru oluşturdu mu?
- Biz ilk albümümüzü kendi tarzımızda yayınladığımız için ikinci albümde sadece kendimizle rekabet içindeydik. Üstelik bu türü oluşturan da biz olduğumuz için kuralları da biz koyduk. Kendimizle de rekabet etmeyi bildik. Yeni albüm Aşktan ve Gariplikten, ilk albüme göre, çok daha olgun, çok daha köşeli ve çok daha sivri bir albüm oldu.
- Peki albümün hazırlık süreci ilkine göre daha mı zordu yoksa daha mı kolay?
- İlk albüm benim yaratım sürecimin bir parçasıydı. İkinci albüm üretim sürecinin bir parçası. İlk albümde 'İstanbul müziği' dediğimiz yeni bir tarz yaratmaya çalışmıştık. İkinci albümümde de yarattığımız bu tarza yeni ürünler katmaya çalıştık. Dolayısıyla iki albümün ortaya çıkış süreçlerinin birbirinden farklı olduğunu söyleyebilirim.
- 'İstanbul müziği'ni de biraz açmak gerekir. Siz nasıl tanımlıyorsunuz yarattığınız bu tarzı?
- Biz yaptığımız müziği, ilk kez stüdyodan dışarı çıkardığımız zaman, bir isim veremedik; hiçbir türe sığdıramadık. Bu nedenle de yaptığımız müziğe böyle bir kulp takmak zorunda kaldık. Daha sonra özellikle konserlerde eklediğimiz düzenlemelerle ya da ikinci albüm için kayda girdiğimizde yaptığımız numaralarla İstanbul müziği tanımı biraz daha genişledi. Aslında İstanbul müziği, İstanbul'da şu anda bulunan enstrümanlarla yapılan müziktir. İstanbul'un yeni ve eski tüm şiirleri ve jargonu ile yazılmış sözleri barındırır. Biraz eklektiktir çünkü İstanbul da öyledir.