Muhteşem Gatsby'deki en muhteşem şey, kitabın anlatıcısı Nick Carraway'dir bence. Bu Yale mezunu eski askere hemencecik ısınır, onun zihninde kendimizi evimizde hissederiz. Yazar Scott Fitzgerald çok sevdiği izlenimci ressamlar gibi ufak fırça darbeleriyle çalışarak dünyayı bize Nick'in bakış açısından göstermeyi başarır. Bu da hiç kolay bir iş değildir aslında, karakterlere tepeden bakmaya benzemez. Okur için bir meydan okumadır. Hikayeyi anlatan Nick'in göremediği şeyleri görmeye çalışır, onun resmettiği her şeye ve Gatsby'e de şüpheyle bakmamız gerektiğini hissederiz.
GERÇEKÇİ AMA ŞEFKATLİ
Fitzgerald'ın en çok sevdiği yazarlardan biri Joseph Conrad, en çok etkilendiği kitaplardan biri de
Karanlığın Yüreği'ydi. Buradaki Kurtz gibi anlatıcının kitap boyunca peşinden koştuğu, kafasında şekillendirip durduğu bir figürdür Gatsby. Hem kendisidir hem de bir şeylerin sembolü. Hem Caz Çağı'yla bütünleşmiştir hem de kendi gerçekliğiyle. 1925'te yayımlanan kitabın meziyeti, Nick'in ilk başta şefkatten yoksun olduğunu hissettiğimiz bakış açısının adım adım Gatsby'ye yönelik bir merhamet ve anlayış arayışına dönüşmesini maharetle göstermesindedir. Fitzgerald, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun İstanbul'da kendilerini sefahate adamış insanları anlattığı 1928 tarihli romanı
Sodom ve Gomore'de yaptığı gibi ahlakçı bir kitap da yazabilirdi pekala. Karaosmanoğlu 'kötü' karakterlerine tanrı katından bakıp onları anlamamaktan ne kadar büyük bir erdem çıkarırsa, Fitzgerald kendi 'kötü' karakterleriyle içli dışlı olmayı bir o kadar çok ister. Romanını gerçekçi edebiyatın kafa ütüleyen değil, şefkatli bir türünün örneği haline getiren de bence budur. Türkiye'de
Muhteşem Gatsby deyince akla Fitzgerald kadar çevirmeni Can Yücel de geliyor elbette. Onun çevirisinin güzelliği ve tuhaflığı daha ilk cümlesinden başlar: Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hâlâ küpedir kulağıma. "Ne zaman," demişti, "birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmedi dünyaya!" Şimdilerde kitapçı raflarında Gatsby'nin aslına daha sadık çevirileri var. Ama Yücel'inki özel bir çeviridir çünkü anlattığı kahraman gibi hem kusurludur hem de muhteşem.