Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Yolculuklardan öğrendiklerim

Bugün sizlerle yeni yaptığım bir yolculuk sırasında gördüklerim ve dinlediklerimden vardığım sonuçları paylaşacağım. Yolculukların zevkli olmak dışında, öğretici olduğunu düşünürüm. Ama yolculuğun kendisi de çok şey öğretebilir. Ben çok sık yolculuk yapıyorum. Yolculuk sırasında izlediklerim, okuduklarım, duyduklarım beni düşündürüyor ve çok şey öğreniyorum. Bu seferki yolculuğum yorgun olduğum için biraz sıkıntılı başlamıştı. Kalabalık salonda kapıya doğru ilerlerken yol boyunca ellerini bıraktıkları çocuklarının ardından avaz avaz bağıran ebeveynler ile çocuklarının ellerine tekerlekli valizleri oyuncak diye vermiş, onlar valizleri araba gibi kontrolsüzce itip insanlara çarparken gülümseyerek izleyen ebeveynler vardı. Uçakta ise yanıma bir baba ile oğul oturdu. 14 yaşındaki çocukla baba üç saatlik yolculuk boyunca sadece üç kelime konuştu. Onlar da babanın önüne bak, dur ve tamam kelimeleriydi. Oysa yolculuklar ne kuralların ortadan kalktığı süreçlerdir ne de başkalarını umursamayacağımız zamanlar. Çocuklarımızla paylaşmak, konuşmak, anlatmak ve öğretmek için kullanılabilecek keyifli anlar olabilir. Bunu yapan ebeveynler gördüm. Her yaştaki çocukları ile sohbet eden, sorularına yanıt veren ve onları dinleyen anne babalar vardı. THY personeli de büyüklere olduğu gibi, çocuklara karşı da sabırlı ve güler yüzlüydü. Aynı yolculuğun dönüşündeki personel için aynı şeyleri söyleyemeyeciğim. Tüm bunları izler ve düşünürken kulaktan şarkı dinliyordum. Sezen Aksu'nun yeni CD'sinden bir şarkı sözüne takıldım. Şarkı "Ya bizdensin ya onlardan, ya dostsun ya düşman, ya siyahsın ya beyaz, ya hep ya hiç," diyordu. Bunları arttırabiliriz aslında. Ya iyi ebeveynsinizdir ya kötü. Biri bizi eleştirirse "Senin çocuğun var mı? Kolay mı?" diye başlarız. Oysa överse hep doğruyu yaptığımızı düşünürüz. Bizim liderimiz hata yapmaz. Bizim partimiz muhteşemdir, eleştirilemezler. Eleştirirsen karşı tarafsındır. Arkadaşsan yanlışları kabul etmen gerekir, etmiyor ve söylüyorsan arkadaş değilsindir. Gittiğin yer ya iyidir ya kötü. Hava yolunu eleştiremezsin, eleştiriyorsan aynı zamanda övemezsin. Ya seviyorsundur ya sevmiyor, ya onun olursun ya da toprağın. Mutlaka taraf tutman gerekir, mutlaka bir tarafa ait olman. Olmazsan ne olur? Her iki taraf da karşı taraftan olduğunu ileri sürer. Eğer iki taraf içinde konuşmuyor, bir şey yapmıyorsan İnsanlar seni ilgisiz olmakla hatta bilgisiz olmakla suçlayabilir. Eğer her iki taraf içinde bir şeyler söylüyorsanız güvenilmez olursunuz. Oysa bize griler gerekiyor. Olaylara, insanlara dışardan bakabilen, izleyebilen ve tarafsız olarak değerlendirebilen. Doğru olana doğru, yanlış olana yanlış diyebilen akli insanlar gerek.

GİDİLECEK ÇOK YOL VAR
İstanbul'a geldiğimde en büyük değişiklik Teşvikiye'de birbirinden oldukça uzak iki trafik lambası arasında kalan ve yayların karşıdan karşıya geçmek için çok sık kullandıkları ana yola yaya geçidi işaretleri çizilmiş olmasıydı. Ancak ilk denememde gördüm ki araç sürücüleri, yaya geçidi çizgilerini yol süsü sanıyor. Durmak bir yana, hızını kesen bile olmuyor. Kendinizi hâlâ yurtdışında sanır ve yaya geçidinde güvende olduğunuzu, arabaların size yol vereceğini düşünürseniz, ezilmeniz kesinleşir. Öğrenecek çok şey, gidilecek çok yol var. Bunları yaparken sakin olmak, planlı olmak ve körü körüne taraf olmamak gerekir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA