Haravgi gazetesi "Münhasır Ekonomik Bölge Egemenlik Hakkı" başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum hükümetinin konuya ilişkin olarak "egemenlik haklarının kullanımının Kıbrıs müzakereleri için herhangi bir problem teşkil etmediğini ifade ettiğini" yazdı.
Haberde, Rum Hükümeti Sözcüsü Stefanos Stefanu'nun açıklamalarına yer verildi. Stefanu'nun Türkiye'nin konuya tepki göstermesine atıfta bulunarak, "problem yaratan şeylerin bu hakların kullanımını engelleyenler olduğunu" söylediği belirtildi. Stefanu, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği'nin tam ve uluslararası anlamda tanınmış bir üyesi olarak; "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarının kullanımının Kıbrıs müzakereleri için problem teşkil etmediğini" savundu.
Fileleftheros ise, Stefanu'nun Rum hükümetinin daima sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin" müdafaa edilmesi ve güçlendirilmesi, aynı zamanda egemenliğin güçlendirilmesi sürecinden ortaya çıkan avantajların değerlendirilmesi için çalıştığını da sözlerine eklediğini bildirdi.
İsrail ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında geçtiğimiz Cuma günü imzalanan anlaşma, iki ülke arasında münhasır ekonomik alanların sınırlarını belirliyor ve bölgedeki mineral rezervler için planlanan projelerin önünü açıyor. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için her iki ülkenin parlamentosundan onay alması gerekiyor.
Ticaret Bakanı Antonis Paschalides ise İsrail'le yapılan anlaşmanın hem ekonomik hem de politik alanda "çok büyük öneme sahip olduğunu" söyledi.
AFP haber ajansı, anlaşmanın yapılmasının ardından Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu'nun geçtiğimiz gün İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy'yi Bakanlığa çağırarak kınadığını belirtmişti. İsrail, bu gelişmenin ardından Türkiye'nin itirazlarını reddetmiş ve konunun çift taraflı olmadığını, Ankara'nın anlaşmada söz sahibi olmasına gerek bulunmadığını ifade etmişti.
Dışişleri Bakanlığı ise, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) 2003 yılından itibaren Doğu Akdeniz'deki ülkelerle deniz yetki alanlarını ilgilendiren ikili anlaşmalar yapmasını 'endişe verici' olarak nitelendirmişti.