Yargı sistemini alt üst etti
Norveç'te normal şartlarda 4 hafta olan tutukluluk süresi Breivik davasında 8 haftaya uzatıldı. Şimdiye kadar açık görülen davalar bu kez işletilmeyecek. 76 kişinin katili Breivik'in davasının Norveç yasalarında en büyük değişikliği ise ceza sisteminde yapması bekleniyor. Müebbet hapis cezasının bulunmadığı ülkede Breivik'in alacağı ceza şimdiden tartışma konusu oldu. Bir yıl sürmesi beklenen dava sonunda katilin şu an için en ağır alacağı ceza 21 yıl hapis olacak. Bu da öldürdüğü kişi başına 82 gün anlamına geliyor. Ancak Norveç yasalarında kitlesel suç konusunda ömür boyu hapis cezası tanımlanıyor. 21 yıl ceza alan mahkûmun cezası sona erdiğinde, mahkemece hala "tehlikeli" şüpheliler sınıfında tanımlanırsa da ceza müebbet hapse dönüşebiliyor. Fakat Norveç'te şu ana kadar kimse müebbet hapis cezası almadı. Ancak bu saldırıdan sonra Norveç idam cezasını yeniden uygulanmasını tartışmaya başladı. Oslo Üniversitesi'nden ceza hukuku profesörü Staale Eskeland "Teorik olarak ömrün geri kalanını demir parmaklıklar ardında geçirmesi gerekiyor" diyor.
ÖLÜ SAYISI 76'YA DÜŞTÜ
Norveç'teki saldırılarda hayatlarını kaybedenlerin 76 kişi olduğu açıklandı. Daha önce 93 olarak bildirilen ölümlerle ilgili yapılan yeni açıklamaya göre Utoya Adası'nda 68, bombalı saldırıda ise 8 kişinin öldüğü bildirildi. Norveç'te ölenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Norveç Kraliyet ailesi, hükümet ve binlerce kişi yerel saatle 12.00'de bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. O an için Oslo borsasında işlem yapılmadı. Uçuşlar ve tren seferleri de durdu. Oslo 22 Temmuz'daki korkunç saldırının ardından normale dönmeye başladı. Eylemin ardından hasar gören bölgeyi çeviren polis, ilk iş günüyle beraber kordonu kaldırdı. Kentte tramvay ve metro ağının yeniden işlemeye başladığı ve insanların günlük yaşamlarına dönmeye çalıştığı görülüyor.
"KEŞKE OĞLUM İNTİHAR ETSEYDİ"
"Oğlumun yaptığı katliamdan utanıyorum. Keşke yaptıklarından sonra intihar etseydi" diyen Breivik'in babası Jens Breivik, bir dönem Norveç'in Londra Büyükelçiliği'nde diplomatlık yaptı. O dönemde baba Jens ile eşi ayrıldı. Breivik'in velayeti annesinde kaldı. Breivik de 15 yaşına gelene kadar Fransa'da yaşayan babasıyla yeni eşini düzenli olarak ziyaret etti. Ancak Jens Breivik, polise verdiği ifadesinde oğlunun kendi isteği ile 1995'te iletişimi kopardığını söyledi. Babanın, Fransa'nın Cournanel bölgesindeki evi de arandı. Anne ise, Oslo'da, polis tarafından korunan bir apartman dairesinde yaşamını sürdürüyor. Annenin de oğlunun planlarından haberdar olmadığını söylediği biliniyor. Hem yakalandığı sırada hem de tutuklandıktan sonra polise zorluk çıkarmayan Breivik'in ilk ifadelerinde de iktidardaki İşçi Partisi'nin gençlik kampına düzenlediği saldırıda, eski Başbakan Gro Harlem Brundtland'ı da öldürmek istediğini söylediği belirtildi. Oslo'daki saldırıları ile bağlantılı bir Polonyalının ülkesinde tutuklandığı bildirildi. Polonyalının internet üzerinde Breivik'e bomba yapımında kullanılacak kimyevi madde sattığı bildirildi. Polonya emniyetinden Mariusz Sokolowski, söz konusu şahsın, Norveç polisinin talebi üzerine yakalandığını ve tutuklandığını açıkladı.