Yüz yılı geride bırakmasına rağmen Karşıyaka Spor Kulübü'nde yönetsel düzeyde işler bir türlü istenen düzeyde yürümüyor. Basketbolda yurt içinde ve yurt dışında harikalar yaratan bir takıma sahip olan Karşıyakalılar, benzer süreci hiç ummadıkları futbolda da yaşamalarına rağmen ne yazık ki gelecekten endişeliler. Geçmişten günümüze devrolan ağır fatura hiç beklenmedik bir anda kendisini hissettiriveriyor.
Ülkemizdeki bütün spor kulüplerinde yaşananların benzerinin Karşıyaka Spor Kulübünde de olması hiç şaşırtıcı değil. Ancak bütün bunların sanki sözleşmiş gibi yüzüncü yılda meydana gelmesi üzerinde daha fazla düşünülmeyi hak eden bir durumu yaratıyor. Gelin hep birlikte şapkalarımızı önümüze koyup düşünelim; İzmir gibi bir kentin takımları neden bu durumdalar ve köklü geçmişlerine rağmen yaşama savaşı veriyorlar?
Neden yüz yılı geride bırakan bir takım ısrarla aynı hataları yapmaya devam ediyor? Karşıyaka Spor Kulübü dar bir çerçevenin içinde sıkışmak istemiyorsa bir an önce geleceğe dair planlarını başta bir spor kulübü olarak yoluna nasıl devam edeceği de dahil olmak üzere, pek çok şeyi tartışmak suretiyle yeni bir yönetim zihniyetini harekete geçirmelidir.
Kişilere, partilere ya da belediyeye endeksli olmayan, camianın gücüne dayanan belki bir on yıl kendi yağı ile kavrulacak bütçeler ile altyapılarını güçlendiren bir Karşıyaka Spor Kulübü model olacak. Aksi takdirde sürmekte olan modelle kulübün geleceği bir hayli karanlık günlere işaret edecektir. Yüz yıldır yaşadıklarından ters almamakta ısrar eden bir takım için gelecek yüz yıl çok daha acı ve incitici olacaktır.
İçlerindeki Karşıyakalıları ve Karşıyakalılığı bertaraf etmek isteyen Karşıyakalılar, kulübün ve ilçenin en büyük handikaplarıdır.