Cüneyt Tuğrul'un Bornova'nın ünlü doktorlarından olan anne ve babası, Atatürk'ün Almanya'dan Türkiye'ye davet ettiği Nobel ödüllü bilim adamları tarafından yetiştirildi. Başarılı anne ve babanın, çocukları, torunları, çocuklarının kuzenleri, yeğenleri de hep doktor oldu. Cüneyt Tuğrul'un ağabeyinin eşi MS illetiyle savaşmaya başlayınca, ailenin tüm doktorları, alternatif tıbba, dünyada bilinen ve her kliniğin yeni geliştirmeye çalıştığı her türlü metodolojiye, birinci elden ulaşmaya çalıştı. Bu arayış, genel cerrahiyi seçen, meme cerrahisi üzerinde yoğunlaşan doktor Cüneyt Tuğrul'un başka alanlarda da kendisini geliştirmesini sağladı. Hastalarının ruhuna ulaşabilmek için, sistemli telkin dediği, hipnozu uygulamada öncü oldu. İnsanın ölmeye karar verdiğinde öleceğini, bunun için yaşayacağına inandırılması gerektiğini savundu. Bunun yollarını Avrupalı doktorlara da öğretmeye başladı. Bugünlerde de tıpta hipnozun bir standarda oturması için, Klinik ve Uygulamalı Hipnoz Derneği Başkanı olarak, Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerde bulunuyor. Beni uyutmadan hipnotize ederek en fazla 30 saniyede metalden kadın olduğuma inandırıp, yaklaşan mıknatısa yakalanmamak için kaçmaya çalışırken son anda havada yakalayan Cüneyt Tuğrul ile Bornova'daki evinde, hipnozu, kanseri, tedaviyi konuştuk.
Neden düşüyordum?
Genelde mıknatıs çeker ama mıknatıstan kaçmaya çalıştınız, o yüzden düşüyordunuz.
HEKİMLER KULLANIYOR
Sağlık Bakanlığı'na neden gittiniz?
Sağlık Bakanlığı Destekleyici ve Geleneksel Tıp Bilimleri Genel Müdürü'ne brifing verdik. Devlet, Avrupa Birliği kuralları çerçevesinde bazı meslek alanlarının uygulanış metodolitesine yönelik yönetmelik çıkarmak zorunda. Masaj tedavilerinden hipnoza, müzik tedavilerinden diğerlerine, Avrupa'da birer meslek dalı olarak belirlendiği için Türkiye'nin de bu geçişi yapması gerekiyor.
Hipnozun yaygınlaştırılmasını mı öneriyorsunuz?
Aslında bunu kullanan birçok hekim var. Sadece bunun artık standardize edilmesi önemli. Standartları etik kurallarla belirlenmezse, kötüye veya yanlış kullanımı söz konusu olabilir. O yüzden hekimlerin, diş hekimlerinin, kendi mesleki alanlarında ve ihtiyaç duydukları noktada kullanımını öğrenmeleri ve sadece o noktada kullanımına izin verilmesi noktasında bir yönetmelik çıkarılması için öneri sunduk. Telkin, bir hekimin hastaya merhaba dediği andan itibaren vermeye başladığı şey. Biz önce umut veririz. Adı hipnoz olsa bile, her hekim hastasına güzel şeyleri vermekle görevlidir. Telkin, aslında psikolojinin de temel mekanizması.
Hipnoza telkin mi diyorsunuz?
Aslında hipnoz, bir annenin çocuğu elini burktuğu zaman, "Gel öpeyim geçsin" demesi ve öptüğü zaman çocuğun acıyı daha az hisseder hale gelmesi. Bunu siz hep kendi kendinize yapıyorsunuz. Başarılı bir öğrenci, dersine iyi konsantre olabilen ve umudunu yitirmeyen öğrencidir. Başarılı işadamı, başaracağına inanan insan. Telkini kendinize yapabiliyorsunuz. Eğer bunu sistemli yapıyorsanız, buna hipnoz diyoruz. Hastayı ikna edebildiğiniz konuşma metotlarınızın tümü, aslında doktor psikolog ve hasta ilişkisi içine giren kavram. Hipnoz, aslında telkin metodolojisidir. Başka bir şey değildir.
'İLİŞKİYİ KOPARIRSINIZ'
Doktorun yaptığında tek fark, uyutarak telkin etmesi mi?
Hayır. Uyutma yok. Sizin filmlerde izlediğiniz, şov. Hastaya yaşayabileceğinize dair inanç aşılayabiliyorsanız, o. Bilinçli hipnoz diye birşey var. Biz bir parça onu temsil ediyoruz Türkiye'de. İnsanı uyutup, istemediği bir şeyi yaptırmak değil. Tam tersi, içindeki gizli gücü ortaya çıkarmak için bir anlatım metodolojisi.
Uyutmuyor musunuz?
Biz yapmıyoruz. Kinik ve Uygulamalı Hipnoz Derneği Başkanıyım, bugüne kadar hiç yapmadım. Kendinizden geçerseniz, benimle ilişkinizi koparırsınız. Uyursunuz, o bir uykudur.
"GELENEKSEL OLARAK KULLANILANA İZİN VAR"
Alternatif tıp ile de ilgileniyorsunuz? Ben planta medica diye bir şeye inanırım. Dünyada tıbbın alternatifi yoktur. Tıp bir bütündür. Bugün biz size aman böbreklerini iyi koru, bol su iç dediğimizde su ilaç mı oluyor? Suyu önermek doğru bir şeyken suyun içine biraz da karbonat koy alkali su daha iyidir dediğimde niye alternatif tıp oluyor? Tıbbın alternatifi yoktur. Hepsi tıbbın parçasıdır. Otacıların, lokman hekimlerin bize öğrettiği bilgilerle geliriz. Madecasol krem, Afrika'daki Fransız gezgini yaralandığı zaman bir büyücünün yapraklarla yaptığı kremdir. Gezginin yarası çok hızlı iyileştiği için o bitkiden o kremi yapıyorlar, şimdi Madecasol adı altında sosyal güvencemiz ödüyor. Devlet ödediği zaman alternatif olmuyor, ben yazarsam alternatif oluyor. Hiçbiri alternatif değil. Hastanın ruhen ve bedenen iyi olmasını sağlayan, iyi hissetmesini sağlayan her şeyi pozitif kabul ediyorum, kullanıyorum ve hastamın kullanmasına izin veriyorum. Bitkiler zararsız değildir. Birçok bitkisel uygulama kemoterapinin etkisini bozar ve gücünü alabilir. Ben hastalarıma o noktada, tedavinin bitimine kadar sabredin diye rica ediyorum. O ilacın kendisine iyi geleceğini hissetmesi madem yüzde 40 fayda sağlıyor, niye ben bu faydayı engelleyeyim? Zehirlenecek dozlarda olmayan ve geçmiş geleneksel tıpta bilinen ilaçları kullanmalarına izin veriyoruz. Hekim her şeyi bilmek zorunda. Hastaya kullanmamaya ikna etmenin tek yolu, onun yan etkilerini bilmektir. Kemoterapi kullanan kişi o sırada ısırgan tohumu kullanırsa kan lökosit değerleri o kadar düşer ki hastanelik olur. Birçok destekleyicinin ne olduğunu okuyor ve en azından bu noktada bazı noktalarda ihtiyaç duyduklarını veriyorum. İyi beslenmek tıbbın parçasıysa bağırsaklarınızın kabız olup ileride olabilecek kolon kanserini engellemek tıbbın bir parçasıysa bir başka gıdanın kullanımını artırmak da tıbbın bir parçasıdır.
Ağabeyinizin eşi MS hastası olduğu için ailenin alternatif tıp ile ilgilendiğini duymuştum... Tam alternatif tıp olarak değil de, dünyada şu an bilinen ve her kliniğin yeni geliştirmeye çalıştığı her türlü metodolojiye, birinci elden yıllardır ulaşmaya çalışıyoruz. Herhalde yengem Türkiye'de ilk kök hücre uygulananlardan birisidir. İsrail'de aynı zamanda buna yönelik terapi vardı, onu ilk uygulayanlardan. Bir dönem de apiterapi uyguladık. Arı zehirinin kişinin direnç sistemini dengelemesi üzerine Avrupa'da çok uygulanan, Fransa'da romatizma tedavisinde direk devlet tarafından karşılanan bir metottur. Bütün bunların sonucunda, uzun yıllardır hala sağlıklı ve başımızda bizlerle. İster ruhen ister diğer tedavilerin artısı olsun, hala çocuklarının başında. MS zor bir hastalık. O yüzden bizi tedavinin her tarafını bilmek zorunda bırakıyor.
"UYUTARAK HİPNOZ ETİK DEĞİL"
Uyutup iyileşeceğine ikna ettiğinizi düşünüyordum...
Hayır. Özellikle benim alanım, genel cerrahi ve meme cerrahisi veya kanser cerrahisi. Zaten hasta ile öyle iletişime vaktim de yok. Mümkün olduğu kadar telkin ve olumlu dili kullanan bir hekimim. Kişi, başarabileceğini bir başkasından duyuyor. Uyutma, filmlerde, Amerikan filmlerinde var. Ayrıca askerin eğitiminde ve bunun gibi alanlarda var ama bu doğru ve etik değil ve tıpta uygulanamaz böyle bir şey. Kişinin izninin olması gerekiyor.
Uyutulmaya izin veriyorsa?
O başka. Ne kadar izin verirse versin, insan zihni kendisine ait temel yaşamsal kavramları yüzde yüz korur. Ona rağmen hiçbir telkini veremezsiniz. Sigarayı bırakma telkini verdiniz. Kişiye güçlü olduğunu hissettirdiğiniz zaman kendi bırakıyor zaten. Amaç da onu sağlayabilmek.
Türkiye'de uyutarak hipnoz yapan var mı?
Hiçbir bilgim yok. Tıpta kullanılan hipnoz, bilinçli hipnoz. Ben bilinçli hipnoz ile telkinin insan hayatındaki gücünü kullanıyorum.
Hipnozla cerrahide bile hastalar uyutulmuyor. Yapan varsa da etik değil mi diyorsunuz?
Uyutmak bambaşka bir şey. Benim uzmanlık alanım hipnoz değil, meme kanseri. Meme kanserinde böyle bir uygulamanın hiçbir yararı yok. Tamamen bilinçli olup, hastalığının farkına varıp, ölüm korkusunu bir kenara atıp, yaşama sevgisini ön plana çıkarmak. Bunun için uyumanın ne anlamı var ki? Uyutmanın ne yararı var. İstanbul'da bununla büyük cerrahiler yapan gruplar var. Ankara Üniversitesi'nde bir ağabeyimiz var. Onun 250-300 serilik bir cerrahisi var. Ama onda bile hastalar tam olarak uyumuyorlar. Tam tersine uyanıklar, şarkı söylüyorlar, sohbet ediyorlar çevreleriyle. Dünyada daha çok diş hekimliğinde, ağrısız diş çekimi için kullanılan bir metot.
Neden hipnozu hep uyumak olarak gösteriyorlar?
Televizyon programlarında, sahnede insanlar özel bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bunlar şov gayeli. Maalesef dünyada böyle. Şov gayesi ile yapılan hiçbir şey kalıcı bir şey getirmiyor. Sofistike anlatımlar çok daha fazla ilgi çekiyor. Herkes bunları izlediği için akılda kalan uyuma sahnesi oluyor.
"PSİKOLOG RAHATLAR"
Peki siz hipnozla ne yapıyorsunuz?
Beni ilgilendiren alanı, özellikle kanserde kişinin başarabileceğine dair olan inancı. Ben bunu direk emir komuta zinciri ile değil de, biraz daha metaforik anlatımla açıklamayı yeğliyorum. Hastaların önce kendilerinin değerli oldukları, yaşamın önemli olduğunu çocuklarının hayatlarında çok önemli olduğunu, hissettirmek gerekiyor.
Psikologların yaptığını yapıyorsunuz...
Doğru ama dünyada şöyle bir çalışma var. Özellikle Macarların yaptığı çalışma. Primer hekimi eğer hastaya sahip çıkarsa, psikologun işini inanılmaz kolaylaştırıyor. Psikolog, ikincil olarak devreye giriyor. Kişi cerrahı ile yürüyor. Cerrah ona yeterince güven veremezse, kişi öyle umutsuzluğa düşüyor ki, onu sonra psikoloğun düzeltmesi mümkün değil. Kişiye iyileşebileceğine dair doğru sinyali verdiyse, ve kişi kendi içinde sahip çıkabildiyse, sonra psikologlar onu dışarıdan gelen travmalara karşı destekleyerek bütünsel tıbbı meydana getiriyor. Hastanın tedavinin parçası olmadığı tedavi, dünyada tedavi olarak kabul edilmiyor. Hoş kaç hekim sağlıyor? İyi hekim ile kötü hekimi ayıran da bu oluyor. Hekimler zaten okuyan ve iyi bilen hekimler. Cerrahlarımız dünyanın en iyi cerrahları. Dünyada bu tip hipnotik yumuşatıcı telkin metodolojisi, kişinin aynı zamanda ameliyattan sonra iyileşme hızını artırabilmek amacıyla da kullanılıyor. Örneğin, tüp bebekte kişinin anksiyetesi eğer telkin metodu ile baskılanırsa, hamile kalma oranı bir misli artıyor. Normalde hamile kalma oranı dünyada yüzde 25-38 arasında oynarken, telkin uygulanan kadında, yüzde 50-68 oranlarda tutuyor. Niye? Kadın korktuğunda, sıkıldığında, rahmini kasıyor. Bebeğin düşmesine sebep olabiliyor. Ruhen huzurluysa bu reaksiyonu göstermiyor.
İŞLETMEYİ BİTİRDİ DOKTOR GİBİ GÖRÜLÜYOR
Özlem Tuğrul, 27 yıldır tıp ile iç içe yaşadığı için, en azından arkadaşlarının gözüne doktor gibi görünmeye başladı. Kendi kardeşi, yengesi ve birçok akrabası da doktor olan Özlem Tuğrul, mesleği ulvi görmesine rağmen hepsinin çektiği sıkıntılara çok yakından şahit olduğundan, çocuklarının doktor olmasını pek istemiyor. n
Çevrenizde doktor olmayan ender kişilerdensiniz galiba... İşletme mezunuyum ama 27 yıldır tıbbın içindeyim. Herkes beni arıyor. "Boğazım şiş ne kullanayım" diyor. Kalçasında kıl dönmesi olmuş, "Cüneyt'e göstermeyeyim, sana göstereyim" diyor. Artık ne önereceğimi biliyorum.
ÇOCUKLAR YAPMAYACAK
Çocuklarınızın doktor olmasını ister misiniz?
Oğlan zaten bilgisayar mühendisliğinde okuyor. Çocuklar yapmayacak. Kız da daha lisede ama hiç düşünmüyor. Zor iş. Çok güzel, görüntüsü süper, ulvi meslek ama insanla uğraşmak ve insan için bir karar vermek zor. Ev hayatın olmuyor. Bir kadın için çok zor. Ben kızımın doktor olmasını istemiyorum. Üzülürüm.
Siz çalışıyor musunuz?
İşim çok zevkli. Dekorasyonla uğraşıyorum. Evleri, kurumları, otelleri giydiriyoruz. Mesleğe ilk basın sektöründe başladım. Yeni Asır'da staj yaptım, sonra Ankara Sabah'ta reklamda çalıştım. Depremzede bir arkadaşımın mağazası yıkılmış, İzmir'e yerleşmiş. Evde bir şeyler dikiyordu, katkım olsun diye yatak örtüsü diktirecektim, "Ben vazgeçtim örtü diktireceğime gel beraber iş kuralım" dedim. O günden beri 14 yıldır beraber bu işi yapıyoruz ve çok