Yaşadığımız kenti tanımıyoruz. Oysa bir şehri geliştiren ve güzelleştiren içinde yaşayan insanlardır. Tanımadığımız gibi, bazen tanımayı, hatta görmeyi bile reddedebiliyoruz, uzak duruyoruz. Kimi zaman tuttuğumuz takımdan kimi zaman da ön yargılarımızdan dolayı. Bu nedenle İzmir'e geldiğimden bu yana anlayamamışımdır Göztepe ve Karşıyaka'nın birbirine olan düşmanlığını. Birbirlerinin başarısızlıklarından duydukları hazzı... Ben mutluyum, iki semtte de oturdum... Aradaki farkları ve güzellikleri hissetmenin tadına vardım. Ama bir İzmirli'den "Ben o tarafı hiç bilmem" cümlesini duymak beni üzüyor. Elbette bu açıdan İzmir'e benzeyen kent örneklerinin sayısını artırmak mümkün, fakat bu bölünmeleri ve düşmanlığı anlamak zor... Eskişehir'de, Bursa'da, Trabzon'da bunu göremezsiniz... Hiç düşündünüz mü, belki bu yüzden takımları Süper Lig'dedir.
***
Aslında sadece yaşadığımız kenti değil, ülkemiz topraklarını da tanımıyoruz. Ya da tanımaya çalışmıyoruz. Birçok insanımız Güneydoğu Anadolu'yu, İç Anadolu'yu, Karadeniz'i görmeden yurtdışındaki ülkeleri gezmeyi tercih ediyor. Karadeniz'in yemyeşil doğası dışında
Artvin'deki Karagölü,
Trabzon'daki Zigana dağlarının bitki çeşitliliğini,
Amasya'nın muazzam kent dokusunu,
Hatay'ın şelalerini,
Diyarbakır'ın Ulu Cami'sini,
Şanlıurfa'nın Balıklı Gölü'nü,
Erzurum evlerini, Türkiye'nin en çok heykele sahip olan ili Kars'ı,
Batman'daki Hasankeyfi,
Gaziantep'teki Zeugma Mozaik Müzesi'ni görmezsek ya da görmemeyi tercih edersek ülkemizi ve insanlarımızı nasıl tanıyabiliriz! İçinde barındığımız güzelliklerin farkına varmazsak, bilgi sahibi olmazsak onlara nasıl sahip çıkarız.
***
Tüm bunları bana düşündüren geçtiğimiz günlerde gezdiğim bir sergi oldu. Kültürpark'taki Resim ve Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi'nde açılan dört gezginin
"Dört Mevsim" adlı fotoğraf sergisinde ne güzel bir ülkede yaşadığımızı bir kez daha hissettim. İzmirli gazeteciler
Engin Yavuz, Işık Teoman, Aykut Fırat ve Hürol Dağdelen'in çıktıkları doğa gezileri ve kamplarda çektikleri birbirinden güzel fotoğraflar, kent yaşamından sıkılanlar için bir aramağan niteliğinde. Çekilmiş binlerce kare içinden seçilen
100 fotoğraf, eminim 28 Mayıs'a kadar sergiyi gezme fırsatı yakalayanlarda doğayla başbaşa kalma hissini uyandıracak. Sergide yer alan fotoğraflar ve daha fazlası bir kitapta toplandı. Onu da en kısa zamanda görmeyi bekliyoruz. Aynı zamanda birer çevre dostu olan, bu dört çok değerli ağabeyimizi bir araya gelerek yarattıkları güçten ve çıkardıkları güzel işten dolayı kutluyorum.