Bir mektup da
Ayvalık'tan
Melahat Kırçan'dan. Ben
Ankara'da ikamet ediyorum ama yazları
Ayvalık'ta kalmak istiyorum. Sizin
Ayvalık sorunları ile ilgilendiğinizi yazılarınızdan anlıyorum. Yazmanız gereken önemli bir sorunumuz daha var. Kim ilgilenir, bilemiyorum. Bilmenizi istediğim tek şey, çok ama çok tehlikeli bir durum. Arabayla,
Ayvalık'ta marinanın önünden çıkıp
İzmir yoluna giderken, dua etmeye başlıyorum. O ışıklardan
Sokol'un altındaki kavşağa kadar yüreğim ağzımda gidiyorum. Otomobiller, kask takılmamış motosikletler, minibüsler; sanki yarış ediyorlar. Asıl tehlike yeni yapılan kavşakta. Ne bir işaret var ne bir ışık.
Allah'a havale edilmiş sanki. O kavşakta nereye nasıl gidileceği, nasıl dönüş yapılacağı, hangi aracın geçiş üstünlüğü var belli değil. Gözü kara olan
"Geçiş üstünlüğü benim" diyerek basıyor gaza. Ondan korkanların kaçayım derken, düşük banketlerden tarlalara girmesi kaçınılmaz oluyor. Eski kavşak, eskiydi, dönüş hatları bozuktu, ama hiç olmazsa ışık vardı. Yenisinde ışık da yok, yol gösteren işaret levhaları da... Işık koymayacaklarmış diye duyduk. Oradaki kazalarda can verenlerin günahı oraya ışık koymayanlara mutlaka cehennemde ışık olur. Allah'larından korksunlar! Saygılarımla...
Melahat Kırçan.