İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir'in ticaret ve sosyal yaşamın ana damarlarından Kemeraltı Çarşısı'nın keşmekeşlikten kurtulması yolunda çok önemli adımlar attıklarını, gelişmeler sağladıklarını söyledi, "Bu çarşımızı kötü etkilerden tamamen kurtarmak, geçmişine yaraşır hale getirmek en büyük hayalim. Bunda kararlıyım. Bunun için de herkesin el ele vermesi lazım" dedi. Egeli Sabah'ın geleneksel Sabah Kahvesi'ne konuk olan Toprak, 1988 yılında kaymakam adayı olarak geldiği İzmir'le günümüzün İzmir'i arasında büyük farklar olduğunu da dile getirdi, "Ağırlıklı çalışmalarımızdan biri de EXPO olacaktır. Kazandığımızda gelişen İzmir, daha da gelişecek" diye konuştu.
Sayın Valim artık iyice İzmirli oldunuz...
- Bana göre, öyle olduk gibi...
Daha önce İzmir'e gelmiş miydiniz?
- İzmir güzel bir yer. İzmir'le doğrudan bir bağlantım yok. 1988 yılında bir müfettişin yanında kaymakam adayı olarak staja gelmiştim. 1.5 ay kaldık. Bir iki kere de küçükken gelmiştim. En son 2004'te buraya gelirken bir kaza geçirdik. 1.5 ay Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yattım.
Kaymakam adayı Mustafa Toprak ile Vali Mustafa Toprak arasında çok fark var mı? O zamanlarda, "Buraya bir gün vali olacağım" diye düşündünüz mü?
- Vallahi düşündüm dersem fazla iddialı oluruz. Geldiğimizde 1988'de Vecdi Gönül Bey Valiydi. Daha kaymakam olmamıştım. Günümüze gelirsek tabii güzel bir his. Geldiğimizde yol Büyükşehir Belediyesi'nin Valiliğe taraf olan kısmından, Konak Meydanı'nın içinden Saat Kulesi'nin önünden geçiyordu. Şimdi yol deniz kenarına kaymış. Değişiklik odur herhalde.
Başka değişiklikler var mı?
- İzmir'de eleştirmek yada övmek manasında söylemiyorum. Bu manada ana yapı aynen duruyor. Fuarı biliyorum, çevresini biliyorum, Konak'ı biliyorum. Karşıyaka'yı biliyorum. Kendi içerisinde binalar yenilenebiliyor ama neticede yerinde sayıyor demek yanlış olur ama şu karşılar (Altındağ, Bayraklı gecekondu alanlarını gösteriyor) olduğu gibi duruyor. Buraları bir türlü yenileyememişiz. Bu büyük bir sorun. Bunu dönüştürmek gerekiyor. Alsancak ve Atatürk statları, aynen bugünkü gibiydi. Onun dışında yenileri de yok. Şimdi ise iki tane 15 binlik stat hazırlığı var. Altyapısı oluşturuluyor. Karşıyaka Örnekköy'de ve Göztepe Stadı olarak planlama var.
İŞ SAĞLAMAK ŞART
1988'deki İzmir'le bugünkü arasında bazı değişiklikler dışında hiçbir gelişim yok. Adliye binası ve Folkart'ın yapılması bir anlam ifade etmiyor. Yapılanları yok saymak değil. Bir şehir belli bir noktaya ilerler. Herkesin ciddi manada katkı sağladığı illerin önemli projelerle uçtuğu bir ortamda, biz kamlumbağa hızıyla gidersek, pastadan aldığımız pay küçülür. İzmir onun için küçülüyor. Onun başka yerlerde yüzde 10 işsizlik varken, İzmir'de yüzde 14-15. Herkes konuşuyor. Konuşmakla olmaz. Tasarruf önemlidir. Yatırıma yönlendirilmesi çok daha önemlidir. Tasarruf ediyor, başka yerde yatırım yapıyor. Olmaz. İstihdam sağlayacaksın. Adam 3-4 yabancı dille iş bulamıyor, İstanbul'a gidiyor. Liman, havayolu diyorsan, burada da var. Buranın avantajları daha fazla. Ben dahil, konuşmakla olmuyor. Herkesin kendini biraz gözden geçirmesi gerekiyor. Yatırımı fabrikayı kuracak ben değilim. Burada teşvik yok. Tamam, İstanbul'da da yok.
Kemeraltı Çarşısı'nda ciddi bir işporta sorunu vardı. Bu konuya eğildiniz, bizce önemli bir adımdı. Artık Kemeraltı Anafartalar Caddesi ve Konak Meydanı'nda işporta yok diyebiliriz.
- Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na, Konak Belediye Başkanı'na ve destek veren İl Emniyet Müdürümüze teşekkür ediyorum. Bu görüntü kurumsal birlikteliğin işaretidir. Bölgede esas problem şu: Anafartalar Caddesi, Büyükşehir'in, içerideki yerler Konak Belediyesi'nin sorumluluğunda. Bir olay oluyor. Konak Belediye zabıtaları geliyor. Bir bakıyorsunuz, kimse yok ortada. Büyükşehir'in sorumlu olduğu yere kaçmışlar. Büyükşehir zabıtası geliyor, bu sefer Konak tarafına kaçıyorlar. Danışıklı dövüş gibi. İlgili herkesi davet ederek, toplantı yaptım. Tüm katmanları da davet ettim. Belediyelerimizin zabıtaları ve emniyet teşkilatımız ortak çalışma yaptı. Hepsine teşekkür ediyorum. TEDAŞ ışıklandırma konusunda adımlar atıyor. İzmir Ticaret Odası ile Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği de işin içinde olacak. Aynı zamanda ilgili dernekler de olacak. Kemeraltı Derneği'nin 7 bin üyesi var. 2 bin civarı İTO üyesi. Kalanı İESOB üyesi. Herkes üstüne düşeni yapacak. Ancak belediyelerin seyyarlara çözüm bulması gerekiyor. Seyyar, Kemeraltı'ndan gitti. Nereye gitti? Basmane Garı'na... Biz bu bölgemizi vasfına uygun olarak, Agora'ya kadar berrak ve açık tutmak zorundayız. Bana geldiler, teşekkür ettiler. "Şu Kemeraltı'nı çözün, başka bir şeye gerek yok" diyorlar. Ben de, "Bu kadarsa iyi" diyorum...
KÖY ZİYARETLERİ
Köylere yönelik çalışmalarınız var mı? Yeni yatırımlar var mı? Köyleri de ziyaret edecek misiniz?
- EXPO bizim önemli bir zamanımızı alıyor. İstediğim gibi zaman ayıramıyorum. En son baktığımda 750'ye yakın randevu talebi vardı. Şimdi şikayete başlandı. "Vali randevu vermiyor" demeye başladılar. Ne yapayım, yetişemiyorum. Sivil toplumun yaygın olduğu bir il burası. Herkes gelip ziyaret etmek istiyor. Anlatmak istiyor. Diyarbakır'da 1.6 milyon nüfusa 550 dernek vardı, İzmir'de 4 milyon nüfusa 6 bin dernek var. Her noktaya gitmek istiyorum ama yetişemiyorum. Geçerken kahvelerde duruyorum. Köylerden geçerken mutlaka uğramaya çalışıyorum. Mesela Dikili'de yaptım bunu. Ben böyle stres atıyorum.
MAL MÜLK DAĞILIMI
Yerel seçimlerden sonra İl Özel İdareleri'nin mallarının paylaşımı konusu var.
- Bu konuda bir tartışma açmak istemem. İlgili kanunda, uygulamalar açık ve net olarak ortaya konmuş. Kanuna uygun olarak konuşuyorum. Ayrıca köylerin ve kapanacak belediyelerin malları da var. Kanun, "Vali ya da vali yardımcısı başkanlığında bir komisyon kurulur. Komisyon, kamu kurumlarının temsilcilerinden oluşur" diyor. İl Özel İdareleri'nin temsil yetkisi kanunen validir. Açık ve net. Paranın harcanmasında vali ya da yetkilendirdiği genel sekreter yetkili. Benim işim kanunu uygulamaktır. Akıl, vicdan, sorumluluk duygusu içinde bunun gereği yapılır. Hizmet alanı ve ilintisi kurularak mal paylaşımı yapılır. Aksi bir şey varsa, mahkemeler gerekli incelemeyi yapar.
Tarihi binalar takipte
İzmir'de çok sayıda terk edilmiş tarihi yapı var. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın bu konuda bir çalışma isteği vardı...
- Ertuğrul Bey'le görüştük. "Sahipli birçok tarihi tescilli bina var. Derli toplu bir şeyler çıkaralım" dedi. Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz bu konuda çalışıyor. Ama kolay değil. Tek tek tapusu bulunuyor, nedir ne değildir ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
Hobi için zamanım yok
Herhangi bir hobiniz var mı?
- Şarkı söyleyemem, şarkı sözü bilmem, bir enstrüman çalamam. Sporu da merdivenleri üçer beşer çıkarak yapıyorum. Evde çocuklarla aramız bozulmaya başladı. Çocuğu kayıt ettirdik, yeni kıyafetlerini almış, giymiş. Beni beklemiş, gidemedim, yatmış. Sabah aynı okula gitmiş. İşim bu. Şikayetim yok. Öyle olduğu için bugün İzmir'deyim ama başınıza bir şey gelir, her şey tersine döner. Ben kendimi ahlakımı, gücümü her şeyimle işime vermeye çalışıyorum. Ama bir işi yaparken öbür tarafı da eksik yapmamak gerekir.
Yarın: İzmir için EXPO çok önemli