24 saat ortalaması esas alınan ve yeşil alanlarda yapılan hava ölçümleri bir yana!
Gözümüzün önündeki, burnumuzun dibindeki
acı gerçek şu:
İzmirliler bu kış da zehir soluyor.
Akşamları göz gözü görmüyor, çektiğimiz her nefesle ağzımızda
acı kömür tadı kalıyor.
Nefes darlığı, astım, KOAH gibi akciğer rahatsızlıkları olanların vay haline...
Zaten böyle devam ederse, hasta olmayan kalmayacak!
İstediğin kadar sigarayla mücadele et.
TV kanallarında KOAH hastalarını göster.
Bu havanın sigaradan ne farkı var! Durum bu kadar vahim, İzmir'in havası her kış biraz daha kirleniyor.
İsli dumanın insanların üzerine çöktüğü, ciğerlerin katranla dolduğu
kenti bu ayıptan artık kurtarmak gerekiyor.
Manisa İl Hıfzıssıhha Kurulu, 2008'de halk sağlığı için örnek olacak bir adım atmıştı.
Bacalarından zehir saçan apartmanların merkezi ısınma sistemlerinde kömür kullanımı yasaklanmış, doğalgaz zorunlu hale getirilmişti.
Ankara, İstanbul, Eskişehir ve Bursa'da da bacalardan kömür dumanı yükselmiyor.
Bu şehirlerdeki neredeyse tüm binalar çevreci yakıtlarla ısıtılıyor.
İzmir'de de olması gereken işte bu.
İl Mahalli Çevre Kurulu, halkın sağlığını tüketen
bu kabusa pekala son verebilir.
Göz gözü görmez yapan kirli havayı dağıtmak için lütfen harekete geçelim.
Sağlıktan, insan hayatından daha değerli ne var ki?..
NOT: Bu yazıyı son 4 yıldır her kış yazıyorum. Şimdiye kadar değişen sadece artan kirlilik oldu. Bu kez durum olumlu yönde değişir mi? Keşke...