Smith, Türkiye'de İngilizce eğitimi alan çok sayıda insan olduğunu, ancak birçoğunun yeterli düzeyde İngilizce konuşamadığını savundu.
Smith, İngilizce'yi öğrenenlerin gramer bildiğini, konuşulan İngilizce'yi anlayabildiğini, hatta okuyabildiğini belirterek ''Ne yazık ki sadece bir kısmı gerçek anlamda yazabiliyor ve konuşabiliyor. Bunun eğitim sisteminden kaynaklanan bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Sorunun tamamıyla eğitim sisteminden kaynaklanmadığını, eğitim alan öğrencilerin de pasif kaldığını düşündüğünü ifade eden Smith, şunları kaydetti:
''Pratiğe ve katılma dayanmayan ezberci anlayış, başarılı olunmayan durumlar yaratıyor. Dil okullarının da öğrenciyi katılımcı olmaları konusunda teşvik etmediklerini düşünüyorum. Dolayısıyla bir kısır döngü olarak sistem kendini devam ettiriyor. Türkiye'deki İngilizce eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmeye ihtiyacı var. İngilizce eğitimi almış insanlara bakılırsa bunun canlı kanıtları görülebilir.''
Smith, elektrik mühendisliği eğitimi sırasında ilk kez İngiltere dışına çıkma fırsatı olduğunu, birçok ülkeyi gezdiğini ve bu sırada öğretmenlik tutkusunu keşfettiğini anlatarak, ''Gittiğim her yerde, herkese İngilizce öğretmek istiyordum. Mühendislik eğitimimi tamamlayıp ardından Çek Cumhuriyet'inde öğretmenlik diplomamı aldım. Bundan sonra da Avrupa'nın farklı ülkelerinde öğretmenlik yaptım'' şeklinde konuştu.
İstanbul'a geçen yıl başlarında geldiğini belirten Smith, ''Türk insanlarını çok seviyorum. Bu nedenle Türk insanlarına bir dili öğrenmenin aslında çok daha etkili ve birden fazla yolu olduğunu göstermek ve gerçekten burada bir fark yaratabilmek istiyorum'' dedi.
Smith, Türkiye'de birçok dil okulunda öğretmenlik yaptığını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu süreçte yaptığım gözlemlerle yeni bir metod geliştirme fikri doğdu. Avrupa'daki öğretmenlik deneyimlerimle Türkiye'dekini kıyasladığımda ülkeler arasındaki yazma-okuma ve ifade etme standartları arasındaki büyük farklılıkları görünce durum daha da netleşti. Geliştirdiğimiz metod, İngilizce eğitiminde tamamen eksik olan yönlerin güçlendirilmiş hali olarak kurgulandı. Kurgu aşaması tamamlandıktan sonra da sistemi anlatan 'www.isingilizcem.com' sitesini hazırladık.''
''HARCANAN ZAMAN VE PARANIN KARŞILIĞI ALINAMIYOR''
Türk insanının İngilizce öğrenmeye istekli olduğunu, bunun için de önemli miktarda zaman ve para harcadığını dile getiren Smith, ancak eksikliklerden dolayı harcadıkları zaman ve paranın karşılığı olarak İngilizce bilgilerinin güvenli ve akıcı bir iletişim kuracak düzeye ulaşamadığını ileri sürdü.
Smith, geliştirdikleri metodun pratik yapmaya ve bireyin özgüvenini sağlamaya daha fazla odaklandığını vurgulayarak, ''Dersler genelde gramer ve kelimeler üzerine 40 dakika harcayıp, bitmek bilmeyen boşluk doldurmalar yapıp, sonra sadece 10 dakikalık pratikle biter. Bu metod, öğrencilere gerçek hayat senaryoları verir ve diğer öğrencilerle beraber bu senaryoları canlandırmaya, beraberce konuşmaya ve iletişim kurmaya teşvik eder. Bu metod son derece başarılı bir şekilde öğrencilere gereken rahatlığı ve özgüveni sağlayarak, gerekli bilgilerle donanmış şekilde iş ortamlarına dönmelerini ve İngilizce konuşabilmelerini sağlamaktadır. Toplantı, telefon görüşmesi, sunum gibi karşılıklı çalışma yöntemlerine dayalı pratikler geliştiriyoruz, böylelikle Türkiye'de var olan İngilizce eğitiminin bir adım önüne geçerek pazarlama alanı ve pazarlama yöntemi ne ise öncelikli olarak ona yoğunluk veriyoruz'' ifadesini kullandı.
Derslerin genellikle öğrencilerin ofislerinde yapıldığını aktaran Smith, ''Bunun temel sebebi de alıştıkları ve tüm işlerini yaptıkları ve kendilerini güvende hissettikleri ortamlarda olmalarını ve rahatlamalarını sağlamak'' dedi.
Smith, kurs programının öğrencinin zamanının uygunluğuna göre üç farklı seçenekte sunulduğunu belirterek, ''Gruplar en az 3, en fazla 6 kişiden oluşuyor. Bunun amacı canlandırmaları yapacak sayıda insan olması, ama çok kalabalık da olmadan her öğrenciye konuşacak gerekli zamanın kalabilmesi için'' diye konuştu.
Lewis Smith, buna benzer dil öğretim sisteminin Avrupa'nın birçok ülkesinde uzun zamandır başarılı bir şekilde uygulandığını sözlerine ekledi.