Vakfın başkanı Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, azınlık vakıflarına mal iadesi kapsamında kendisinin de mezun olduğu Merkez Rum Kız Lisesi'nin binasının iade edildiğini söyledi.
Söz konusu binanın iadesiyle bu binayla neler yapılabileceğini düşünmeye başladıklarını anlatan Kalfoğlu, şunları kaydetti:
"Kendi deneyimlerimizi farklı bir boyuta taşıyıp üniversite kurma gibi bir proje yapabilir miyiz diye düşünmeye başladık ve hayata geçirmek için ilk adımı attık. Şu anda bu konuda ilk adımı atmış bulunuyoruz, bir formül bulmaya çalışıyoruz. Çünkü bu o kadar kolay değil. Biz bu iş için kurulmuş bir vakıf değiliz. Bu 1844'de kurulmuş olan bir vakıf. Eğitim için kurulmuş bir vakıf ama o zamanlarda 'vakıf üniversitesi açabilir' gibi bir şey söz konusu olmadığı için şimdi bunun hayata nasıl geçirilebileceğiyle ilgili çalışmaları sürdürüyoruz."
Prof. Dr. Kalfoğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğüne gerekli başvuruda bulunduklarını belirterek, "Böyle bir şeyin yapılabilirliğiyle ilgili başvuruda bulunmuş durumdayız. Vakıflar Genel Müdürlüğü konuyu değerlendiriyor ve bir formül bulmaya uğraşıyor ki biz bunu sürdürebilelim" diye konuştu.
Merkez Rum Kız Mektebi Vakfı'na ait binanın İstanbul'da bulunduğunu aktaran Kalfoğlu, projenin hayata geçmesi durumunda varolan başka binaları da projeye dahil edebileceklerini dile getirdi.
"Dünya çocuklarının okuyacağı bir üniversite olacak"
Kalfoğlu, kurulması planlanan üniversitede sadece azınlık mensuplarının çocuklarının okumayacağını belirterek, "Tüm dünya çocuklarına yönelik bir üniversite olacak" dedi.
Amaçlarının Türkiye ve dünya çocuklarına yüksek kalitede eğitim verebilecek iyi bir üniversite kurabilmek olduğunu anlatan Kalfoğlu, "Ayrıca geri beyin göçünü sağlayabilmek amacındayız. Çünkü azınlık mensubu çok fazla ve yüksek pozisyonlarda akademisyenler var. Biz bu akademik göçü geriye tekrar çekip önemli insanlarımızı tekrar memlekete getirmeyi ve onları dahil etmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Üniversitenin ismi yarışmayla belirlenecek
Kalfoğlu, üniversitenin isminin henüz belli olmadığını belirterek, "Bununla ilgili bir yarışma düzenlemeyi planlıyoruz. İnsanların neyi tercih ettiğini görererek, onun içinden güzel bir bir ismi seçmeyi planlıyoruz" dedi.
Üniversitenin şu an isminin olmadığını ama üniversitenin bir "barış üniversitesi" olmasını istediklerini aktaran Kalfoğlu, "Türk-Yunan dostluğunun bilimsel temellerini atacak nitelikte bir üniversite olsun istiyoruz. Bunun için çaba sarfedeceğiz. İstanbul'umuzu, kentimizi sonsuza dek bir barış kenti olarak böyle bir projeyle hatırlamak, değerlendirmek ve katkıda bulunmak istiyoruz" diye konuştu.
Kalfoğlu, projeyle ilgili geri dönüşlere de değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her türlü tepki aldık. Yani 'böyle bir şeye nasıl girişirsiniz' diyenler de oldu. 'Projeniz muhteşem' diyenler de oldu. Biz 'muhteşem' diyenleri tercih ederek, yolumuza devam etmeyi tercih ettik. Bizim için önemli olan, gerçek üniversite ayarında dünyaya bilim üreten, temelde kaliteli bir eğitim yuvası oluşturabilmek. Bunun için prensipte herkes destek vermekte. Finansal olarak ciddi anlamda bütçe lazım. Bizim binalarımız tarihi eser, onların restorasyonu da ciddi anlamda maliyet. Bir sürü planımız var, bunları ilerleyen zamanda birlikte göreceğiz."
Üniversitede İngilizce, Türkçe ve Yunanca eğitim verileceğini belirterek, bu açıdan özel, kaliteli bir üniversite olacağını sözlerine ekledi.