Geçenlerde yeni bebek sahibi olan bir arkadaşımla sohbet ediyordum... Çocuktan önce karısıyla süt liman olan ilişkilerinde şimdi sorunlar yaşamaya başlamıştı. Evde şöyle şeyler söylemeye başlamışlar birbirlerine: "Çocuğu neden bu kadar kalın giydirdin? Sen dışardan gelince ellerini yıkadın mı, yeterince el yıkamıyorsun! Bence senin sütünle çocuk doymuyor... İyi kocaydın ama iyi baba değilmişsin..." Aslında bunlar çocuk sahibi olduktan sonra her evde yaşanan şeyler. Sonraki aylarda da bu devam ediyor, sadece atışmaların içeriği değişiyor. Bir yaşından sonra da "Çocuğu özgür bırak, düşe kalka öğrensin yürümeyi... Hayır, bir yerini incitebilir, sen karışma! Çok yediriyorsun, obez olacak... O daha minicik yiye yiye büyüyecek! Uyku saati geldi yatsın... Hayır daha yatmasın biz ne güzel oynuyoruz!" gibi tartışmalar başlıyor. Genelde bebekle birlikte çiftlerin ilişkisi en az bir-bir buçuk yıl sekteye uğruyor, araları açılıyor. Aslında işin özü şu ki, herkes kendi istediği, daha doğrusu doğru bildiği gibi yetiştirmek istiyor çocuğunu. Neyse ki bebeklerin, daha doğrusu doğanın getirdiği şöyle bir mucize de var: Bebekler, en taş kalpleri bile yumuşatabiliyor. Bir kavga bir kıyamet derken, çocuğunuza bakınca tüm dargınlıkları ve anlaşmazlıkları unutuveriyorsunuz. Hatta aranızdaki bağ çok güçlüyse, anne baba olmanın ilk şokunu atlattıktan sonra birbirinize daha sıkı sarılıp, daha mükemmel bir ilişki bile yakalayabiliyorsunuz. Ama anne baba olarak ilişkinizdeki sorunları aşmakta zorlanıyorsanız, profesyonel yardım almanızda ya da şu gerçekleri hatırlayıp düşünerek hareket etmenizde hiçbir sakınca yok...
İlişkiler beslenmek ister:
Eğer aileye yeni katılan bebeğiniz; kıskançlık veya hayatlarınızla ilgili farklı beklentiler içinde olmanızdan dolayı, aranızın açılmasına neden oluyorsa, bu konuları konuşmak için zaman bulmanız çok önemli. Çift olarak ilişkinizi ihmal etmeyin; eskisi gibi birlikte bir şeyler yapmak için kendinize zaman ayırın. Hayat hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak ama plan yaparak sık sık dışarı çıkabilir ve bebek olmadan da birlikte vakit geçirebilirsiniz. Eğer iletişim kurmakta zorlanıyorsanız veya tartışmalarınız hep kavgayla sonuçlanıyorsa profesyonel yardım almayı düşünün. Danışman orta yolu bulmanızda önemli bir rol oynayabilir, kavga ve suçlamalara dönüşen konuşmalar yapmak yerine birbirinizin ihtiyaçlarını ve fikirlerini dinlemenizi sağlayabilir.
Ebeveynlik tarzlarınız farklı olabilir:
Çocuklarınızı yetiştirme şekliniz sizin nasıl yetiştirildiğinizi yansıtır. Büyük olasılıkla anne babanızın sizi yetiştirme şekillerinin bazılarından kaçınmaya çalışırken, bazılarını da taklit etmeye çalışmak isteyeceksiniz. Eğer eşiniz sizden farklı yetişmişse, anne baba olma konusunda kökten farklı fikirleri olabilir, özellikle de konu çocuğunuzu terbiye etmeye geldiğinde... Fiziksel cezanın her türlüsüne karşıysanız ve eşinizin "Ufak bir tokadın bana bir zararı olmadı ve düzgün davranmamı sağladı," gibi bir inancı varsa, bu farklılıkları aşmanın bir yolunu bulun. Aksi halde çok büyük sorun yaşayacaksınız demektir. Sevseniz de sevmeseniz de, özellikle stresli zamanlarda, size mantıksız ve saçma gelse bile, kendinizi farkında olmadan anne babalarınızın en sinir bozucu alışkanlıklarını taklit ederken bulabilirsiniz.
Çocuğunuzun etkileneceğini unutmayın:
Hepimiz yorgun ve stresli olduğumuz anlarda ufak bir anlaşmazlığın bir anda hararetli bir tartışmaya dönüştüğünü biliriz. Bazı fikir ayrılıkları kaçınılmaz olup çocuğunuzu sarsıntıya uğratmazken, bunlara sık sık şahit olur ve kendini sürekli bağrışmanın ortasında bulursa, bu onun için çok zararlı olur. Yapabiliyorsanız, işler kontrolden çıkmadan sorunlarınız hakkında konuşmayı deneyin çünkü uzun süreli dargınlıklar ilişkinizi yıpratır. Ortam sakinleşene kadar beklemek ve sonra çocuğunuzdan uzak bir yerde konuşmak en iyisi. Birbirinizi suçlamak yerine sorunun kökünü anlamaya ve bununla nasıl başa çıkıp ne tür çözümler bulabileceğinizi düşünmeye çalışın.
Ortak bir cephe oluşturun:
Çocuklar için sınırların tutarlı olması çok önemlidir. İkiniz en azından önemli konular üzerinde anlaşmaya varmış gibi görünürseniz, çocuğunuz kendini daha emniyette hisseder. Unutmayın, büyüdükçe sınırlarınızı test edecektir. Bu, büyümenin bir parçasıdır ama yine de dikkatli olun... Nasıl bebekken, ilk baştan beri duygularınıza duyarlıysa, ikinizin arasındaki en ufak anlaşmazlığı ve açıklığı kendi çıkarı için kullanmayı da öğrenecektir. Örneğin siz ona şeker yemeyi yasaklar ama babası çok huysuzlanınca yemesine izin verirse, çikolata istediği zaman kime gideceğini bilir. Bu zararsız gibi gelebilir ama ilk başta sınırı koyan ebeveyni çok sarsan bir durumdur. Bunlar, hem ikiniz hem de siz ve çocuğunuz arasında kavga çıkmasına neden olan yaygın konulardır. Eğer anne baba olarak birlikte karar vermenin bir yolunu bulmak istiyorsanız, çocuk bakımı, yatma zamanı, beslenme, davranışlar ve disiplin gibi önemli konularda karar verirken eşinizi dışlamamanız çok önemli.
Gülmeyi unutmayın:
İşler planlandığı gibi gitmeyince rahat olup gülebilirseniz, endişelenmekten kurtulursunuz. Örneğin çocuğunuza "Seni çok seviyorum," dediğinizde o da size "Ben de babamı seviyorum," derse bunu duyunca en kolay yolu, yani üzülmeyi seçmeyin! Üzülmek yerine, buna başka bir açıdan bakın ve gülmeyi deneyin. Babasını çok seven bir çocuğunuz var, kötü mü?