Biz kadınlar bazen hayal dünyasında yaşıyoruz. Üstelik, kafamızda inandığımız şeylere öylesine tutunuyoruz ki hayat kaçıyor, yakalayamıyoruz. Ve sonunda bir gün, yaşımız geçti diye düşünerek paniğe kapılıyoruz. Eğer siz de ilişkinizin muhakemesini yapamıyorsanız, düzeltilmesi gereken bir şeyler var demektir. Sizlere çok hoş, esmer güzeli, 35-36 yaşlarında bir kadının öyküsünden bahsetmek istiyorum bugün. Tokalaşırken elimi tuttuğunda garip bir uzaklık, tedirginlik hissettim. İlk tokalaşma, benim için bilinçaltı korkularının da ilk göstergesidir. Güvensizlik ve kontrolcülük belirtisidir çünkü. Birlikte çalışmaya başladık. 30 yaşından beri bir adama âşıktı. Ama ilişkisi iyi gitmiyordu. Yalnız başına iki genç kız büyüten anne, aşırı sert olmak zorundaydı. Her ikisi de çok hoştu. Erkekler onları rahat bırakmazlardı. Öyleyse kontrolü asla kaybetmemeliydi. Herhangi bir hata yaparlarsa, kendileri için ne derlerdi? Kendisi bile evli olmasına rağmen, etrafındaki ilgiye şaşırıyordu. Yok yok bu kızlar gözlerini bile açmamalıydı. Bu güzel esmer genç kız, henüz lise çağına yeni girdiğinde hiç erkek arkadaşı bile olmamıştı. Bırakın flörtü, arkadaşlık, dostluk bile kuramamıştı. Belki kulağımıza normal gibi geliyor ama... Bir de başka gerçekler var... Bir genç kız yetişirken, 12-17 yaşları arasında karşı cinsle arkadaşlığın, hatta küçük flörtlerin denemelerini yapmak zorundadır. Bu denemeler cinsellik içermeden, sadece genç kızın yeni gelişmekte olan 'dişi' kimliğini oluşturmalıdır. Erkekler üzerinde nasıl bir etki yarattığını, onlardan ne tepkiler aldığını, hangi davranışların nelere yol açabileceğini bu şekilde öğrenebilir. Bu pratik, genç kızın bilinçaltındaki dişi kimliğini oluşturur. Daha sonra 18-25 yaş aralığında mesleğine ve hayata hazırlanacak, bu kez gerçek ilişkiler kurmayı öğrenecektir. Eğer bu önemli, pratikler yapılamamışsa, biyolojik yaşımız ne olursa olsun, 'ilişki yaşı' çocuk olarak kalıyor. Ve 40 yaşına hatta 50 yaşına bile gelse, erkeklerle olan ilişkilerinde bir lise öğrencisi kadar toy davranabiliyor. Bu da erkeklerin ondan uzaklaşmasını sağlıyor. Bu durumdaki kadınlar çok zorlanır. Üstelik pek çoğu bunu normal bir şey, hatta kaderiymiş gibi görüyor. İlişki muhakemesi çok önemli. Doğru yapamazsanız, yetişkinlik çağında evli bile olsanız problem yaşarsınız. Bu esmer güzel kadın, var olduğunu düşündüğü ilişkiyi anlatırken, birdenbire ağlamaya başladı. Çünkü aslında ortada ilişki falan yoktu. İnternetten tanışmışlardı. Adam önce ona çok güzel sözler söylemişti. Babasından görmediği ilgi açlığını hemen fark etmiş, ağzına bir parmak bal çalmıştı. Güzeldi genç kadın. Onunla arada sırada yatağa girmek de istiyordu. Ve ara sıra söylediği güzel sözler ve küçük ilgiler, bunu genç kadından almasına yetiyordu. Oysa üç-dört ay sonra adam değişmeye başlamıştı. Artık yeterince ilgi göstermiyordu. Hatta internette başka kadınlarla da görüşüyordu. Genç kadın itiraz edemiyordu. Ama adam, kadını kısıtlıyordu: "Başka erkeklerle sohbet etmeyeceksin!" Ve genç kadın onun sözünü dinliyordu. Hatta bu saçma kısıtlamayı sahiplenme olarak algılıyordu. Yaklaşık altı senedir, ayda yılda bir kez gördüğü, sadece cinselliği paylaştığı bu adamı gerçek bir ilişki zannederek, ona âşık olduğunu sanmıştı. Kendi içinde küsüyor, sonra barışıp geri dönüyor, tavır koyuyor, sonra vazgeçiyordu. Bu, onun 12-17 yaş aralığında yaşaması gereken pratikti, ama bunu yapamadığı için şimdi daha tehlikeli sularda yüzüyordu. Artık bedenini böyle bir adama açıyordu. Bir erkeğin duygusal sözleri yeterli olamaz sevgili hanımlar. Sözleriyle davranışları birbirini tutmalı. Tutmuyorsa, o adamı hayatınızda tutmamalısınız. Hele bir de cinsellik yaşayıp gitmesine izin veriyorsanız, bilinçaltınızda 'değersizlik' kök korkusunu oluşturur. Kurtulmanız çok zor olur. İnternet üzerinden pek çok tehlike yaşanıyor. Kadınlar, gerçek olmayan aşk beklentileri, erkekler ise sorumluluk almadan cinsellik yaşama peşinde koşuyor. Ortada her iki cins için de büyük bir açlık var. Sebebi belli. Kısıtlamalar, yasaklarla büyümek... Hepsi bu... Yasaklarla olmaz... Öğretmek gerek. Genç kızlara, delikanlılara doğruları göstererek, eğiterek sahip çıkabiliriz. Polislik yaparak değil... Gerçek ilişkiler kurabilmeyi öğrenmemiz dileğiyle...
