Başlıktaki cümleyi ne çok evli çift tekrarlıyor bir bilseniz... Evet, doğum sonrasında hayatın her anlamda eskisi gibi olmadığını kabullenmek zaman alıyor. Bunu işin başında herkes söylüyor tabii ama siz, "Yok canım niye değişsin ki, bir çocuk mu bunu yapacak?" deyip kulak ardı ediyorsunuz söylenenleri. Oysa çocuğunuz olunca ilk bir-iki yıl her şey ama her şey farklı oluyor, cinsel hayatınız da buna dahil. Erkekler bunu kendi aralarında ne kadar konuşuyorlar bilmiyorum ama kadınlar genelde kendilerini 'suçlu' gördüklerinden pek dillendirmek istemiyorlar bu konuyu. Bebeği doğduktan sonra zamanının neredeyse tamamını ona ayıran kadın, kocasına yeterince ilgi gösteremediği, kaldı ki içinden de hiç ilgi göstermek gelmediği için 'suçlu' hissedebiliyor kendini. Aslında tamamen hormonal ve doğal olan bu durum, zamanla işin üstesinden gelemeyen çiftler arasında derin sorunlara bile yol açabiliyor. Nitekim geçtiğimiz hafta SABAH Pazar'da yayımlanan Türkiye'de yapılan bir cinsellik araştırmasına ilişkin haberde, çiftler çocukları olduktan sonra cinsel hayatlarının asla eskisi gibi olmadığını, hatta artık sevişmediklerini dile getiriyordu. Bunun ne kadar korkunç bir durum olduğunun ya farkında değillerdi ya da durumu kabullenmek zorunda kalmışlardı.
YALNIZ DEĞİLSİNİZ
Bakın, uzmanlar dünyada çiftlerin yüzde 50'sinden fazlasının bebeklerinin doğumundan bir yıl sonra bile hamilelik öncesi cinsel yaşamlarına dönemediklerini söylüyor. Bunların nedenlerini de şöyle sıralıyor: - Doğum sonrası pek çok kadın emzirme, bebeğin ihtiyaçlarına yetişme telaşıyla zaten çok yorgun olur ve yatağa yattıklarında istedikleri tek şey bir-iki saat deliksiz uyku uyuyabilmektir. - Bazı kadınlar, hamilelik sırasında çok kilo aldıkları, göğüslerinden süt aktığı ve sezaryen nedeniyle karınlarında yara izi olduğundan, eşlerinin onları çekici bulmadığını düşünür. - Bebek sahibi olduktan sora kadınlar genellikle destek görmediklerini, yalnız olduklarını düşünür ve endişelenirler. Tüm bunlar libidoda düşüşe neden olur. - Erkeklerde de geçici istek kaybı görülmektedir. Yorgunluk ve yeni rolü olan babalığa alışabilmek bunun nedenlerinden biridir. Bazı erkekler de eşlerini artık bir 'sevgili'den çok 'anne' olarak görmeye başlar. Hatta doğuma girmişlerse eşlerini öyle zor ve acılı bir halde görmek, sonrasında kendilerini rahat hissetmemelerine neden olabilir. - Ama nihayetinde tüm bunlar çok normaldir ve bunu yaşıyorsanız bilin ki yalnız değilsinizdir! Çözüm: Yaşadığınız fiziksel ve duygusal sorunları en kısa zamanda eşinizle paylaşmanız gerektiğini unutmamak, gücenerek ya da çekindiğiniz için açık konuşmayarak durumu daha da karmaşık hale getirmemek! Eğer açık ve samimi olursanız, yüz binlerce çift gibi ömür boyu aynı evde iki yabancı gibi yaşayıp birbirinize katlanmak zorunda kalmazsınız. Hatta çocuğunuz ve 'artık bir aileyiz' fikri, sizi eşinizle birbirinize çok daha yakınlaştırabilir ve aranızda daha güçlü bir cinsel bağ oluşmasına neden olabilir. Zaten bence çiftlerin başına ne geliyorsa konuşmamak, daha doğrusu konuşamamaktan geliyor. Kadınlar, beyler lütfen anlatın ve dinleyin! Çocuklarınız yüzünden kendinizi artık ne aşktan ne de cinsellikten mahrum etmeyin.
