Yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan hazır ofis hizmetleri alanına Windowist Tower'la yeni bir oyuncu daha girdi. Maslak'ta ki 26 katlı kulede hizmet verecek olan Windowist KOBİ'lerden, uluslararası şirketlere kadar her türlü teknik ve teknolojik altyapıya sahip prestijli ofisler sunuyor. Akdağ Turizm'in yatırımıyla hayata geçen Windowist'in ikincisi kulesi ise Anadolu Yakası'nda Ümraniye'de yükselecek ve 2012'de açılacak. Bir dünya markası olmayı hedefleyen Windowist, 5 ila 7 yıl arasında New York, Londra ve Dubai'de de Windowist Tower yatırımları yapmayı planlıyor. Windowist Genel Müdürü Thomas Baertl, Türkiye'de ilk kez 5 yıldız kalitesinde hazır ofis hizmeti verecek olan Windowist Tower'ın hizmete girdiğini söyledi. Maslak'ta 26 kattan oluşan Windowist Tower'ın özel olarak dizayn edilen 16 katında hazır ofis hizmetleri verildiğini anlatan Baertl, ofislerin bilişim ve teknik altyapısının yanısıra çevreci özellikleri, konforu, güvenliği ve kişiye özel hizmetleriyle "hazır ofislerde kalite kavramına" yeni bir soluk getirdiğini dile getirdi. Windowist Tower'da 64 adet yönetici bölümü ayrı 5 ila 7 kişilik, 23 adet 5 kişik, 79 adet 2 ila 3 kişilik ve 16 adet de tek kişilik ofis seçenekleri bulunduğunu ifade eden Baertl, tek kişilik bir ofisin günlük kiralama bedelinin 30 eurodan başladığını kaydetti.
Geçen hafta
İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim görevlisi
Arkeolog Celal Kolay ve bir grup öğretim görevlisi ile
Kemerburgaz bentleri, su toplama havuzlarını dolaştık. İstanbul'un Avrupa yakasında
Halkalı ve Kemerburgaz olmak üzere iki hat var. Bir kısmı Bizanslılar döneminde inşa edilmiş, bir kısmı da Osmanlılar döneminde Mimar Sinan tarafından daha geliştirilerek ve ekler yapılarak kentin tüm su ihtiyacı karşılanmış. Yaklaşık 500- 600 yıllık bu yapılar halen İSKİ tarafından kullanılmakta. Tabi ki günümüzde su ihtiyacının ne kadarını karşıladığı konusunda bir şey söylemek mümkün değil amaTemmuz ayı ortalamalarına göre debisi az derelere rağmen toplama havuzlarında azımsanmayacak kadar su vardı. Yapım tarihi yüzyıllar öncesine dek giden eski yapıların, bentlerin halen çalışıyor olması mutluluk verici. 88 yıldır geçmişin olabildiğince unutulması ve yok edilmesi nedeniyle bu yapıların üzerine ne yazık ki şehirler, yaşam alanları inşa edildi. Cumhuriyet sonrasında Ankara'da Etnoğrafya müzesi, meclis binası gibi bazı yapılar dışında
geçmişi ile bağları koparılmış yapılar, kentler oluşturduk. Şehirlerin ilk yerleşim alanlarını kaderine terk ederek bakımsız bıraktık. Neyse ki bundan 30 yıl önce
Turing kurumunun başındaki rahmetli
Çelik Gülersoy' un öncülüğünde başlatılan restorasyon çalışmaları özellikle son 10 yılda büyük boyutlara ulaştı ve değişimi gözle görülür kılmaya başladı. Ama yine de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra neredeyse tüm Avrupa'nın eskiye sadık kalınarak yeniden inşa edildiği düşünülürse, bizim bu konuda çok hassas olduğumuz söylenemez. Bu yüzdendir ki
kentsel dönüşüm, kültürel ve tarihi zenginliklerin korunması, restorasyon çalışmalarına paralel olarak ulaşım sorunlarının çözülmesi, şehirde yaşayan nüfus için çok ama çok önemli.
Ahmet Yaş/İstanbul Babamın kardeşleri ile ortak bir dairesi var. Biz satmak istiyoruz, diğerler kardeşler istemiyor. İzale-i Şuyu nedir? Bir gayrimenkulün satışı konusunda çıkan anlaşmazlıkların veya ortaklığın giderilmesinde genellikle bu yol izlenir.
İzale-i Şuyu'daki amaç, gayrimenkulün ortaklar arasında hisseleri oranında taksim edilmesi veya gayrimenkulün satışından elde edilen gelirin yine hisseleri oranında paylaştırılmasıdır. Çözüm mahkeme yoluyla olur. Bir gayrimenkul(arsa, arazi, bina daire vb.) ya da menkul, hissedarları arasında paylaşılamıyorsa,
paydaşlardan biri taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesine dilekçe ile başvurup, izale-i şuyu (ortaklığın giderilmesi) davası açar. Mahkeme öncelikle
tapu bilgilerini ister. Taşınmaz arsa, arazi ya da tarla ise
en küçük parsel büyüklüğü ile ilgili bilgi alır. Ortaklığın giderilmesi istenen taşınmazın paylaştırılıp paylaştırılamayacağını inceler. Bilirkişileri görevlendirir. Bilirkişiler bu malların adil bir biçimde bölünüp bölünemeyeceğine, imar durumu, hisse oranları ve hissedar sayısına bakar. Sonuçta her bir hissedara hisseleri oranında müstakil bir parça düşebilecekse
paylaşımı seçer, değil ise
taşınmazın satışına karar verir. Malın satışından önce
bilirkişiler tarafından değer tespiti yapılır. Daha sonra
satış işlemi gerçekleşir. Değer tespitine
itiraz edilebilir ve bu itirazlar mahkeme tarafından değerlendirmeye alınır. Satış işleminden sonra hissedarlar hisseleri oranında kendilerine düşen miktarı alırlar. Sonuçta, sizin sorununuz özeline gelecek olursak; Babanız bir dairede kardeşleri ile ortak olduğu ve hisseleri oranında bölüşüm yapılamayacağı için izale- i şuyu davası ile satış işlemi gerçekleşir. Bu durumda evi satmak istiyorsanız gayrimenkulünüzün bulunduğu ilçedeki
sulh hukuk mahkemesine ortaklığın giderilmesi için başvurabilirsiniz.