Şişli Belediyesi Kültür Merkezi'nde geçtiğimiz hafta sonu bir nişan töreni vardı. 19 yaşındaki Erdil ile 18 yaşındaki Gül nişanlandılar. Ama tören biraz buruktu; yine eğlenildi, oynandı, gülündü ama bir şeyler eksikti. Özgürlüklerine düşkün düğün sahipleri açık havayı özlemişlerdi. Bir salonda düğün yapmaya pek de alışık olmayan bu topluluk, düğün salonunun onları sıkan, zaman zaman daraltan ortamına alışmaya çalışıyordu. Sözünü ettiğim toplulukla özellikle Trakya ve İstanbul'da iç içe yaşıyoruz aslında. Ellerinde çiçekler, kimi arabamıza yaklaşıyor, kimini Taksim Meydanı'nda tezgâhlarında çiçek satarken görüyoruz. Toplumun tabiriyle 'çingeneler'den, onların kendilerini ifade biçimiyle 'Romanlar'dan söz ediyorum. Ama bunlar Kuştepe romanları. Yani Şişli Kuştepe'nin, Alev Sokak'ta yaşayan ünlü Romanları... Alev Sokak'lı Romanların en büyük özellikleri hepsinin çiçekçi olması... Ama onları meşhur kılan sokakta yaptıkları, adeta şova dönen düğünleri.. Yüzlerce insanın sadece bu düğünleri izlemek için geldiği Alev Sokak'ta yaşayan Romanlar, bu günlerde Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde salon düğünlerine adapte olmaya çalışıyor. Akla hayale gelmeyecek fantezilerini hayata geçirdikleri meşhur düğünlerini salon ortamında yaşamaya çalışıyor. Tabii sokağın geleneğini salona taşıyınca sorun çıkmıyor değil. Fişekli bir gösteriyi sokak yerine salonda yapmaya kalkınca, küçük çaplı facialar da şans eseri teğet geçiyor. Tıpkı Erdil ile Gül'ün nişanında olduğu gibi... Sokakta 168 hane numarası sayılıyor. Zaten sokağa girer girmez bir film setindeymiş gibi hissediyor insan kendini. Gerçeküstü, fazla renkli ve hareketli bu sokakta evler sadece yatmak için kullanılıyor, hayat sokakta yaşanıyor. Çekirdek yiyen, oksijenle açılmış, dip boyası gelmiş sarı saçlı kızlar, bir uçtan bir uca bağıran yaşlı teyzeler, çiçek satıp, evlerinde vazoya yapma çiçek koyan aileler diyarı Alev Sokak. Bu hareketlilik bile onlar için durgun günler kategorisine giriyor, ne zaman ki bir düğün haberi sokağa yayılıyor, işte şenlik o zaman başlıyor. Kız ve erkek tarafında iki gün süren düğünler için günler öncesinden yapılan hazırlıklar, düğün günü herkesin sokağın meydanında toplanmasına kadar devam ediyor. Aslında düğünler onları hayata bağlayan, yaşama sevinçlerini artıran sosyal aktiviteler. Bir düğün tam üç sene boyunca konuşulacak konu demek Alev Sokak'lı Romanlar için. Bu denli özenle hazırlanan, bu kadar hayata bağlayan detaylar bir o kadar renkli oluyor. Fantezinin sınırları zorlanıyor; istiridye kabuğundan çıkan aileden, sokağın ortasına kurulan dev bir yatağa, teleferikle sokağa gelin indirmekten, havai fişek gösterisine kadar her şey deneniyor. Alev Sokağın müdavimlerinden biri de
Sabah gazetesinin fotoğraf editörü Kutup Dalgakıran... Yıllarca sokakta yaşayan Romanların, düğünlerine, nişanlarına, kız isteme merasimlerine hatta cenazelerine tanık olan Dalgakıran, tüm bu anları fotoğraf karelerine sığdırdı, bu kareleri okuyucuyla buluşturmak için en uygun zamanı bekledi. O zaman geldi, çünkü bu sokakta bir gelenek bu yazdan itibaren tarih oldu... Artık Romanlar sokakta değil salonda evleniyor....
Davetiye bastırılmaz paçalı donla davet yapılır
Alev Sokağın düğün geleneğini Eskişehir Cezaevi'nde tutuklu bulunan, Çiçekçiler Derneği Başkanı Metih Salih Şentürk anlattı:
- Nasıl kız istenir Alev Sokak'ta?
- Ben 13 senedir, Kuştepe'de Çiçekçiler Derneği Başkanlığı'nı yürütüyorum. Geldiğim süreçten bu güne tüm sokak düğünlerinde, yani 'Roman Mahallesi' diye bilinen çiçekçilere ait bölümünde önce kız isteme yapılır. Sokak ortasına iki tarafın büyükleri geçer, mikrofonlar alınır ele ve "Ben 40 devemle buradan geçerken, oğlum kızınızı görmüş kızınıza âşık olmuş, kızınızı istiyoruz," der ve talip olur. Şova dayalı bir gösteri olur, kilimler atılır, ellerde mikrofon kız istenir. Daha önceden hazırlanmış istekler dile getirilir.
- Kapalı kapılar ardında kız istenmez yani...
- Yok hayır. Roman toplumunda düğün olayı sokak demek, görselliğe dayalı, şova dayalı olaylar bunlar. Bu sırada ne isteniyorsa, on çift terlik, on çift ayakkabı, 20 gömlek, kızın kardeşlerinin ve akrabalarının kuaför masrafı, bu tür isteklerde asgari müştereklerde buluşulur, tokalaşılır ve kız verilir. Nişan, nişandan sonra da düğün günü belirlenir.
20 yaşına gelmiş bekâr kız yoktur
- İsteme bittikten sonra düğün hemen yapılır mı?
- Roman toplumunda cehalet ön plana çıktığı için, anne ve babalar, "Bunlar birbirlerini seviyor, şu anda nişanlandılar, bu iş ne kadar uzarsa, başımızın öne eğilme tehlikesi o kadar artar," diye düşünür ve işi fazla uzatmazlar. Genellikle 15-16 yaşlarında evlilikler olduğu için, "Bunlar birbirlerini beş altı senedir seviyor, nişanı da yaptık, nişanlı diye yakınlaşmalar artacak, hataya düşmesinler," diye hareket ederler, istemeden sonra gün alınır, iki taraftan kadınlar Eminönü'ne gider, basmalar alınır. Paçalı donlar alınır. En uzunu, kışın bir söz yapılmışsa, Mayıs'ta düğün yapılır.
- Evlenenler birbirleriyle flört eden yani seven kişiler mi olur hep?
- Kesinlikle. Bunlar beş altı yaşında sokakta birbirlerinin sümüğünü silmeye başlar, 10 yaşına gelir flört eder, el ele tutuşmaya başlarlar, anne baba bu aşamada karar verir ve isteme olur. 20 yaşına gelmiş bekâr Roman kız yoktur.
Roman düğün yapar üç sene anlatır
-Düğünler ne kadar gösterişliyse o kadar itibarlı oluyor anladığım kadarıyla...
-Kesinlikle... Mesela bizim toplulumuzda üç kavim var, Gönenliler, Vefalılar, Çiçekçiler diye... Kadına bakarsın ne kadar garip bir kadın dersin, düğüne bir çıkar boynunda iki buçuk metre gerdan altın, 25 tane bilezik. Düğünler bir şov alanı gibi. birbirlerine nispet yapma adına herkes düğüne saklar neyi var neyi yoksa. Tüm düğünleri kameraya aldırıyorum ben, kim ne takmış görülsün bilinsin diye.
- Sokak düğünleri yasaklandı, ne olacak şimdi?
- Çok yazık olur. Çünkü onlar orayı yaşıyorlar. Bu tür şeyler anlatılmıyor, yaşanıyor. Ben kendi kardeşimi evlendirdim, bir Roman kızı aldım ona. Mahalleye bir teleferik kurdurduk. Teleferikle indi gelin. Parayla pulla olacak, anlatılacak şeyler değil bunlar. Sünnet düğünlerinde anne baba çocuklarına üç-dört çeşit Hint kıyafeti hazırlatır. Havai fişek eşliğinde anne baba ve sünnet edilecek çocuk meydana gelirler. Ve üç değişik kıyafetle sahne alırlar. Farklı ve renkli bir ortam. Bunlar Kuştepe'nin âdetleri. Sokak düğünlerinin bitmesi acı bir şey olur.
- Salonda yapılınca ne olacak?
- Üzücü olur, bu insanların hayatlarının en büyük olayı düğünler. Bir düğün yapıp üç yıl anlatırlar.