- Kürt sorununa ilişkin bakış açınız da ilginç. Türk yerine 'gurur', Kürt yerine de 'onur' sözcüğünü ikame etmeyi öneriyorsunuz çözüm olarak...
- Bazen insanların dilinde sözcükler fetişleşerek normal ve asli anlamlarını kaybederler. Sosyolojinin veya siyaset bilimin konusu olmaktan çıkar, psikolojik birer fenomene dönüşürler. Türk veya Kürt sözcüklerinin başına gelen de bundan başkası değil. Türk yerine 'gurur', Kürt yerine 'onur' diyebiliriz rahatlıkla çünkü altlarında yatan psikoloji bu. Gurur, Arapça 'aldanmak' kökünden gelir. Bu nedenle ucu kaçmış, abartılı bir gurur daima aldatıcıdır. 'Türklük gururu' sizi etrafınızı göremez hale getirerek köreltebilir. Hatta çevrenize zarar verir hale gelirsiniz haberiniz bile olmaz. Onur ise Arapça haysiyet sözcüğünün Türkçesidir. 'Nerede' demek olan 'haysu' kökünden gelir. Demek ki onur yani haysiyet 'nerede duracağını bilmekle ilgilidir. Kürdün onur yani haysiyet arayışı nerede duracağını bilemezse birilerinin oyuncağı haline gelir ve haysiyetini tümden kaybeder.
- Türkiye'deki laik-dinci ayrımının, dinde zorlama meselesiyle çok ilgisi var. Nedir dinde zorlama yoktur tabirinin anlamı sizce?
- Kişi dinin içerisine girer, dini yaşar ve isterse çıkar. Din tamamen gönüllü bir şeydir.
Kimse Müslüman olmaya, dine girdikten sonra da namaz kılmaya, oruç tutmaya, örtünmeye ve dinde kalmaya zorlanamaz. Din tehdit değil, tekliftir.
- Alevilik hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Ben tarihsel anlamda Sünniliği İslam'ın klasik aklı, Aleviliği de ruhu olarak görüyorum.
Sünnilik iktidar mezhebidir, Alevilik ise ezilen Müslüman kitlelerin tepkisini ifade eder.