-
Eski sevgiliniz Öykü Çelik aradı mı olaydan sonra? - Aramadı tabii. Benim için önemli bir ilişkiydi gerçekten. Sevdiğim bir insandı. Biz çocuk hayali kurmuştuk, düğünde bizim yöreden harman dalı oynarız gibi hayallerimiz vardı. Bu evi de beraber beğendik. Ben yaptım ama o içinde olamadı. Sonuçta başka bir sevgilisi var, hayat devam ediyor falan ama bir şeyleri yakaladığın zaman kıymetini bilmek gerekiyor. O kadar kolay unutamam bir şeyleri, dostlarım için de öyle.
- "
Ben nerde yanlış yaptım" gibi sorgulamalar yaşadınız mı? - Hatalar mutlaka vardır. Herkes mükemmel gibi davranabilir hayatta. Benim cazibem mükemmel olmamak, böyle bir iddiada bulunmamak.
- Öykü Çelik bir röportajında "İki psikopat ruhtuk, çok şiddetli bir sevgiydi bizimkisi" demiş. Yoğun aşktan mı kaynaklanıyor bu şiddet? - Tabii. Çünkü ilişkinin içinde acı, şehvet, tutku vardır. Dümdüz gidemez bir ilişki, giderse sıkıcı olur.
- Pek çok insanın tarihinde vardır böyle ilişkiler de, onlar öyle büyük aşk olarak kalırlar genelde. Evlilikle sonuçlanmazlar. - Yapacak bir şey yok. O da güzel. Dümdüz gittin, evlendin, çocuk yaptın ama o duyguyu kaçırdın.
-
Bir yandan da 'çocuklarım yok, mutlu bir yuvam yok,' yakınmasındasınız ama... - Onu da denedim olmadı. 'Olmayacak,' deyip kapatamazsın, üzerini örtemezsin.
- Çocuk için mutlaka evlenmek de gerekmiyor. Sevgili bile gerekmeyebilir hatta, taşıyıcı anne bulabilirsiniz. - O bana açıkçası samimi gelmiyor. Gözünün içine baktığın, beraber seviştiğin bir kadından yarattığın şey varken. Ben hayatta iki tane mucizeye inanırım; biri şu kuru sopa gibi daldan üreyen armut, ikincisi bebek. Birini yaşıyorum zaten. Diğerini de yaşamak istiyorum ama sevdiğim insanla.