Sevgilisi Şahan Gökbakar'dan ayrıldıktan sonra evini değiştiren ve fazla kilolarından kurtulan Doğa Rutkay, bu durumu "Kendime yatırım yapıyorum" diye açıkladı. Rutkay, Cosmopolitan'a verdiği röportajda Gökbakar ile nasıl ayrıldığını anlatmadı ama bol bol kendinden ve hayattan bahsetti:
DOĞA RUTKAY FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...
* "Huzuru bulduğum yer" diye ifade ettiğiniz evinizi neden apar topar değiştirdiniz? Huzur kavramınız mı değişti?
Hayır, değişmedi. Huzur bulduğum yer özellikle o ev değil; ben nerede olursa olsun, evinde huzur bulan bir insanım. Evimi değiştirme sebebim çok farklı; Beagle cinsi av köpeğim 20 kiloya yaklaştı. Artık apartman dairesinde yaşayamayacak boyuta geldi. Yavruları da gelecek şimdi. Hepsine bakabilmek için bahçeli bir eve taşınmaya karar verdim.
YALNIZ OLMAYI ÇOK SEVİYORUM
* Vaktinizi daha çok evinizde geçirmeyi mi seviyorsunuz?
Aslına bakarsanız, işim olmadığında hep evdeyim diyebilirim. Zaten evden çıkmaya üşendiğim için genelde arkadaşlarım bana geliyor, onlara yemek yapmaya bayılıyorum. Bir de köpeğimle baş başa olmayı ve onunla vakit geçirmeyi çok seviyorum.
* Yalnızken ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Yalnız olmaktan gerçekten çok hoşlanıyorum. Üst üste film izlerim. Saatlerce internette vakit geçiririm. Kitap okurum. Bol bol Sudoku çözerim. Aksiyonlu bilgisayar oyunları oynarım. Mutfağa girip saatlerce yemekler hazırlarım. Şekilli şekilli cookie'ler (kurabiye) yaparım.
* Peki dışarıda?
Dışarıda da arkadaşlarımlayımdır. Öyle sinemaya falan tek başına giden bir tip değilim, yanımda illa ki konuşacak biri olsun isterim.
* Yalnız olmaya bu kadar alışkın bir insan, çift olmaya kolay adapte olabiliyor mu?
Çift olmanın içinde kendi özgürlüğümü yaratabilirsem, kendi konfor alanlarımı sabitleyebilirsem sorun yok. Bu çok hassas bir konu.
ARKADAŞLARIMA KARŞI TAKINTILIYIM
* Her zaman kendine olan güvenini vurgulayan biri olarak tanıdık sizi. Hayatınızda düşüşler yaşadığınızda, nasıl atlatıyorsunuz?
Kendine güvenen bir insan olduğum doğru. Çünkü kendimi geliştirmeyi severim. Her türlü yeniliğe ve öğrenmeye açık biriyim. İnsanları tanımaktan hoşlanıyorum. Düşüş durumlarında hemen kendime B planı yaratırım. Hiçbir zaman 'Bitti ve hayat durdu' diye bir şey yoktur benim için.
* Hayatınızda biri olduğunda, arkadaşlarınızı ikinci plana atar mısınız?
Öyle bir şey benim için imkansız. Ben arkadaşlarıma karşı çok takıntılı ve bağlıyımdır.
* Hayatınızdaki insan için karakterinizi ne kadar esnetebilirsiniz?
Biraz sabit bir karakterim... Özen gösterebilirim ama kendimi komple değiştiremem.
* Uzun bir birliktelikten sonra kendinizde değişiklikler olduğunu fark eder misiniz?
Kesinlikle. Konservatuvardayken Müşfik Kenter benim tiyatro hocamdı. Çok güzel bir lafı vardır; "Zaman zaman ayrılıklar yaşayacaksınız, üzüleceksiniz ama sakın unutmayın, hayatınıza giren her insan sizi bir yerlere taşır." Ben hocamın bu lafını hiç unutmam. Gerçekten hayatınıza giren kişi sizi besler, büyütür ve sağlıklı olan da budur. Size hayatı daha çok sevdirecek bir insanla birlikte olmanız lazım...
* Güçlü, nitelikleri fazla kadınları erkeklerin taşıması zor. Bu tür kadınlar çoğunlukla yalnız kalmayı tercih eder... Siz hiç yalnız değilsiniz?
Bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum. Hayatımıza giren insanların seçimlerini kendimiz yapıyoruz. Orada belli kıstasların olması gerekiyor. Ailen, kültürün, aynı dili konuşup konuşamadığın, aynı kumaşa sahip olup olmadığın gibi. Bazıları, 'Bir deneyeyim, ne kaybederim ki' der. Bende o yoktur...
* Ne gibi kıstaslarınız var?
Zeka çok önemli. Sizi yormaması ama söylediğiniz şeyi anlıyor olması lazım. Bu, dünyanın en büyük lüksüdür bence. Fizikten, gücünden, mesleğinden ziyade, iletişim çok önemli. 'İlk neresini beğenirsin?' diye sorarlar mesela. Ne saçma soru! Hiç öyle takıntılarım yoktur.
LAUBALİLİKTEN NEFRET EDERİM
* Nefret ettiğiniz bir şeyler var mı peki?
Laubalilik. Yılışıklık. Gereksiz espri yapıp komik olmaya çalışan insanı hiç sevmem. Yabani insanları da sevmem.
* Kendinizde en çok neyi beğeniyorsunuz? İnsanlardan en çok hangi özelliğinizle ilgili övgü toplarsınız?
Her sene doğum günümde kameraya arkadaşlarımı konuştururum. Doğa'yla ilgili üç şey söylerler. Genelde değişmeyen sözcükler; deli, cana yakın, dost, fırlama.
* Ne fırlamalığınız var mesela?
Şakalar falan yaparım, telefonda işletirim, rahatsız ederim, gece alakasız bir mesaj atarım. Oturanların altından sandalyesini çekerim... Babam da öyledir. O da garip şakalar yapar.
