DİNLEYEYİM...
Senin çok konuşmak yerine çok dinleyen bir insan olduğunu biliyorum. Nereye kadar dinleyebilirsin?
Evet, böyle bir huyum var. Sanki çok adil olmak benim misyonummuş gibi, bir şeyi söylemeden önce emin olmak isterim. Meseleyi tam olarak anlayıp ondan sonra üzerine konuşurum. Biri mesela bana bir şey anlatıyorsa, onu dinlerim; laf olsun diye değil, gerçekten merak da ederim. "Ee sonra noldu?" diye sorarım. O arada kendimle ilgili bir şey anlatmak içimden gelmez; o anlatsın, ben dinleyeyim isterim.
Bir mekan söz konusu olduğunda, bildiğin bir mekanda bildiğin insanların mı sana servis yapmasını istersin? Yoksa yeni keşiflere açık mısın?
Normal rutinimde bildiğim yerleri tercih ederim. Ama bir süre sonra "Yeter artık, başka bir yere gidelim" diyor insan. Sıkılıyor çünkü. Bir anda "Artık ben o mekana gitmeyeceğim" diyebiliyorum. Mesela bir şarkıyı seviyorsam, 15-20 kere dinlerim. Sonra bir bakarım ki o şarkı çaldığında artık radyoyu değiştiriyorum. Yani sevdiğim şeyleri bıkana kadar, sıkılana kadar yapıyorum galiba.
ANCAK RAHATLAYINCA KENDİMİ AÇABİLİYORUM
Nasıl bir çocuktun?
Çocukluğumun uzun bir dönemi ailemin benden beklediği şeyleri yapmakla geçti. Takdir alan, basketbol oynayan, klasik gitar dersi alan iyi bir öğrenciydim. Ama bir noktada bunu kırdım. Hep, ancak rahatlayınca kendini açabilen biriydim, hâlâ öyleyim. Bizim okulda her sene sınıflar karıştırılırdı. Okulun ilk günü eski sınıftan tanıdığım birine yapışırdım. Sonra alıştıkça açılırdım. Bu utangaçlığın üstüne gitmeye çalışıyorum, çünkü böyle bir iş yaparken utanma, çekinme gibi duyguları ezmek, eğitmek gerekiyor.
Peki ya şimdi? Çekingenlik durumun nasıl?
Eğer herkesi çok iyi tanıdığım bir ortamdaysam, rahatımdır. Ama o ortamlarda bile en yakın olduklarımın yanında durmayı tercih ederim. Çok kalabalık ve çok tanımadığım insanlarla dolu yerlerde kendimi rahat hissedemiyorum. Ama bu özellikle yaptığım bir şey değil; içgüdüsel bir durum. Ve gerçekten üzerinde çalışıyorum.
'SON' ÇOK YORUYOR AMA DEĞİYOR
'Son' dizisinde yer almaktan keyif alıyor musun? Ben seni izlemeyi çok seviyorum mesela...
Oynadığım karakteri çok seviyorum. Çok keyifli bir tecrübe. Kimi zaman, "Ne kadar benziyorsun Alev'e?" diye soruluyor. Oysa Alev'e benzesem dizi çekemem. Malum, 'Alev' disiplin problemi olan biri. Tabii ki her oynadığın karakterde senden bir şey var. Başka nasıl olabilir ki! "Aslında ben de böyleyim" demek şizofrenik bir durum. 'Son'; çok mekanlı, çok farklı dönemlerde geçen bir iş olduğundan ekip için çok yorucu; çok çalışılması gerekiyor çünkü. Ama bence özel bir iş çıktı ortaya, bu yüzden değiyor bu yorgunluğa...
ÇOK SABIRLI BİR İNSAN DEĞİLİM
Modaya nasıl bakıyorsun?
Yazları giyinmek daha zevkli bence. İlla ki mavi bir kolye alırım her yaz. Kışın hava soğuk olduğunda canım hiçbir şey istemiyor. Kat kat giyiniyoruz zaten... Çok sabırlı biri olmadığım için alışveriş yaparken dükkan dükkan gezip bakmayı sevmem. Tıpkı bir parti ortamına girince en yakın arkadaşımı görüp onun yanına gitmem gibi, bellediğim dükkanlara gidiyorum.