DÜŞLEDİĞİ BELGESELİ ÇEKECEĞİM
Babanızla birlikte birkaç film projesinde de yer almıştınız. İleride yine sinema yapmak ister misiniz?
Babamla birlikte 'Dila Hanım'da oynamıştım, kamera arkasında yer aldığım projeler de var. Babamın çekmeye ömrünün vefa etmediği ve bana anlattığı bir belgesel projesi var; onu çekmek istiyorum.
ÖLELİ 17 YIL OLDU AMA HÂLÂ METHEDİLİYOR
Babanızla nasıl bir ilişkiniz vardı, iyi anlaşır mıydınız?
Abi-kardeş, iki arkadaş gibiydik. Kanepenin bir ucunda babam senaryo okur; bir ucunda da ben sınav kağıtlarını okurdum. Hemen bana bulaşmaya başlardı, şakalaşırdı benimle. Ben de 46 numara olan ayaklarının altına kalemle çiçek çizerdim. Türk Sineması'na emek vermiş ve hâlâ insanların evlerine filmleri ile giren babam Kadir Savun'u, ölümünün üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ methetmeleri çok güzel bir şey.
ÖLÜMÜ SÜRPRİZ OLMADI
Babanız, kanser olduğunu öğrendikten ne kadar sonra hayatını kaybetti?
Öğrendikten sonra beş ay 20 gün savaştı. Gerekli kişiler tarafından bilgilendirilmiştim, o yüzden ölümü benim için çok sürpriz olmadı. İki-altı ay arası bir süre verilmişti zaten. Kendisi bilmesin diye elimizden gelen her şeyi yaptık ama bence hasta da, yakını da durumu biliyor. Sadece birbirlerine oynamak zorundalar. Babama verilen süre çok azdı, biz de sadece hayat kalitesini yüksek tutmak için çalıştık. Son ana kadar annem de, ben de yanındaydık. İşin içine tanınmışlık girince, işiniz daha da zorlaşıyor. O halini, sevenlerinin görmesini kimse istemez. Biz de o dönemi yuvarlak cümleler ile geçiştirip fotoğraf falan vermedik.
ÇOK ŞAKACI BİR BABAYDI
İraz Savun, babası Kadir Savun'un çok şakacı bir insan olduğunu ve her zaman birlikte çok eğlendiklerini, yaptığı esprilerle kendisini hep güldürdüğünü söylüyor.