Yönetmen Elfe Uluç, ilk uzun metrajlı filmi 'Aziz Ayşe'de, çöplerden kazandığını aç kalmak pahasına hayır kurumlarına bağışlayan eşcinsel bir kağıt toplayıcısı olan 'Ayşe'nin gerçek hayat öyküsünü anlatıyor. Okuduğu bir gazete haberi üzerine bu filme başladığını söyleyen Uluç, duyma problemi olan Ayşe'yi filmde kendisini oynaması için çok zor ikna ettiğini söylüyor. Genç yönetmen, yarı belgesel türündeki bu yapımla, iyiliğin çelişkilerini, deliliğin ve ahlakın işlevlerini sorguladığını belirtiyor. Elfe Uluç ve filmde Engin Altan Düzyatan'la başrolü paylaşan Feride Çetin, Adana Altın Koza Film Festivali'nde yarışacak 'Aziz Ayşe'yi GÜ- NAYDIN'a anlattı...
felsefesini merak ettim
Ayşe'nin varlığından nasıl haberdar oldunuz?
ELFE ULUÇ: Bir gazete haberi sayesinde haberim oldu. Ayşe, giysileri dışında başka malvarlığı olmayan, çöp toplayarak yaşamını sürdüren ve çöplerden elde ettiği geliri, aç kalmak pahasına çeşitli vakıflara ve camilere bağışlayan bir eşcinsel. Ben Ayşe'nin felsefesini merak ettim ve bu filmde iyilik yapmanın çelişkilerini, yalanın ne işe yaradığını, deliliğin ve ahlakın işlevlerini sorgulamak istedim.
Nasıl tanıştınız Ayşe'yle?
E.U.: Ayşe çok karizmatik aktör gibiydi. Onun hayatında bir tek kamera eksikti. Tanıştığım zaman anında ikna oldum.
dolapdere'yi keşfediyor
Siz nasıl dahil oldunuz projeye?
FERİDE ÇETİN: Elfe, Ayşe'nin hikayesi üzerinden bir kadının öyküsünü anlatmaya karar verdiğinde kendisiyle görüştüm ve çok heyecanlandım. Çünkü filmin büyük bir çoğunluğunu gizli kameraya çekeceğini ve bunun bir belgesel-drama olacağını söyledi. Bu, Türkiye'de çok fazla denenen bir şey değil. Oyuncu için de çok zor, çünkü filmde büyük bir sorumluluk almasını gerektiriyor.
Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
F.Ç.: Ayşe'nin belgeselini çekmeye çalışan 'Elif' adında bir kızı canlandırıyorum. 'Elif', Ayşe'yle Dolapdere'yi ve İstanbul'un arka sokaklarını keşfediyor. Amerika'da müzik eğitimi almış gayet donanımlı bir kız. Engin Altan'ın canlandırdığı bir erkek arkadaşı var ve kendi yaşadığı dünyada 'Ayşe'yi gördükçe değişiyor. Film bir kızın, kadınlığını buluş sürecini de anlatıyor.
Siz Ayşe'yle karşılaştığınızda neler hissettiniz?
F.Ç.: 'Ayşe'yle tanışmadan önce peruk ve tebdili kıyafetle onu izledim uzun bir süre. Filmdeki tanışma sahnelerimiz bizim gerçekte de tanışma hikayemiz. Gerçek olsun ve Ayşe doğallığını bozmasın diye gizli kamerayla çektik.
Sizce o nasıl biri?
F.Ç.: Biz hepimiz gündelik hayatta statü ve para kaygımız yüzünden çok kirlenmiş işlerle uğraşıyoruz. Ayşe'nin ise yaşam sebebi iyilik. Bence Ayşe bir modern zaman alimi.
E.U.: Mahallesindeki kişiler, onu o şekilde kabul etmiş. Ayşe'ye Aziz lakabını takmışlar ve o mahalleye dışarıdan kimseyi almıyorlar. Muhafazakar bir semtte, Ayşe gibi birini kabul edebiliyorlar. Bir alt sokakta benzerleri öldürülürken, bir üst sokakta Ayşe'nin mahallelilerce korunması, hem sevindirici hem de ürkütücü.
TÜRKİYE'DE HERKES ARTİST!
Filmde star sistemine de bir mesaj var, değil mi?
E.U.: Mesaj vermiyorum, çeşitliliği paylaşıyorum. Zaten Türkiye'de herkes star, herkes artist! Ben filmde birçok şeyi anlatmak istedim. Cinsellik, baskı, kimlik, yalan, gerçek, delilik... Kimliğimizin ve gerçeğin, hayatın her katmanında kaybolduğunu düşünüyorum. Kimliğimizi ancak çöpte bulabiliriz; kaybettiğimiz şeyleri bulduğumuz yerde... Bu filmde biz de kendimizi aradık; çok hijyen ve steril bir yaşam modeliyle çok melez ve kaotik yaşam arasındaki boşlukta yok olduk, görünmez olduk. İnsanlar da bunu yapmalı.
ENGİN ALTAN 'SOĞUK ' OYNADI
E.U.: Filmde bir uca Engin Altan'ı, bir uca Ayşe'yi, ortaya da Feride'yi koydum. Engin'den klasik konservatuvarlı gibi oynamasını istedim. Ayşe'deki oynama isteği ise öyle doğallıkla fışkırıyordu ki, ancak Engin Altan'dan istediğim soğuk oyunculuk dengeyi kurabilirdi.
AYŞE BENİ POLİS SANIYORDU
Ayşe'yi ikna etmek zor oldu mu?
E.U.: Film çekmek için gittiğimde çok zorlandım. Beni Dolapdere'deki mahalleye almadılar, şüpheyle yaklaştılar. Ayşe, geçmişte yaşadığı travmatik olaylardan dolayı insanlardan korkuyor. Kötü deneyimleri olmuş, biz de çok çekinerek yaklaştık. Önce görüşmek istemedi; beni sivil polis sanıyordu. Onunla arkadaş olmak için bir yıl uğraştım. Ona yardım edeceğimi söyledim. Apandist ameliyatını, kulak tedavisini ve dişlerini yaptırdım. Onu hamiliğime aldım.
Çekimlerde zorlandınız mı?
E.U.: Çok. Ayşe'nin bir kulağı hiç duymuyor, diğeri yüzde 5 duyuyor. Konuşma terapisi gördü. Psikiyatrlar "Algısında problem var, filmle gerçeği ayıramaz" dediler. Onu oynatmak için başka yöntemler buldum. Çekim süreci ve post prodüksiyon dört yıl sürdü.
Bu yola baş koyduğunuzu söyleyebilir miyiz?
E.U.: Belki ben Ayşe'ye benziyorum. Biz bir çiftiz ve birbirimizi bulduk belki. Ondaki inanç bende olsun isterdim.