Mehmet Ali Malkoç, daha 17 yaşındayken siroz hastalığına yakalandı. Devamlı artan ve düzelmeyen karaciğer rahatsızlığına rağmen tıp fakültesini kazandı. Tıp fakültesi son sınıf öğrencisiyken, sahip olduğu tıbbi bilgiler ve doktorlarının yönlendirmesiyle nakil olması gerektiğini anladı. İşte Mehmet Ali Malkoç'un anlattıkları...
AİLEM SÖYLEMEDİ
17 yaşındayken, gözlerimde sararma şikayetiyle hastaneye başvurdum. Çok çabuk yorulmakta ve çok fazla uyumaktaydım. Yani, vücudumda hepatit belirtileri başlamış; sarılık olduğum anlaşılmıştı. Şanlıurfa'dayken kaldırıldığım hastanede doktorlar tarafından bana hepatit teşhisi konuldu. Beni tedavi eden doktorlarım dinlenmemi önerdiler. İkinci kez, Adana Devlet Hastanesi'ne başvurdum. Orada yapılan tetkikler sonucu siroz olduğum ve karaciğer nakli olmam gerektiği anlaşıldı.
2002 yılında Öğrenci Seçme Sınavı'na girecektim. Aklımda sınavdan başka bir şey yoktu. Tıp fakültesini kazanıp, doktor olmak istiyordum. Ailem karaciğer nakli olmam gerektiğini biliyordu. Bu nedenle rahatsızlığımı bana söyleyerek moralimi bozmak istemediler. Sınava hazırlandığım için nakil olmam gerektiğini benden sakladılar.
O yaz, Öğrenci Seçme Sınavı'na girip İstanbul Tıp Fakültesi'ni kazandım. Tıpta okurken bir yandan da tedavime devam ediyordum. Karaciğer rahatsızlığımı biliyordum fakat ilaçlarla düzeleceğini sandım.
ÇOK ÇALIŞTIM!
Tıp fakültesinin ilk beş yılını, hep acil servislerde koşturan bir hasta olarak geçirdim. Eğitimimi devam ettirirken çok zorlanıyordum, devamlı acil servise kaldırılmaktan bıkmıştım. Siroz çok ağırlaşmaya başlamıştı. Buna rağmen derslerimi hiç aksatmıyor, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum.
SPOR HEKİMİ OLACAĞIM HEKİMİ OLACAĞIM
Organ naklinden sonra sağlıklı bir karaciğere sahip oldum. Sağlıklı bir karaciğerle yaşamak ile sirozlu bir karaciğerle yaşamak arasında dağlar kadar fark var. Bunu şimdi çok daha iyi anladım. Önceden çok çabuk yorulur, hemen hastalanırdım. Çok zayıftım, ne kadar yesem de kilo alamıyordum. Şimdi ise ne yesem yarıyor. Çok şükür ki sağlıklıyım; kuvvetim yerinde...
Tıp fakültesini başarıyla bitirdim. Şimdi spor hekimliği üzerine uzmanlığımı yapmak istiyorum. Lisedeyken futbol oynardım. Rahatsızlığım nedeniyle çok sevdiğim futbolu bırakmak zorunda kaldım. Futbola olan sevgim hâlâ devam ediyor. Bu nedenle spor hekimi olup tekrar futbolla iç içe yaşamak istiyorum. Artık, gelecek planlarımı daha rahat yapabiliyorum.
TEK ÇARE ORGAN NAKLİYDİ KARDEŞİ HAYATINI KURTARDI
Memorial Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Münci Kalayoğlu, hastası Mehmet Ali Malkoç'un durumuyla ilgili konuştu:
Mehmet Ali Malkoç, rahatsızlığı nedeniyle hastanemize başvurduğunda altıncı sınıfta okuyan bir tıp fakültesi öğrencisiydi. Soluk, sararmış yüzü ve zayıflığıyla onu görür görmez, kronik karaciğer hastalığı olduğu anlaşılıyordu. Hastamızın tahlil ve tetkiklerini gördükten sonra kurtuluşunun karaciğer nakli ameliyatı ile olabileceğini gördük.
Hastamız tıp öğrencisi olduğu için kendisine hastalığını anlatmamız kolay oldu. Korkmamasını, organ naklinin hayatını kurtaracak tek çare olduğunu söyledik. Organ bulamayınca ona kardeşinin karaciğerini naklettik.
Başarılı geçen ameliyatın hemen ardından hastanın karaciğer fonksiyonları yerine geldi. Şu an gayet iyi ve sağlıklı bir şekilde normal hayatına devam ediyor. Tıp fakültesinden de sağlıklı bir şekilde mezun oldu. İnşallah yaşadığı sürece bu karaciğer kendisine yardım eder.
ERKEN TANI ÖNEMLİ!
Sirozun en iyi, en ucuz ve en kolay tedavi şekli karaciğer naklidir. Bu nedenle hastaların erken evrede bize başvurmaları gerekmektedir. Fakat hastalar bize genellikle hastalığın son evresinde başvuruyorlar.
Hastalığın erken evresinde başvuran hastaları tedavi etmemiz kolaylaşıyor. En son derecede, hastalık ilerledikten sonra iyi sonuç almak zorlaşıyor.
Karaciğer naklinde hastanın doktora geldiği zamanki hali ve genel durumu ne kadar iyiyse, hastanın bir an evvel iyileşmesi ve işinin başına dönmesi ihtimali o kadar fazla oluyor.
RENGİM SİMSİYAH OLMUŞTU!
Tıp fakültesi altıncı sınıf öğrencisi iken hastalığım çok ilerledi ve kötüye gitmeye başladı. İki ayda 25 kilo verdim, bozulan kan değerlerimden dolayı rengim simsiyah oldu. Tıp fakültesinde okuduğum için ilerleyen tıp bilgisi ile nakil olmam gerektiğini anladım. Karaciğer nakli ile ilgili yaptığım araştırmadan sonra bir saniye bile beklemeden organ nakli ekibi ile irtibata geçtim.
AİLEM KORKTU!
Hastalığım ilerleyince nakil zorunlu hale geldi, ilaç tedavisi yetmiyordu. Doktorlarım karaciğer naklinin zorunlu olduğunu söyledi, bunu ailemle paylaşmam gerekiyordu. Ramazan ayıydı; ailemdeki herkesin oruçlarını açmasını bekledim, iftardan sonra onlara karaciğer nakli olmam gerektiğini söyledim.
Ailem çok üzüldü. Bu ameliyattan sanki hayatımın sonu gelmişçesine korktular. Ama onlara, karaciğer naklinin benim için sağlık dolu yepyeni bir hayat olacağını anlatmaya çalıştım. Çünkü bunu eğitimim sayesinde öğrenmiştim.
TAM 10 GÜN ACİL NAKİL İÇİN BEKLEDİM!
Nakilden önce 10 gün boyunca hastanede yattım. Hastalığım ilerliyordu. Potasyum eksikliğinden kaynaklanan bir kalp ritim bozukluğu ortaya çıktı.
Yoğun bakıma kaldırıldım, kalbimdeki ritim bozukluğu nedeniyle iki gün yoğun bakımda ölümle mücadele ettim. 10 gün boyunca organ bekledim.
ORGAN ÇIKMADI
Kadavra çıkmayınca tüm ailem, kuzenlerim ve uzak-yakın bütün akrabalarım, karaciğerini bana vermek için seferber oldu.
Dört kardeşiz, iki ablam bir de erkek kardeşim var. Yapılan tetkik ve muayenelerin ardından kardeşimin karaciğeri uygun çıktı.
O sene üniversite sınavına hazırlanan erkek kardeşimin karaciğeri bana nakledildi.