Geçen hafta bu sütunlarda büyük kanalların Zonguldak'taki maden faciası haberlerine yeterince yer ayırmadığını, önem vermediğini belirtmiştim. Bu yazımın bir etkisi oldu mu bilemem ama cuma akşamı M. Ali Birand'ın bülteni kafasında baret, üzerinde madenci montu ile "olay yerinden" sunduğunu görünce yüreğimdeki kasvet azıcık dağılır gibi oldu. Birand son derece zor şartlar altında, bir yanıp bir sönen ışıkların ortasında gerçekten "sorumlu" bir habercilik örneği verdi. Kara tahta önünde bakanların verdiği ayrıntılı izahat da soru işaretlerinin giderilmesine yardımcı oldu. Birand'ı bu özel yayınından dolayı kutluyorum. Hazır söz Kanal D Ana Haber'den açılmışken, dikkatimi çeken bir muhabirden de söz edeyim. Adı, Ferit Aslan... Diyarbakır muhabiri... Ne zaman ekrana gelse, pür dikkat onu izlemeye koyuluyorum. Güneydoğu şivesiyle konuşuyor. İlk başlarda bir televizyon muhabiri için bunun "rahatsız edici" olduğunu düşünüp, yadırgıyordum. Ama dikkat ettim ki, son derece akıcı bir Türkçesi var. Bir an bile tereddüt etmiyor, bir kez bile ağzından "Eee" çıkmıyor. Cümleleri tüm dil bilgisi kurallarına sadık şekilde ağzından dökülüyor. Birand'ın sorularına bilgi içeren, mantıklı ve doğru yanıtlar veriyor. Konusuna son derece hakim olduğu her halinden belli oluyor. Aslında Ferit'in ilk başlarda yadırgadığım o şivesinin, haberin "yerelliği" ve "güvenilirliği" açısından üzerimde daha olumlu bir bir etki bıraktığını fark ettim. Bu başarılı haberciyi bundan böyle daha büyük dikkatle takip edeceğim.