Öncelikle gala gecesinde sevgili Barış Akarsu'yu unutmadıkları ve son derece duygulu bir açılış seremonisiyle onu andıkları için tüm Akademi'cilere gönülden şükranlarımı sunuyorum.
Hatice Anne'nin telefonda sunucu Öykü Serter'e "Ne olur bir kere daha Barış'ımın ismini anons eder misin? Belki gelir" dediği anı hatırlarken hâlâ gözlerim doluyor.
Yarışmaya gelince:
Sertab dışındaki jüri üyeleri haddinden fazla hoşgörülü... Bu tavırları, onları izleyiciye şirin gösterebilir ama yarışmacılara hiçbir fayda sağlamaz, unutmasınlar. Yarışmacılar ise gökkuşağı gibi... Son derece renkli bir kadro oluşturulmuş. Her tipte, karakterde, müzik yapısında genç var.
Ama unutulmamalı ki, bu tür yarışmaları izleyici gözünde cazip kılan, yarışmacıların müzikal yetenekleri kadar, kişilikleri ve sahip oldukları ilginç hikayeleri... Dizi izlemeye alışık televizyon seyircisine bir müzik yarışmasını izletmenin yolu, ne yazık ki bazı dramatik unsurlardan geçiyor. Ev yaşantısı kameralara yansıdıkça bu eksiklik de (!) ortadan kalkacaktır kuşkusuz.
Bana göre jüri büyük bir değerlendirme hatası yapmış. Eleme için karar verilemeyen ve ikisi elenmek zorunda bırakılan son üç aday da bana göre ilk beş için şanslı isimlerdi. Ben; elenen Buğra ve Seçkin'in, yarışmayı Dila, Burak, Burçin ve Derya'dan çok daha fazla hak ettiğine inanıyorum.
DİZİ OYUNCUSU ÇIKAR
Favorilerime gelince: Arif'in inanılmaz bir sesi var. 'Aşk'ı Sertab'ın tonundan okuyacak bir erkek sesi duyacağımı tahmin etmiyordum. Beni fazlasıyla şaşırttı. Sare'den yeni bir Işın Karaca çıkma ihtimali pek yüksek. Giray sanki yılların rock şarkıcısı gibi rahat. Kaan inanılmaz bir sentez. En fazla stil sahibi olan yarışmacı. Yiğit'i zaten elemelerde favori ilan etmiştim. Ama Sertab'ın "Hep aynı gırtlak nağmelerini yapıyorsun" eleştirilerine katılmamak mümkün değil. Elif ilginç ses rengi ve sevimliliğiyle yarışmanın maskotu olmaya aday. Levent, sinir bozacak kadar kusursuz görünüyor.
Mekiye'nin bu yarışmadaki şansı ne olur bilmem ama muhteşem saçlarıyla şampuan reklamlarının aranan yüzü olacağı kesin. Yakışıklı Buğra'nın elenmesine ise fazla üzülmedim. Zira böylece dizi oyunculuğu kariyerinin daha erken başlayacağını düşünüyorum.
Bana göre gecenin şampiyonu ise kıyafetler ve aksesuvarlardı. Ekip, her yarışmacıya özel ayakkabı tasarlatacak kadar özenli davranmış. Her şarkının konseptine uygun kıyafet tasarımı ise son derece başarılıydı. Kostüm direktörü Zeliha Kaçar bana göre geceye damgasını vuran isim oldu.
ÖZKÖK'TEN POTLAR
Jüri üyesi Ertuğrul Özkök'ün gafları da atlanacak gibi değildi. Sahneye gitarsız çıkan yarışmacı için "Elinden gitarı kim aldıysa kutluyorum. Gitarına kapanıp duruyordun. Az daha Âşık Veysel olacakmışsın, kenarından dönmüşsün" şeklindeki sözleri tuhaftı. Erkin Koray şarkısı söyleyen yarışmacıya önce "Cem Karaca kıvamında söylemeyi başarmışsın" deyip, sonradan "Yani şarkıyı Erkin Koray'ın söylediğini biliyorum ama sen Cem Karaca tarzında söyledin, yanlış anlaşılmasın" diyerek dümen kırdı. 'Mor Yazma'yı söyleyen yarışmacının bileğine doladığı mor yazma ile şarkı arasındaki ilişkiyi çözemeyip, "Onu bileğine bağlamasan daha iyi olurdu" deyiverdi.
Yarışmanın en büyük şanssızlığı ise sürekli ilk Akademi yarışması ile kıyaslanacak olması.
Zira o jenerasyonu, o havayı yakalamak ne yazık ki hiç de kolay değil.
