Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Böyle hayat nobel alır

Dizi senaristi ya da roman yazarı olsam; haber bültenlerini asla kaçırmazdım. Çünkü gerçek yaşamın hayal gücüne ve yaratıcılığına hiçbir profesyonel yazar yetişemez.
Edebiyatçıları, senaryo yazarlarını, ünlü kalem erbaplarını küçümsemek niyetinde değilim ama bizim memlekette benim gibi üç ana haber bültenini arka arkaya izleyen herkes, eninde sonunda bir dizi senaryosu ya da roman yazar. Zira bültenler buram buram 'ilham' kokuyor!
Geçen hafta haber bültenlerine yansıyan olayı eğer bir dizi öyküsü olarak ekranda görseydim; "Amma da abartmışlar; böyle de ajitasyon olur mu?" derdim ama olan bitenin her anı gerçekti.
Kars'ta 29 yaşındaki Serbülent Akyol'un eşinin doğum sancıları tutuyor. Acil olarak çağırılan ambulansa bindiriyorlar kadını. Kocası da binmek istiyor ama "Olmaz, alamayız, sen arkadan bizi takip et" diyorlar. Önde ambulans, arkada heyecanlı koca yola koyuluyorlar. Eşi Binnur dayanamıyor, ambulansta doğum yapıyor.
Aynı anda yağmur da yağmaya başlıyor. Islanan yolda Serbülent Akyol direksiyon hakimiyetini kaybedip şarampole yuvarlanıyor ve hayatını kaybediyor. Son nefesi, çocuğunun ilk avazına karışıyor ve kaderin o pervasız kalemşörlüğüne bakın ki, bu en 'gerçek' dizinin acı sürprizleri bununla da sınırlı kalmıyor.
Yine haberden öğreniyoruz ki, merhum Akyol'un annesi de onu dünyaya getirirken doğum odasında yaşamını yitirmiş.
Nobel edebiyat ödülü sahibi usta edebiyatçı Orhan Pamuk bile ne Kars'ı anlattığı Kar romanında, ne otobüste kaza geçirmek için oradan oraya seyahat eden adamın hikayesini anlattığı Yeni Hayat'ta böyle bir dramı aklına getirememişti.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA