ZEYTİN Tepesi dizisini merakla bekliyordum. Çünkü aşık olduğum bir yörede, Kuzey Ege'de geçiyordu. (Bu 'aşık olduğum' lafını her iki anlamıyla kullandım.) Öncelikle dizideki emek ve özeni sevdim. 'Şıpın işi diziler ekranda daha çok seyirci buluyor. Kasmaya gerek yok' şeklindeki sığ mantığa açık açık direnen bir hali vardı.
Zeytin Tepesi, son dönemin popüler konusu 'aşk ve intikam sarmalı'nı işliyor.
Ama beni mutlu eden tarafı, 'zeytin'i ve zeytinciliği eksen alıyor olması...
İlk bölümde pek çok izleyici, zeytinliklerin de sürüldüğünden, kalkerli toprağın gerekliliğinden, klima etkili vadilerin ve yamaçları yalayan serin rüzgarların rekolteyi artırdığından haberdar oldu.
İnşallah ileriki bölümlerde zeytin üreticilerinin dertlerinden de kamuoyunu haberdar ederler...
Zeytin Tepesi'nin görülmesini engelleyen en önemli faktör ise önünde duran Topkapı Sarayı... Keşke Muhteşem Yüzyıl'ın final yapmasından sonra ekrana gelseymiş.