Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Seda suçlu ya diğerleri?

Peşinen söyleyeyim de, 'cımbızlama' meraklılarına imkan tanımayayım: Seda Sayan'ın, iki karısını öldürdükten sonra üçüncü eşini bulmak için izdivaç programına katılan adamı programına çıkarmasını doğru bulmadım.
Tıpkı Songül Karlı'nın, karısını 34 yerinden bıçaklayan adamı canlı yayında ağırlamasına karşı çıktığım gibi...
Neden karşıyım? Çünkü bunlar birer 'haber programı' değil. Yani işin kriminal, hukuki, psikolojik ve sosyolojik analizine derinlemesine girecek bir içeriğe ve uzmanlığa sahip değiller.
İzleyici profilleri de; daha ziyade çalgılı türkülü, bol dedikodulu şov programı izleyip bir yandan fasulye kırarken diğer yandan kafayı dağıtmak isteyen 'ortalama' seyircilerden oluşuyor.
Yani her şeyi 'şov yönüyle' algılama alışkanlığındaki seyircilerin izlediği programlar. Bu nedenle, 'Biz bu adamları çıkardık ki, deşifre olsunlar, başka kadınların da başını yakmasınlar' savunması asla bir mazeret teşkil edemez. Durum böyle olunca, söz konusu kişilerin ekranda görünmesi, kadına şiddeti önlemek adına çaba harcayanların yoğun tepkisiyle karşılaşacaktır. Ancak madalyonun bir de öbür tarafı var ki, pek çokları tarafından görülmüyor ya da görülmek istenmiyor.

KURBAN SEÇMEYİN!
Seda Sayan iyi bir insandır.
Hayırsever bir kalbe sahiptir.
Yaptığı üç saatlik programdan sadece iki cümleyi 'cımbızlayıp' onu sanki bu memlekette kadına yönelik şiddetin baş sorumlusuymuş gibi göstererek, 'taşlatmak' da bir başka şiddet tezahürüdür. Evet, Seda Sayan hatalıdır. Durumun ciddiyetini kavrayamamıştır.
Belki de 'reyting tacirleri'nin oyununa gelmiş, bu olayın nasıl yok edici sonuçlar doğuracağını öngörememiştir. Ama hatasının yanı sıra Seda Sayan'ın bu ülke kadınları için bugüne dek yaptığı doğru işleri de görmek, göstermek gerekir. Aile Bakanlığı'nın himaye ve desteğinde yaptığı işler de vardır, kadınları şiddetten korumak adına giriştiği kampanyalar da... Sırf çocuk sahibi olamadığı için kocasından şiddet gören kadınları, tüp bebek kampanyası ile evlat sahibi yapıp pek çok yuvayı kurtarmışlığı da... Yani mesele, kadına şiddeti fatura edecek bir kurban seçmek ise, Seda Sayan ancak listenin sonlarında gelir.
Yazının başındaki 'cımbızlama meraklıları' ifadesine gelince... Seda Sayan'ın söz konusu programını baştan sona defalarca izledim. Tepki çeken gereksiz bir-iki ifadesinin yanında, adamı yerden yere vuran, kadınları uyaran pek çok cümlesi de vardı.
Ama taşlayacak şeytan arayanlar için o bir-iki ifadeyi 'cımbızlamak' çok daha işe yarar bir fırsattı.
Çünkü bu konuda acil bir günah keçisine, tüm yıldırımları üzerine çekecek bir 'paratonere' ihtiyaç vardı.
Hele ki, insan recmetmenin gayri resmi arenası haline gelen sanal âlem için Seda Sayan pek keyifli bir hedefti...

DİNİME KÜFREDEN...
Dedim ya; maksat sorumlu bulmak, yani üzüm yemek ise, bağcıyı dövmeden önce sorgulanması gerekenler var.
Karısını 34 yerinden bıçaklayan adam ile iki eşini bilerek, isteyerek, planlayarak öldüren adam nasıl oluyor da hâlâ ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşabiliyorlar? Neden bu insanları ilk olarak ekranlara çıkaranlara değil de, Seda Sayan'a bu kadar büyük bir tepki gösteriliyor? Protestoların merkezindeki CHP milletvekilinin, bir hafta önce TBMM oturumunda milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada "İçimden size ayakkabımı çıkarıp fırlatmak geliyor ama değmezsiniz" demesi, yaman bir çelişki değil midir? 'Kadına şiddet' konusunda duyarlılık sahibi olduğunu söyleyen biri, üstelik milletin bir vekili, nasıl oluyor da 'kadından şiddetin' sesi ve vesilesi olabiliyor?
Peki ya iki karısını öldüren adamın, aynı siyasi görüşün iktidarı zamanında çıkarılan bir af yasasıyla özgür kalmasına ne buyrulur?
Evet, Seda Sayan hatalıdır...
Ama bu olayda bir tek 'hatasız kul' gösterebilir misiniz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA