Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Evlat acısının tasviri

Allah kimselere evlat acısı göstermesin... Karadayı'yı izlerken bu cümleyi içimden kaç kere kurduğumu hatırlamıyorum.
9 yaşındaki minik torun Nazif, bombalama olayına kurban gidince; anası, babası, dedesi ve dayısı ile birlikte ekran başındaki bizler de acıya boğulduk.
Tabii ki olan biten bir senaryodan ibaretti ama insan ister istemez empati kuruyor.
Öyle ya; bu acımasız dünyada her gün yüzlerce çocuğun, büyüklerin itiş kakışı arasında hayatını kaybettiğini gazetelerde okuyup haberlerde izlemiyor muyuz?
Nazif'in babası da, olayın sorumlusu olarak gördüğü eşinin ailesine ateş püskürdü. "Onu benden almasaydınız, o arabaya binmeyecekti. Onu siz öldürdünüz" dedi. Dayısı Mahir, bu sözler üzerine o babanın üzerine yürümeye kalktı. Ancak araya giren Nazif Baba, o her zamanki bilgeliğiyle Mahir'e ve hepimize yeni bir hayat dersi verdi. Dedi ki: "Bundan böyle bana dul, sana öksüz diyecekler.
Babası ölenin adı, yetim.
Lakin, evladını yitirene bir sıfat bile verememişler.
Zira onun ne tasviri var, ne devası var... Onun için biz onun her halini mazur göreceğiz..."
Bir kez daha:
Allah kimseye evlat acısı göstermesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA