Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Koşulsuz sevgi!

Televizyon dizilerinin tamamında kötülük kol geziyor.
Aklınıza gelebilecek her şey var. Kötü kaynanalar, babalar, evlatlar, arkadaşlar, üvey anneler, çocuklar... Olumsuz karakterler, sanırım izleyicinin ilgisini diri tutmak için kullanılıyor.
Kötü bir karakterin ölümüyle dizinin reytingleri düşünce, bir hafta sonra o karakterin canlandırılıp yeniden diziye dahil edildiğini biliyoruz.

YA İZLEYİCİNİN RUH HALİ?
Peki, bu kadar kötülük kol gezerken, izleyicinin ruh hali ne oluyor?
Patlayan silahlar, akıtılan kanlar, hesaplaşmalar... Tehditler... Bunun yarattığı tahribatı kimse düşünüyor mu?
Benim bu soruma, "Bu bir televizyon dizisi. İnsanları eğitmek gibi bir misyonumuz yok" diye yanıt verebilirler.
İyi de bu memlekette eğitim zaten sorun.
Senin umurunda olmazsa, benim umurumda olmazsa; kimin umrunda olacak? Milli Eğitim Bakanlığı'nın mı?
Hayatını televizyon karşısında geçiren, oradaki hayatları gerçekmiş gibi algılayan insanlar; iyiyi, güzeli, nerede, nasıl keşfedecek? Kendini nasıl değiştirecek?
Bu anlamda televizyon dizilerine büyük iş düştüğüne inanıyorum.

'BAHAR'I SEVİYORUM
Çok dizi izlemiyorum ama izlediklerim arasında en iyi karakter kim diye düşünürken; aklıma bir tek 'Öyle Bir Geçer Zamanki'nin 'Bahar'ı (Mine Tugay ne de güzel oynuyor) geldi.
Dokunduğu hayatları koşulsuz sevgisiyle iyileştiren, gülümseyen yüzüyle yaşadığı ortama huzur katan 'Bahar'ı ben çok seviyorum. Onu izlerken içime bir huzur doluyor.
Küçük 'Deniz'e akıttığı sevgi bile, anne sevgisinden mahrum kalmış binlerce çocuk için ne kadar anlamlıdır kim bilir...
Ve çocukları sevemeyen kadınlara ne güzel bir örnektir.
Ona bakarak bir kişinin kalbi sevgiyle dolsa bile, az bir şey mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA