Üç yıl önce Portland Tribune gazetesinde çalışan bir muhabir, aldığı bir ipucu üzerine, çok büyük bir haberin peşine düşmüştü... Bir masaj terapisti, eski başkan yardımcısı Al Gore'un, 2006 yılında Portland şehrindeki Lucia Otel'de kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia ediyordu.
PARA İSTEMİYORDU
Tribune, farklı kaynaklardan yola çıkarak bir yıl boyunca iz sürdü. Haberi kaçırmak istemiyorlardı ama yeterli delilleri yoktu. Önce masöz kadını buldular ama konuşmaya razı edemediler. Aylar sonra kadın gazeteyi geri aradı ve konuşmak istediğini söyledi. Para falan da istemiyordu. (Zaten gazetenin de para karşılığı haber yapma niyeti yoktu) Ancak kadının bir şartı vardı; hikayenin nasıl yazılacağına, neyin kullanılıp, kullanılmayacağına kendisi karar verecekti.
YAZMAMA KARARI
Tribune, bu arada kapsamlı bir araştırmaya devam etti. Otel çalışanları, bölgedeki diğer masaj terapistleri, kadını tanıyanlar, Gore'un yakınları ve uzmanlarla görüştüler. Hatta; seyahatlerinde masaj yaptıran Gore'un diğer şehirlerde kaldığı sürede benzer bir şey yaşandı mı diye, popüler site Craig's List'e bile ilan verdiler. Sonuçta Tribune; 'haberi gazetecilik standardına ve sorumluluğuna uygun bir şekilde toparlayamadıkları için' bu olay hakkında tek bir kelime bile yazmamaya karar verdi. Masöz kadın, avukatı aracılığı ile polisi de bilgilendirmişti ama şahsen ifade vermek istemeyince polis dosyayı rafa kaldırmıştı.
İKİNCİ ÇAKRAMI AÇ!
Aradan geçen süreye rağmen, 54 yaşındaki masöz kadın, geçtiğimiz günlerde olayı medyaya taşıyacağını söyleyerek, tekrar polise başvurdu. Polis tutanağındaki ifadesi şöyle: Masöz kadın, 540 dolar artı bahşiş karşılığında Al Gore'un Hotel Lucia'da kaldığı odaya gece 11.30'da terapik masaj yapmak için çağrılır. Odaya girdiği andan itibaren Gore'un alkollü olduğunu anlar. Al Gore kadını uzun süre kucaklar ve "Bana Al diyebilirsin" der. Gore, kadından kasıklarına masaj yapmasını ister. Masöz istenilen bölgeye masaj yapmaya başladığında, Gore inlemeye başlar. Kadından daha da aşağı inmesini ister... Masöz, eski başkan yardımcısından böyle bir talep aldığı için şok olur. İstediği yapılmayınca sinirlenen Gore, ikinci çakrasını açması için ısrar eder. (Bu tip pratikleri takip edenler bilir; ikinci çakra cinsel arzuları temsil eder ve üstü kapalı olarak bu çakranın açılmasını istemek, cinsel boşalma için el istemektir.)
DEAR MR. PRESIDENT
Masöz bu isteği kabul etmeyince, Gore hızını alamayıp, kadının kalçalarını, göğüslerini sıkıştırmaya başlar. Kadın defalarca "Dur, yapma" dedikçe; Gore daha da sinirlenir ve kadını yatağa zorla götürüp, üstüne çıkar ve "Senin de istediğini biliyorum" diyerek, onu öpmeye çalışır. Boğuşmaya başlarlar... Kadın bu sefer hakaret ederek "Çekil üzerimden" diye bağırmaya başlar. Al Gore bunun üzerine, tuhaf bir tavırla kadınının elinden tutup, dans ederek Pink'in George W. Bush için yazdığı 'Dear Mr. President' (Sevgili Başkan) şarkısını söylemeye başlar.
DNA DELİLİ YOKTU
Hatırlarsanız, 2000 yılı başkanlık seçimlerinde Al Gore; Bush'tan 500 bin daha fazla oy aldığı halde seçiciler kurulu üye sayısı yüzünden seçimleri kaybetmişti. Hazmetmesi çok zor bir durum... Masöz kadın, polise daha erken gitmeyişini, "Güvenilirliği ve celebrity statüsü çok yüksek bir politikacıyla aynı odadaydım. DNA delili olmadığı için profesyonel itibarımı kaybetmekten korktum" şeklinde açıklar... (Diğer detayları burada yazamıyorum. Ama Amerika'daki bütün haber sitelerinde var.) Artık Al Gore da seks skandalları ile ünlü politikacılar listesine girdi. Bill Clinton, John Edwards, Elliot Spitzer, Rudy Gulliani bunlardan sadece birkaçı... Liste o kadar uzun ki, yakında bilimsel bir araştırma yapabilirler. Bu skandal ortaya çıkmadan kısa bir süre önce Al ve eşi Tipper Gore, 40 yıllık evliliklerini bitirme kararı aldıklarını açıkladılar. Al Gore, Amerika'da en düzgün, en aklı başında politikacılardan biri olarak bilinirdi... Nobel Ödülü kazandığı 'Uygunsuz Gerçek-Inconvenient Truth' isimli dokümanteri, şimdi kendi hayat hikâyesinin de başlığı olabilir.
20 YIL SIRTIMDA TAŞIDIM
Bu arada, masöz kadının iddiaları ne kadar doğru bilemem (sonuçta polis ve Tribune delil yetersizliğinden dosyayı rafa kaldırmıştı) ama yukarıda yazdıklarım bana yıllar önce yaşadığım (ve sizlerle paylaştığım) kötü bir tecrübeyi hatırlattı. Taciz gördüğüm kişi ünlü birisiydi. "Ne işin vardı adamın evinde?" diye beni suçlayacaklarından korktuğum için, en yakın iki arkadaşım dışında hiç kimse ile paylaşmamıştım olanları... Sırtımda taşıdığım o yükü atabilmek 20 yıl sürdü.
PARA VE GÜÇ TÜKETİYOR
Güç; bir insanın gerçek yüzünü ortaya çıkartıyor. Çünkü küçük bir insanın kaldıramayacağı kadar ağır bir yük... "Gücüm var, istediğim gibi kullanabilirim, istediğimi elde edebilirim" kompleksleri olanlar; bazen onlardan hiç beklenmeyen bir kişiliğe giriyorlar. 'Çizgiyi aşan' davranışlarına nasıl reaksiyon gösterildiği onları ilgilendirmiyor. Hatta başkalarının üstündeki intibalarını bile yanlış değerlendiriyorlar. Gün geliyor, profesyonel hayatlarında yükselmelerini sağlayan hırsları, özel hayatlarını batırıyor. Sonuçta; para, güç ve adrenalini yüksek bir hayat, insanı çok çabuk tüketiyor.
