Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Yanlış kişiye aşık olmanın doğru sonucu olabilir

Dünya aşksız dönmüyor, özellikle İstanbul'da...
Düşünüyorum da; bu şehir kadar, erkek/kadın ilişkisini tartışan bir yer var mıdır acaba dünyada?
Kadınların çoğu nörotik bir şekilde aşkı ve sevgiyi konuşuyor. Erkekler ise sanki başka bir gezegende yaşıyor.
Kadınların en büyük şikayeti; erkeklerin söyledikleri ile yaptıklarının birbirini tutmaması...
Erkeklerin en büyük şikayeti; kadınların kendilerini proje olarak görüp, isteklerine göre değiştirmeye çalışmaları.

DAHA İYİSİ VAR MI?
"Erkekler, gücü aşka tercih ediyor" diyebilirsiniz ama bazı kadınlar da güce, aşk sayesinde ulaşmaya çalışıyor.
Popüler ortamlarda 'ideal eş' aranırken, akıllarda "Daha iyisi olabilir mi?" sorusu var...
Peki ilişkilerde durum bu kadar umutsuz mu?
Tabii bu sorunun cevabı; biraz da o ilişkiyi nerede, nasıl ve hangi değerlerle aradığınıza bağlı!
Fransız düşünür Alain Badiou "Sevgi, iki narsist arasında yapılmış bir anlaşma değildir" der.
Aslında sevilmeyi saplantı haline getirmiş bir kültürde; ilişkilerde kendi enerjimiz ne ise, benzer enerjileri çekiyoruz.
Yani hak ettiğimiz ilişkileri yaşıyoruz sonuçta.
Ve kendi içimizde ne kadar mutsuzsak, o kadar derin aşık oluyoruz...
Ne kadar çok insan aslında yanlış ve anlamsız ilişkilerden mutluluk çıkartmaya çalışıyor... Diyelim 40'lı yaşlara geldiyseniz, yeteri kadar ilişki ve hayal kırıklığı yaşadıysanız; 'Gerçekten doğru bir insan var mı?' diye düşünmeye başlamışsınızdır.
aşadığımız ilişkiler sanki hep yanlışın değişik çeşitleri...
Neden?
Çünkü insanız ve duygusal açıdan biraz arızalıyız. G
eçmişten gelen yükler, aştığınız badireler, geçtiğiniz testler... Bütün bunlardan sonra, içinizde bir yerlerde sıkışmış kalmış çözümleyemediğiniz tatminsizlikler, yetersizlikler, takıntılar, alışkanlıklar...
Hepsi ilişkilerimizi sinsice sabote ediyor.
Yani bir şekilde kendimiz de yanlışız ve aslında bizim için doğru olacağına inandığımız yanlış ilişkiyi arıyoruz.
İşte tüm bu karmaşanın içinde var olan tecrübeyi, olgunluğu, anlamı ve dinginliği biraz fark edebilirsek, belki sevgiyi hissetme ve yaşama şeklimiz de olumlu yönde değişebilir.

IZDIRAP ÇEKMEYİ SEVECEKSİN
Woody Allen'in ilişkilerde mutluluk tasvirini her okuyuşumda gülümserim. Yeri gelmişken sizlerle bir kez daha paylaşmak istedim:
"Sevmek ızdıraptır. Izdırap çekmek istemiyorsan, sevme... Ama kalbinde sevgi yoksa, yine ızdırap çekersin. Bu durumda sevmek de, sevmemek de ızdıraptır. Mutlu olmak için sevmek gerekir. Sevmek ızdırapsa, o zaman mutlu olman için de ızdırap çekmen gerekir.
Ama ızdırap çekmek bir insanı mutsuz yapar. Demek ki; mutlu olmak için ızdırap çekmeyi seveceksin!"

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA