Güzel bir İstanbul seyahatinden sonra Washington DC'ye dönerken yazıyorum bu haftaki yazımı… 12 saatlik uçuş beni bir süredir yaşadığım kararsızlık ile yüz yüze getirdi yine...
Yıllardır Amerika'da yaşıyorum.
Ama seminerlerim için sık sık Türkiye'ye geliyorum.
Her gelişim, sevdiklerimle geçen yoğun bir haftadan sonra beni 'Acaba dönsem mi?' gibi bir ruh haline sokar.
Aklım bir orada, bir burada. Orası ve burası arasında sürekli bir çelişki var.
Düşüncelerimi tekrar toparlama zamanı…

ELİMİZDEN KAYAR GİDER...
Hayatımda çok defa bazı şeylerin kesin olduğu yanılgısı ile yaşadım.
Siz de yaşamışsınızdır… Sizi hüsrana uğratmayacak aşkı, aradığınız işi, parayı, fırsatı bulduğunuza inanırsınız.
Kendinizi enerjik, mutlu, motive, kendinden emin hissedersiniz.
Sonra... Elinizden kayar gider o sıkı sıkıya tuttuğunuz şeyler...
Bazen de sahip olduktan sonraki hissiniz değişir ya da sizin için sıradanlaşır...
İşte böyle bir dönemdeyken; siz hiç aramadan, beklemediğiniz yeni bir fırsat karşınıza çıkıverir.
Sonra yine kısır bir döngü… Demek istediğim; 'değişim' kaçınılmaz.
Buna rağmen illa bir 'kesinlik' arıyoruz hayatta...
Belirsizlik; bizi şüpheye sokuyor, endişelendiriyor, huzursuzlaştırıyor, kilitliyor, karar vermemize, adım atmamıza engel oluyor. Belirsizliği o kadar büyük bir risk ve hatta olumsuzluk olarak görüyoruz ki, ancak sonucundan emin olduğumuz şeylere yatırım yapıyoruz, sevgide bile...
Belki de belirsizlik ürktüğümüz kadar kötü birşey değil…

KONTROL ETMEK İMKANSIZ
O belirsizlik; sizi kamçılayacak, geliştirecek fırsatların başlangıcı...
Hayatınıza anlam katacak, karakterinizi zenginleştirecek tecrübeler zincirinin ilk halkası...
Peki değişim kaçınılmazken, kendimize nasıl tutunacak sağlam bir taş, bir güven kaynağı bulabiliriz?
Belki de o iç güveni sağlayan şey; mutlaka bildiğimiz anlamda 'sonucu kontrol edebilmek' değil!
Düşünürseniz, hayatta pek çok şeyi etkileyebiliyoruz ama gerçekten kontrol edemiyoruz.
Mesela; süreci etkileyebiliyorsunuz ama sonucu kontrol edemiyorsunuz.
Ya da başkalarını etkileyebiliyorsunuz ama ne düşündüklerini, ne hissettiklerini ve nasıl tavır alacaklarını kontrol edemiyorsunuz.
Belki de yapılması gereken; arzu ettiğimiz şeyler için doğru koşulları yaratıp sonra da sonuca kendimizi bırakabilmek… Hayatın akışına daha esnek olabilmeyi öğrenmek… Bu tip bir kapasite, o kaybetme korkusundan kaynaklanan kontrol ihtiyacından çok daha etkili degil mi?
Yapabilir misiniz?
Kolay değil! Ama zor olanı (esneklik), imkansız olana (kesinlik) tercih edebilirsiniz.