Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Seçimlerin dayanılmaz ağırlığı...

Hayat bazen yutması zor bir hap gibi... Dönem dönem hepimiz zorlanıyoruz. Belki anlayışsız bir eş, çocukların derdi, sağlık sorunları, maddi yükler, hiçbir şeye yetişememe hissi, kendi karakterinizin yıpratıcı yönleri... Bir de üstüne artık kimsede huzur ve heves bırakmayan seçimler... Sosyal ve politik yaralarımızı sarabilecek, iyileştirebilecek, sağduyulu bir lider beklentisi...
Politika benim işim değil! Ama politik gündemin ruhunuzda yarattığı o 'ağır' hissi hafifletmek için söylemek istediğim birkaç nokta var. Herkes herkesi yanlış anlıyor... Çünkü genelde her şeyi 'siyah ya da beyaz' olarak gören bir toplumuz... Eleştiri maksatlı söylemiyorum. Ama bulaşıcı hastalık gibi yayılan genel cinnet haline engel olmak için kendi adımıza küçük de olsa bir değişim başlatmamız gerekiyor...

HERKES YANLIŞ ANLIYOR
Fedakârlık, adalet, dar görüşlülük, hepsi içimizde... Hepimiz o gri alandayız. Bu yüzden daha 'bencil' içgüdülerimizle savaşıp 'daha makul' olmaya çalışmak, naiflik değil, gereklilik.
Yıpratıcı hislerin kimliğiniz olmasına izin vermeyin! Bizi insan yapan şey 'duygularımız'. Hepimizin bu hayatta 'master' yapması gereken bir şey var. Kendi duygusal dünyamızı anlayabilmek ve idare edebilmek.... Bunu yapabildiğinizde, siyah- beyaz arasındaki tonları görmeye başlarsınız. İyi ve kötü arasındaki nüansları fark edersiniz. 'Ya hep, ya hiç' tarzında kutuplarda düşünmeyi bıraktığınızda daha makul, anlayışlı ve sakin bir insan olursunuz.
Hayatta üç şey var: Değiştirebileceğiniz şeyler, uzaklaşmanız gereken şeyler ve kabullenmeniz gereken şeyler. Zihniniz önyargılar ile doluyken bu netliği yakalamak çok zor.
Her şeyden önce (ilişkilerinizde veya bir vatandaş olarak) haksızlığa uğradığınızı düşünmeniz ve gösterdiğiniz reaksiyon, şartlarınızı değiştirebilmek için bir şeyler yapmış, ya da daha da önemlisi doğru bir şeyler yapmış olduğunuz anlamına gelmez. Özellikle değiştiremeyeceğimiz şeyler için yaşadığımız öfke, endişe, tahammülsüzlük, güvensizlik hisleri tüm benliğimizi kontrol ediyor. Uzun ve sürekli yaşanan bu sıkıntılı ruh hali depresyona bile sebep olur. Hayattan aldığınız zevk azalır, daha izole yaşamaya başlarsınız. Uykusuzluk, iç sıkıntısı...

ÖNCE ORTAMI DEĞİŞTİRİN
Ne demek istediğimi bilen çok... Yapılması gereken; önce sizi mutsuz eden o ortamı değiştirmek için seçeneklerinize bakmak... Mutsuz olduğunuz ortamda sürekli sonuç vermeyen, tepkilerinizi tekrarlayarak yaşamak her şeyi daha da kötüleştiriyor.
Eğer her yolu denediğinize inanıyorsanız ve bulunduğunuz ortamda kalmanız için ödediğiniz bedelin yüksek olduğunu düşünüyorsanız, ikinci seçiminiz o ortamdan uzaklaşmak... Bu da mümkün değilse ve içinde bulunduğunuz şartları değiştirmeye imkanınız yoksa, o zaman değiştiremeyeceğiniz şartlarınıza karşı koyarak yaşamayı bırakıp bedeninize ve ruhunuza yaptığınız baskıyı minimumda tutmak...
Hayatınızda neyi değiştirebilirsiniz ve neleri kabul etmeniz gerekiyor. Biraz düzen ve huzur istiyorsanız, bu üç seçeneği hayatınızda netleştirin ve uygulayın. Bana yazın, bu konularda önümüzdeki haftalarda sohbet edelim.
Yarın oy verin! Arzu ettiğiniz sonucu elde edemeyeceğinizi düşünseniz de verin. Kendi sesinizi en etkili bu şekilde duyurabilirsiniz. Değişim adım atmadan başlamıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA